Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle mahkemelerce, uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılması zorunludur. Mahkemece, amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için öncelikle, denetime veri teşkil etmek üzere, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları, tesis kadastrosuna ait pafta haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanıldığı anlaşılan diğer haritalar, çekişmeli taşınmaza ilişkin tesis kadastrosu ve uygulama kadastrolarına ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgelerin toplanması gerekmektedir....

    GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle "Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesi gereğince kural olarak, her davada duruşma yapılması zorunlu bulunduğu, acele ve geçici nitelikteki işlerde, ancak kanunda belirlenen hallerde duruşma yapılmadan karar verilebilir ise de; uygulama kadastrosuna itiraz davalarında husumetten ret kararı kanunda belirlenen duruşma yapılmadan karar verilebilecek hallerden bulunmadığı ayrıca davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğinde bulunduğu, bu tür davalarda husumetin, itiraz edenin taşınmazları aleyhine yapılan tespit sonucunda, yüzölçümü artan ya da lehine ortak sınır değiştirilen taşınmazların maliklerine yöneltilmesi gerektiği, uygulama kadastrosu sonucunda lehine sınır değişikliği yapılan veya yüzölçümü artan taşınmaz veya taşınmazların bulunmaması halinde ise Kadastro Müdürlüğüne husumet yöneltilerek de dava açılabileceği, bu hususun aydınlığa kavuşturulabilmesi için de öncelikle...

      Uygulama kadastrosu yapılırken, ilk kadastro sırasında da zeminde mevcut olduğu anlaşılan sabit noktalar ile aynı döneme ya da öncesine ait farklı amaçlarla üretilmiş harita ve benzeri verilerden yararlanılmakta, tesis kadastrosu haritaları ortofoto üzerine işlenmekte, düzenlenecek ada raporunda, haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden kaynaklandığı gösterilerek, varsa hataların nasıl giderildiği açıklanmakta ve bundan sonra yönetmelikte açıklanan ilkeler çerçevesinde taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılıp, her bir parsel hakkında uygulama tutanağı düzenlenerek uygulama kadastrosu paftaları üretilmektedir. Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, özü itibariyle uygulama faaliyetinin yukarıda açıklanan ilke ve yöntemlere göre yapılıp yapılmadığının denetlenmesini zorunlu kılan davalardır....

      Mahkemece, uygulama kadastrosuna itiraz istemi yönüyle davacının adına kayıtlı taşınmazın yüzölçümünde azalma değil bilakis artma meydana geldiği ve bu haliyle uygulama kadastrosuna itiraz istemi yönüden dava açmakta hukuki yararanını bulunmadığı, mülkiyet istemi yönünden ise mahkemenin görevsiz olduğu gerekçe gösterilerek karar verilmiş ise de, bilindiği üzere Uygulama/Yenileme kadastrosunun amacı teknik açıdan yetersiz kalan, uygulama niteliğini kaybeden, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği anlaşılan kadastro haritalarının yenilenmesi ve uygulanabilir hale getirilmesi olup mülkiyet ihtilaflarını canlandırmak ve çözmek değil; tesis kadastrosu sırasında yapılan teknik hataları belirleyerek gidermek ve kadastro paftalarını zeminle uyumlu, uygulanabilir, teknik ihtiyaçlara cevap verir ve güvenli hale getirmektir....

      Uygulama kadastrosu sırasında dava konusu taşınmazlar arasındaki duvar esas alınarak sınır belirlenmiştir. Ancak; uygulama kadastrosunun amacı, mülkiyet ihtilaflarını canlandırmak ve çözmek değil; tesis kadastrosu sırasında yapılan teknik hataları belirleyerek gidermek ve kadastro paftalarını zeminle uyumlu, uygulanabilir, teknik ihtiyaçlara cevap verir ve güvenli hale getirilmektir. Uygulama kadastrosuna itiraz davaları ise uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle mahkemelerce, uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılması zorunludur....

        Buna göre; Dosyanın incelenmesinde; uygulama kadastrosuna itiraz davalarında istikrar kazanmış içtihatlarda açıklandığı şekilde denetime veri teşkil etmek üzere, çekişmeli taşınmazların bulunduğu yöreye ait tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları, taraflara ait taşınmazların tüm sınırları ile bu taşınmazlara komşu taşınmazları gösterir kapsamlı tesis kadastrosu paftası, varsa bu haritalarda değişiklik yapan ifraz belge ve haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar ve varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanılan diğer belge ve haritalar gibi teknik belgeler ile dava konusu taşınmazların kadastro tutanak örnekleri, dava konusu taşınmazlara ilişkin tesis kadastrosuna ait takeometrik ölçü çizelgeleri, hesap cetvelleri ve orijinal ölçü krokileri, sınırlandırma krokileri ile uygulama kadastrosuna ait uygulama tutanakları, ölçü çizelgeleri, hesap cetvelleri ve orijinal ölçü krokileri,...

        Somut olayda, davacı Gölcük İlçesi, Halıdere Yalı Mahallesinde bulunan 577 parsel sayılı taşınmazının yüzölçümünün yapılan Uygulama Kadastrosunda 2760 m2'den 726 m2'ye düşürüldüğünü, parselde 2034 m2'lik bir kaybın olduğu, yapılan uygulama çalışmasının hatalı olduğunu, bu hatanın düzeltilmesini davalı Gölcük Belediyesi ve taşınmazda hissedar olan diğer malikleri taraf göstererek açmış, yargılama aşamasında Gölcük Tapu Müdürlüğü davaya dahil edilmiştir. Uygulama kadastrosuna itiraz davalarının, hakları çatışanlar arasında görülmesinin gerekmesi, 6100 sayılı HMK. hükümlerine göre dahili dava ya da ıslah yolu ile de olsa dava dilekçesinde davalı gösterilen kişinin, 6100 sayılı HMK.nın 124....

        Mahkemece, uygulama kadastrosuna itiraz davalarında husumetin, itiraz eden kişiye ait taşınmazların eksik olarak hesap edilmelerine neden olan komşu taşınmaz veya taşınmazlar maliklerine yöneltilmesi gerektiği; davacının husumet yönelttiği Kadastro Müdürlüğünün davada husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan inceleme karar vermeye yeterli bulunmamaktadır. Dava; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğindedir. Bu tür davalarda husumetin, yapılan tespit sonucunda, itiraz edenin taşınmazları aleyhine yüzölçümü artan ya da lehine ortak sınır değiştirilen taşınmazların maliklerine yöneltilmesi gerekir. Ancak; uygulama kadastrosu sonucunda lehine sınır değişikliği yapılan veya yüzölçümü artan taşınmaz veya taşınmazların bulunmaması halinde ise Kadastro Müdürlüğüne husumet yöneltilerek de dava açılabilir....

          Mahkemece yapılan keşif sonucunda kadastro teknikeri bilirkişiden rapor alınmış ve davanın reddine karar verilmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğinde olup, bu tür davalarda husumetin, uygulama sonucunda itiraz edenin taşınmazı aleyhine yüzölçümü artan ya da lehine ortak sınır değiştirilen taşınmazların maliklerine yöneltilmesi gerekir. Ancak, uygulama kadastrosu sonucunda lehine sınır değişikliği yapılan veya yüzölçümü artan taşınmaz veya taşınmazların bulunmaması halinde Kadastro Müdürlüğüne husumet yöneltilerek de dava açılabilir....

          DELİLLER: Dava dilekçesi, davalı savunması, kadastro tutanak örnekleri, tapu kayıt örnekleri, yapılan keşif ve sonrası alınan bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı, GEREKÇE: HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, uygulama kadastrosuna itiraz istemine ilişkindir. 28.07.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 22.07.2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanun’un 53.maddesi ile 3402 sayılı Kanun’a eklenen Ek 6. maddesi ile "Kadastro Mahkemesinin veya otuz günlük askı ilan süresinden sonra, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan davalarda genel mahkemelerin verdiği kararlar ile orman kadastrosuna ilişkin davalarda bu mahkemelerce verilen kararlara karşı, miktar ve değere bakılmaksızın 12.1.2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'u hükümlerine göre istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulabilir." hükmü getirilmiş olup, dava uygulama kadastrosuna itiraz istemine...

          UYAP Entegrasyonu