Mahkemece ... ve Köy İşleri Bakanlığı aleyhine açılan davanın husumetten, Orman Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davanın esastan, ... ve Orman Bakanlığı aleyhine açılan davanın usul ve esastan REDDİNE karar verilmiş hüküm davacı gerçek kişi tarafından esasa, Orman Yönetimi tarafından vekalet ücretine ilişkin olarak temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1943 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1999 yılında, daha önce sınırlaması kesinleşen orman kadastrosunun aplikasyonu, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 3302 Sayılı Yasa hükümlerine göre 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması yapılmış, 27.05.2005 tarihinde ilan edilmiştir....
Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, kadastro faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yöneliktir....
Yönetimi tarafından, uygulama kadastrosundan önce genel mahkemede açılıp sonuçlanan tapu iptal ve tescil davası bulunduğu da gözönünde tutulmalıdır. Mahkemece, davanın niteliği kesin olarak saptanmadan yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru bulunmadığından, kararın bozulması'' gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama neticesinde: davanın 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesine itiraz yönünden reddine; dava konusu 28100 ada 8 parsel ve 28100 ada 27 parsel sayılı taşınmazların uygulama tutanağındaki gibi tapuya tescil edilmek üzere tapu siciline aynen aktarılmasına; davacı ... Yönetiminin dava konusu taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili istemi yönünden mahkememizin görevsizliğine karar verilmiş hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 3402 sayılı Kanunun 22/a maddesine göre yapılan kadastro çalışmasına itiraz ile tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....
ya da orman kadastro tutanağının düzenlendiği tarihe kadar 3402 Sayılı Yasanın 14. maddesinde yazılı koşulları taşımayan zilyetlik korunmaya değer olmayıp yasada öngörülen "hak sahibi" olma ve dolayısıyla davacıya orman kadastrosuna itiraz davası açma konusunda aktif davacı olma sıfatı da vermez....
İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle mahkemelerce, uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılması zorunludur....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 6831 Sayılı Yasanın 11. maddesine göre 6 aylık sürede açılan orman kadastrosuna ve aplikasyon işlemine itiraz niteliğindedir. Yörede 1981 yılında yapılan arazi kadastro çalışması ile 1985 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro çalışması, daha sonra 12.01.2007 tarihinde ilan edilen 6831 Sayılı Yasanın 3302 Sayılı Yasa ile değişik 2/B madde uygulaması ile daha önce orman sayılmayan, ancak yargı kararı ile orman sayılan yerlerde Orman Kadastro Yönetmeliğinin 41. maddesi uyarınca yapılan 2/B madde uygulaması bulunmaktadır....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 6831 sayılı Kanunun 11. maddesine göre 10 yıllık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 10.07.1998 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu, 1955 yılında yapılan genel arazi kadastrosu vardır. Taşınmaz kadastro sırasında belgesizden tesbit edilmiştir....
Dava, 6831 sayılı yasanın 11. maddesi uyarınca 6 aylık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz ve tescil niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 24.07.2006 tarihinde ilan edilerek kesinleşmeyen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır....
Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, zeminde bulunan ve tesis kadastrosu tarihinde mevcut olan sabit nokta ve sınırlardan yararlanılarak yapılan teknik çalışmalarla, taşınmaz sınırlarının tek tek değerlendirmeye tabi tutulup, tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılarak, uygulama tutanağı ve uygulama kadastrosu haritaları üretilmesi faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Uygulama kadastrosunun amacı, tesis kadastrosuna ilişkin mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı gibi aynı nitelikteki uyuşmazlıklar da uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamaz. Somut olayda; mahkemece eldeki davanın 3402 sayılı Yasa'nın 22. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi uyarınca yapılan uygulama kadastrosundan kaynaklı ortak sınırın belirlenmesine ve uygulama kadastrosunun yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik olduğu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiştir....
Mahkemece; davacı tarafından açılan davada taraf ehliyeti olmayan Kadastro Müdürlüğüne dava açılamayacağı gerekçesi ile dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğindedir. İlgililer tarafından, uygulama kadastrosu sonucu yapılan işlemlere karşı 30 günlük askı ilan süresi içerisinde Kadastro Mahkemesinde açılacak davada, uygulama kadastrosunun yararına olan kişi ya da kişiler hasım gösterilmek suretiyle tespite itiraz edilebilecektir. Bu tür ihtilaflarda "lehine sınır değişikliği yapılan kişi"den maksat, davacı tarafın taşınmazındaki eksilmenin aksine, taşınmazının yüzölçümü artan ya da lehine ortak sınır değiştirilen taşınmaz malikleridir....