Açıklanan tüm bu nedenlerle; tapu iptali ve tescil davası iken aynı zamanda uygulama kadastrosuna itiraz davasına da dönüşen bu dava için; uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin dava tefrik edilip mülkiyete yönelik dava elde tutularak, uygulama kadastrosuna itiraz davası için kadastro mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmeli, kadastro mahkemesinde; uygulama kadastrosu sonucu tesis edilen yeni paftaların kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılmadığına ilişkin uyuşmazlık çözüldükten sonra genel mahkemede mülkiyete yönelik tapu iptali ve tescil davası görülerek sonuca göre karar verilmelidir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 08/05/2017 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Sulh Hukuk Mahkemesince ise, davanın, 3402 sayılı Kadastro kanununun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraz olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Dosya kapsamından, Ağaçlık köyünde 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama çalışmalarının 25/04/2014 - 09/05/2014 tarihleri arasında itiraz edildiği, tapuda davacı adına kayıtlı 4000 m2 yüzölçümlü olan 117 parselin, 115 ada 7 parsel altında 3674,57 m2 yüzölçümü ile, 4375 m2 yüzölçümü olan 120 parselin, 115 ada 10 parsel altında 3975,31 m2 yüzölçümü ile malik hanesi "Tapu kütüğünde olduğu gibidir" şeklinde tespit edilmiş, davacının dava konusu parsellerin yüzölçümü yönünden komisyon tutanağına itiraz üzerine, komisyonca itirazlar reddedilerek 19/06/2014-18/07/2014 tarihleri arası ilân edildiği anlaşılmıştır....
Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, özü itibariyle uygulama faaliyetinin yukarıda açıklanan ilke ve yöntemlere göre yapılıp yapılmadığının denetlenmesini zorunlu kılan davalardır.Yöntemine uygun yapılmayan uygulama kadastrosu, mülkiyete ilişkin kazanılmış hakların ihlali sonucunu doğurur. Bu nedenle, uygulama kadastrosundan kaynaklanan ihtilafın çözümü için nasıl bir araştırma yapılması gerektiği hususu önem taşımaktadır. Yukarıda yer alan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, uygulama kadastrosu, önemli oranda bir mühendislik faaliyetidir....
Mahkemece, davalı-karşı davacı ....’in uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin davasının çekişmeli taşınmazların uygulama tespitinin askı ilan süresi içinde dava açılmadığından kesinleştiği gerekçe gösterilmek suretiyle reddine ve davacı-karşı davalı ...'in elatmanın önlenmesi ve kal istemine ilişkin davasının ise davalı-karşı davacı tarafından yapılan ve fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen duvar ile (A) harfi ile gösterilen ve davalının kullanımında bulunan kısmın davacı-karşı davalıya ait taşınmazlar içerisinde kaldığı gerekçe gösterilmek suretiyle kabulüne dair yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Karşı dava; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi uyarınca yapılan ve askı ilan süresinde itiraz edilmeyerek kesinleşen uygulama kadastrosu tespitinden kaynaklanmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "dahili davalı ... Belediyesi vekilinin sair temyiz itirazlarının yerinde olmadığı ancak kullanım kadastrosuna itiraz davası devam ederken, uygulama kadastrosu yapılması ve kullanım kadastrosuna itiraz davasının, uygulama kadastrosuna engel teşkil etmesi söz konusu olmayacağından, çekişmeli taşınmaza ait uygulama kadastro tutanağının usulünce askı ilanına alınarak, yöntemince kadastronun ikmali için Kadastro Müdürlüğü’ne iadesine karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda uygulama kadastrosu tutanağının olağan yöntemle kesinleştirilmesi için ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki uygulama kadastrosuna itiraz davasında ... Kadastro ve Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, eski 142, yeni 108 ada 4 parselin yüzölçümünün, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesine göre yapılan çalışma ile 44000 m2'den 41800 m2'ye indirilmesi işlemine itiraz niteliğindedir. Kadastro Mahkemesince, davanın ölçü, sınırlandırma ve hesaplamadan kaynaklanan hatanın düzeltilmesine ilişkin olduğu ve 30 gün içinde sulh hukuk mahkemesinde dava açılması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh hukuk mahkemesi ise, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesine göre yapılan uygulama kadastrosuna itiraz olduğu gerekçesiyle, görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....
Ancak; davacı ...’nin öncelikli talebi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22/a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğindedir. Dava konusu 136 ada 3 parsel sayılı taşınmaza ilişkin uygulama kadastro tutanağı, Hazine’nin dava açtığı tarihte ... ve arkadaşları tarafından askı ilan süresi içerisinde açılan ve temyize konu olmayan asıl dava nedeniyle kesinleşmemiştir. Hal böyle olunca; görevli Kadastro Mahkemesince, önceki tarihli bozma ilamında açıklanan şekilde esasa ilişkin olarak inceleme ve araştırma yapılarak davacı ...’nin uygulama kadastrosuna itiraz davasının çözüme kavuşturulması gerekirken yanlış değerlendirme ile görevsizlik kararı verilmiş olması isabetsiz olup, bozulması gerekmiştir....
İSTİNAF SEBEP VE GEREKÇESİ : Davalı İncesu T11vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmaz ile ilgili kadastro çalışmalarının 25.09.1998 yılında yapıldığını, davacılar tarafından bu tutanaklara süresi içerisinde itiraz edilmediğini, neticede kadastro tespitinin 30.03.2000 tarihinde kesinleştiğini, yerel mahkeme kararının yerinde olmadığını, işbu dava uygulama kadastrosuna itiraz niteliğinde kabul edildiğinde ise; ilgililer tarafından, uygulama kadastrosu sonucu yapılan işlemlere karşı 30 günlük askı ilan süresi içerisinde Kadastro Mahkemesinde açılacak davada, uygulama kadastrosunun yararına olan kişi ya da kişilerin hasım gösterilmek suretiyle tespite itiraz edilebileceğini, uygulama kadastrosuna itiraz niteliğindeki bu davada, komşu parsel maliklerinin davaya dahil edilmesi için davacı tarafa olanak verilmesi gerektiğini, işbu dava nedeniyle dava konusu taşınmazda yaptırılan idari tahkikatta, davacı Vahdettin’in belirttiği evin zemin itibarı ile taşınmazın güney-kuzey istikametindeki...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : UYGULAMA KADASTROSU Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro davalarında tutanak aslının dosyada bulunması zorunludur. Dava, uygulama kadastrosuna itiraz niteliğinde olup Dairemizin 01.10.2015 ve 04.02.2016 tarihli geri çevirme kararları ile çekişme konusu 183 ada 3, 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazların uygulama kadastrosu sonucu düzenlenen kadastro tutanak asılları istenildiği halde 3402 sayılı Kanun'un 22/a maddesi uyarınca düzenlenen kadastro tutanakları getirtilerek dosyaya konulmadan dosya Dairemize gönderilmekte ve gereksiz olarak dosyanın sürüncemede kalmasına ve gidiş gelişine sebebiyet verilmektedir....
Bu kapsamda öncelikle; 6100 sayılı HMK.nın 31. maddesi kapsamında, davacı vekiline, talebinin uygulama kadastrosuna itiraza mı, yoksa mülkiyete mi ilişkin olduğu; ya da her iki konuda taleplerinin olup olmadığı açıklattırılmalı; taleplerinin sadece uygulama kadastrosuna itiraza yönelik olduğunun bildirilmesi halinde dosyada toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi ile esasa ilişkin bir karar verilmeli; taleplerinin sadece mülkiyete ilişkin olduğunun bildirilmesi halinde yazılı olduğu gibi Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerektiği düşünülmeli; hem uygulama kadastrosuna itiraz, hem de mülkiyete yönelik talepleri olduğunun bildirilmesi halinde, uygulama kadastrosuna itiraz talepli davanın elde tutularak, mülkiyete ilişkin talep yönünden Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmek üzere tefrik kararı verilmeli; sonrasında yine elde tutulan uygulama kadastrosuna itiraz talebi yönünden dosyadaki delil durumuna göre esasa ilişkin karar verilmelidir....