WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Karşılıksız yararlanma HÜKÜM : Uyarlama yapılmasına yer olmadığına Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Ayrıntısı Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 17.05.2011 gün, 66-96 sayılı kararında da açıklandığı gibi, 01 Haziran 2005 tarihinden sonra gerçekleştirilen yasa değişiklikleri nedeniyle uyarlama yargılamasının tabi olacağı ilkelerin 5252 sayılı Yasanın 9. maddesine göre değil, 5275 sayılı Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 98. ilâ 101. maddelerine göre belirlenmesi gerektiği, uyarlama yargılaması sonucunda verilen kararlara karşı başvurulabilecek yasa yolunun ise 5275 sayılı Yasanın 101/3. fıkrası uyarınca itiraz yasa yolu olduğu, bu kararların temyizi mümkün olmadığından, 5271 sayılı CMK'nın 264. maddesine göre de, kanun yolunun ve merciinin belirlenmesinde yanılma, başvuranın hakkını ortadan kaldırmayacağından, katılan vekilinin dilekçesi itiraz niteliğinde...

    Ağır Ceza Mahkemesi Suç : Uyuşturucu madde ihraç etme Karar : Uyarlama yapılmasına yer olmadığı Temyiz incelemesi, yöntemine uygun davetiye tebliğine rağmen sanık müdafii duruşmaya gelmediğinden duruşmasız olarak yapıldı. Dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Sonradan yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nın hükümlünün lehine olmadığı belirtilerek, 765 sayılı TCK'ya göre verilip kesinleşen hükmün tekrar edilmesinin, uyarlama olmayıp "uyarlama yapılmasına yer olmadığı" niteliğinde bir karar olduğu; infazı gereken hükmün daha önce kesinleşen 17.10.1996 tarihli 1994/129 esas ve 1996/94 karar sayılı hüküm olduğu kabul edilmiştir....

      II)KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI: Sonradan yürürlüğe giren ve hükümlü lehine düzenlemeler içeren yasa değişiklikleri neticesinde yapılan uyarlama yargılamasında ceza açısından kazanılmış hakka dokunulup dokunulamayacağı, ilk hükümden daha fazla cezaya karar verilip verilemeyeceğine ilişkindir. III)HUKUKSAL DEĞERLENDİRME: Sonradan yürürlüğe giren lehe yasa nedeniyle uyarlama yapılması konusunda iki ayrı kanunda farklı hükümler bulunmaktadır: a)5252 sayılı Kanunun 9. maddesinde 01.06.2005 tarihinden önce kesinleşmiş hükümlerle ilgili uyarlama özel olarak düzenlenmiştir. Yasa koyucu, 5275 sayılı Kanunda bu konu genel olarak ayrıntılı biçimde düzenlendiği halde, 01.06.2005 tarihinde çok sayıda yeni yasanın yürürlüğe girmesi nedeniyle, bu tarihten önce kesinleşmiş hükümler yönünden 5252 sayılı Kanunla özel bir düzenleme yapma gereğini duymuştur. Buna göre; uyarlama yargılaması kural olarak duruşmalı yapılacaktır....

        Uyarlama yargılaması sırasında dava zamanaşımına İlişkin hükümler uygulanmayacaktır. Uyarlama yapılarak kurulacak hükümle ilgili olarak başka bir sınırlama getirilmemiştir. Bu durumun doğal sonucu olarak, normal bir hükmün tabi olduğu kurallar, uyarlama hükmü için de geçerlidir. Bu bağlamda, uyarlama hükmü kurulurken cezanın türü ile miktarını etkileyen nitelikte yapılacak hatalar, aleyhe temyiz olmadığı sürece hükümlü için kazanılmış hak oluşturacaktır. 3-01.06.2005 tarihinden önce işlenen suç nedeniyle; aa) İlk kez hüküm kurulduğunda, kazanılmış hak kabul edilecektir. bb) Bozma üzerine hüküm kurulduğunda da kazanılmış hak kabul edilecektir....

          Ceza Dairesinin 25/06/2019 tarihli ve 2019/1832 esas 2019/3352 karar sayılı ilamında yer alan, " İnfaza esas alınacak olan uyarlama kararı ile uyarlamaya konu kesinleşmiş hüküm tüm sonuçları ile ortadan kalkacağından, uyarlama sonucu verilen kararda vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin de karara bağlanması gerektiğinin düşünülmemesi," şeklindeki açıklama dikkate alındığında, uyarlama kararı ile birlikte önceki hükmün geçerliliğini kaybedeceği nazara alınarak, uyarlama kararında ilk kararda hükmedilen miktarı geçmemek ve tahsilde tekerrür olmamak üzere yeniden vekâlet ücretine hükmedilmesinin gerekmesi karşısında mercii kararının bu yönden isabetli olduğu gözetilerek yapılan incelemede, İtiraz merciince vekâlet ücreti yönünden yapılan itirazın kabulüyle anılan kararın kaldırılmasına karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 271/2. maddesinde yer alan, "İtiraz yerinde görülürse merci, aynı zamanda itiraz konusu hakkında da karar verir." şeklindeki hükmü karşısında...

            Ağır Ceza Mahkemesinin 17.01.2014 tarih 2014/60 Değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 17.02.2009 tarih ve 2008/5-220 esas, 2009/28 karar sayılı ilamında da belirttiği üzere; İnfazı tamamlanmış olan hükümlerin uyarlama yargılamasına konu edilip edilemeyeceği hususunda açık bir düzenleme bulunmaması nedeniyle, infaz edilmiş hükümlerin uyarlama yargılamasına konu edilip edilemeyeceği kuşkulara yol açmış ise de, yasanın infaz edilmiş hükümlere infazdan sonra da bir takım sonuçlar bağladığı, bu anlamda lehe yasanın belirlenerek uygulanmasının, hakkındaki hüküm infaz edilmiş olan hükümlüler açısından da "lehe durumlar oluşturabileceği" ve hükümlünün böyle bir istemde bulunmasında hukuki yararı bulunacağı, sonraki yasanın, cezası infaz edilmiş hükümlü açısından lehe bir durum oluşturup oluşturmayacağının her somut olayda ayrıca değerlendirilmesi gerekeceğinden, "infaz edilmiş bulunan hükümlerle ilgili olarak uyarlama yargılaması yapılamaz" şeklinde bir ilke...

              Ceza Dairesinin 25/06/2019 tarihli ve 2019/1832 esas 2019/3352 karar sayılı ilamında yer alan, "İnfaza esas alınacak olan uyarlama kararı ile uyarlamaya konu kesinleşmiş hüküm tüm sonuçları ile ortadan kalkacağından, uyarlama sonucu verilen kararda vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin de karara bağlanması gerektiğinin düşünülmemesi," şeklindeki açıklama dikkate alındığında, uyarlama kararı ile birlikte önceki hükmün geçerliliğini kaybedeceği nazara alınarak, uyarlama kararında ilk kararda hükmedilen miktarı geçmemek ve tahsilde tekerrür olmamak üzere yeniden vekâlet ücretine hükmedilmesinin gerekmesi karşısında mercii kararının bu yönden isabetli olduğu gözetilerek yapılan incelemede, İtiraz merciince vekâlet ücreti yönünden yapılan itirazın kabulüyle anılan kararın kaldırılmasına karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 271/2. maddesinde yer alan, "İtiraz yerinde görülürse merci, aynı zamanda itiraz konusu hakkında da karar verir." şeklindeki hükmü karşısında,...

                Buna göre uyarlama yargılamasının konusu, önceki kesinleşmiş hükümde suç oluşturduğu belirlenen olaydan ibaret olup, amacı ise, 5252 sayılı Kanunun ...maddesinde belirtildiği üzere; “lehe hükmün belirlenmesi ve uygulanması” ile sınırlıdır. Bu nedenle kesinleşen bir hükümde uyarlama yapılabilmesi için sonradan yürürlüğe giren kanunun kesinleşen eski hükme göre lehe sonuçlar doğurması zorunludur. Hatta eski ve yeni kanunların ayrı ayrı uygulanması sonucunda tamamen aynı cezaya hükmedilmesi gerekiyorsa yine uyarlama yapılmasına gerek olmayacaktır. Bunlarla birlikte istisnai ve kendine has özellikleri olan uyarlama yargılamasının yapılabilmesi için koşullardan biri usulüne uygun biçimde kesinleşmiş bir hükmün bulunmasıdır. Gerçektende daha önce hüküm kurulmayan veya kurulan hükmün usulünce kesinleşmediği hallerde uyarlama yargılamasından da söz edilemeyecektir....

                  Ağır Ceza Mahkemesince verilen 22.02.2018 tarih ve 2018/23 esas 2018/66 sayılı uyarlama hükmüne yönelik temyiz incelenmesinde; 5237 sayılı TCK'nın yürürlüğe girmesi üzerine sanık hakkında kesinleşen mahkumiyet hükmü ile ilgili olarak lehe yasa değerlendirilmesinin yapılması zorunluğu nedeniyle; Mahkemesince duruşma açılarak, 21.11.2005 tarih, 2005/77 Esas 2005/503 sayılı karar ile sanığın lehine olduğu kabul edilen 5237 sayılı TCK'nın 142/1-b, 168 maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezasına kararı verildiği; hukuken varlık kazanan bu karara karşı ancak, olağan ve olağanüstü kanun yollarına başvuralabileceği, bu kararın yok hükmünde sayılarak, tekrar ele alınıp duruşma açılarak yeni bir uyarlama kararı verilemeyeceği anlaşıldığından, öncelikle 21.11.2005 tarihli hukuken varlık kazanan ve Temyiz incelemesinden geçmeyen uyarlama kararına karşı olaganüstü kanun yollarına başvurulması için ihbarda bulunularak sonucu beklendikten sonra uyarlama talebine yönelik bir karar verilmesi...

                    ONANMASINA," şeklindeki açıklama dikkate alındığında, uyarlama kararı ile birlikte önceki hükmün geçerliliğini kaybedeceği nazara alınarak, uyarlama kararında ilk kararda hükmedilen miktarı geçmemek ve tahsilde tekerrür olmamak üzere yeniden vekâlet ücretine hükmedilmesinin gerekmesi karşısında, ilk kararda hükmedilen vekalet ücretini geçecek miktarda yazılı şekilde karar verilmesinde, 3) ... Asliye Ceza Mahkemesinin 07/03/2013 tarihli uyarlama öncesi ilk kararda TAPDK katılan olarak kabul edilmesine rağmen, uyarlama yargılamasında katılma talebinin kabulüne yönelik karardan dönülmesine karar verilmiş ise de, benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 7....

                      UYAP Entegrasyonu