Sözleşmenin yeni durumlara uyarlanması yapılırken önce sözleşmede, daha sonra kanunda bu hususta intibak (uyarlama) hükümlerinin bulunup bulunmadığına bakılır. Sözleşmede ve kanunda hüküm bulunmadığı takdirde sözleşmenin değişen hal ve şartlara uydurulmasının gerekip gerekmeyeceği incelenir. Bazen de sözleşmede olumlu ve olumsuz intibak (uyarlama) kaydı bulunmakla beraber, bu kayda dayanılarak sözleşmenin kayıtla birlikte aynen uygulanmasını talep etmek TMK. nun 2/2 maddesi hükmü anlamında hakkın kötüye kullanılması manasına gelebilir. Böyle bir durumda sözleşmedeki intibak kaydına rağmen edimler arasında aşırı bir isabetsizlik çıkmışsa uyarlama yine yapılmalıdır. İşlem temelinin çöküşüne ilişkin uyuşmazlıkların giderilmesinde kaynak olarak TMK.nun 1, 2 ve 4.maddelerinden yararlanılacaktır. İşlem temelinin çöktüğünün dikkate alınması dürüstlük kuralının gereğidir. Diğer bir anlatımla durumun değişmesi halinde sözleşmede ısrar etmek dürüstlük kuralına aykırı bir tutum olur....
konusu olayda kanun yolu incelemesinin genel hükümlere göre yapılması gerektiği; buna göre uyarlama kararına konu olan mahkumiyet hükmünün, 5252 sayılı Yasanın yürürlük tarihi olan 01/06/2005 tarihinden sonra kesinleştiği gözetilerek, bu tarihten sonra yapılan uyarlama yargılaması sonunda verilen kararlara karşı 5275 sayılı CGİK'nun 101/3.maddesi gereğince itiraz yolu açık olduğundan, hükümlünün dilekçesi hakkında itiraz merciince işin esasına ilişkin bir karar verilmek üzere dosyanın incelenmeksizin iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 29.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
talep edilmesi nedeniyle mahkemece önce 22.06.2005 tarihli dosya üzerinden ilk hükmün aynen infazına karar verildiği, bu kararın sanığa usulünce tebliğ edilip temyiz edilmeksizin kesinleştiği, infaz aşamasında ise infaz savcılığının talebi ile aynı olayla ilgili 10.10.2005 tarihinde bu sefer 5237 sayılı Yasa hükümlerinin uygulandığı ikinci bir uyarlama hükmü verildiği, kanun yararına bozma isteminde ise, 10.03.2004 tarihli hükümde fazla ceza verilmesi, 10.10.2005 tarihli uyarlama kararında ise çelişki olduğu belirtilerek bozma talep edildiği, uyarlama kararlarının ister dosya üzerinden verilsin isterse duruşma açılarak verilsin temyiz yasa yoluna tabi olduğu, 22.06.2005 tarihli ilk uyarlama kararının kesinleşmesinden sonra bu hükmün kanun yararına bozma yasa yoluyla bozulmaksızın verilen 10.10.2005 tarihli ikinci uyarlama hükmünün yok hükmünde olacağı, dolayısıyla kanun yararına bozma yasa yoluna asıl 22.06.2005 tarihli ilk uyarlama hükmünün tabi olacağının anlaşılması karşısında; 22.06.2005...
göre yapılan uyarlama yargılamaları sonrasında verilen uyarlama hükümlerin yasada ki temyiz sınırları da dikkate alınarak istinaf ve sonrasında temyiz yasa yollarına tabi olması halinde de bu otoritenin sarsılmayacağı muhakkaktır....
HÜKÜM : 5237 sayılı TCK.nun 81/1,29/1.maddeleri uyarınca neticeten 18 yıl hapis cezası; 6136 sayılı Kanununa muhalefet suçu yönünden uyarlama talebinin reddine....
Ağır Ceza (Kapatılan) Mahkemesi'nin 25/05/1990 gün, 1987/70 (E) 1990/71 (K) sayılı ilamına ilişkin uyarlama talebinin kabulü ile sanık hakkında İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 28/01/2019 gün, 2018/7 Esas ve 2019/34 Karar sayılı kararı ile yapılan uyarlama yargılaması sonucu; a-5237 sayılı TCK'nin 82/1-h, 62, 53. maddeleri uyarınca müebbet hapis cezası, b- 5237 sayılı TCK'nin 149/1-a-c-d, 62, 53. maddeleri uyarınca 11 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair kararı....
değerlendirilmesi gerekeceğinden, “infaz edilmiş bulunan hükümlerle ilgili olarak uyarlama yargılaması yapılamaz” şeklinde bir ilke konulmasının kabul edilemeyeceği benimsenmişken, infaz edilmiş olsa dahi sonradan değişen yasa nedeniyle uyarlama yapılmasında sanığın hukuki yararı bulunduğu gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde, isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı....
maddeleri uyarınca 1 yıl 15 gün hapis cezasına hükmedildiği; hukuken varlık kazanan bu karara karşı olağan ve olağanüstü kanun yollarına başvurulabileceği, bu kararın yok hükmünde sayılarak, tekrar ele alınıp duruşma açılarak yeni bir uyarlama kararı verilemeyeceği gözetilmeden; ... Cumhuriyet Başsavcılığının 09.07.2013 tarihli yazısı ile uyarlama yargılaması yapılması istemesi üzerine, daha önce verilen 10.10.2006 tarihli ek karar olmasına ve bu kararın yasal yollarla kaldırılmadan değiştirilmesinin mümkün bulunmamasına karşın, mahkemenin dosyayı ele alıp duruşma açarak 12.05.2014 tarihli kararı verdiği görülmüştür. Bu durum karşısında; 10.10.2006 tarihli hukuken varlık kazanan uyarlama kararını, mahkemenin kendiliğinden değiştirme imkanı bulunmadığından, 12.05.2014 tarihli yeni uyarlama kararı hukuki değerden yoksun olup temyiz konusu edilmesi mümkün değildir....
Kural olarak uyarlama davalarında karar ileriye etkili şekilde verilebilecek olup geçmiş dönemlerin kira borcu yönünden uyarlama kararı verilmesine yasal olanak bulunmamaktadır. Uyarlama davasının açılma tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak uyarlama kararı verilemeyeceğinden davacının uyarlama talebinin dava tarihi olan 20/01/2021 tarihinden itibaren devam etmekte olan kira ilişkisi açısından değerlendirilmesi zorunlu iken mahkemece hatalı değerlendirme ile dava açılma tarihinden önceki döneme ilişkin uyarlama yapıldığı görülmektedir. Her ne kadar davalı vekili istinaf dilekçesinde davacının 2021 ocak ayına kadarki döneme ilişkin uyarlama talebinde bulunduğunu ileri sürmüş ise de davacının talebinin pandemi sürecinde devam eden ayları da kapsadığı açıktır....
Kural olarak uyarlama davalarında karar ileriye etkili şekilde verilebilecek olup geçmiş dönemlerin kira borcu yönünden uyarlama kararı verilmesine yasal olanak bulunmamaktadır. Uyarlama davasının açılma tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak uyarlama kararı verilemeyeceğinden davacının uyarlama talebinin dava tarihi olan 20/01/2021 tarihinden itibaren devam etmekte olan kira ilişkisi açısından değerlendirilmesi zorunlu iken mahkemece hatalı değerlendirme ile dava açılma tarihinden önceki döneme ilişkin uyarlama yapıldığı görülmektedir. Her ne kadar davalı vekili istinaf dilekçesinde davacının 2021 ocak ayına kadarki döneme ilişkin uyarlama talebinde bulunduğunu ileri sürmüş ise de davacının talebinin pandemi sürecinde devam eden ayları da kapsadığı açıktır....