Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nın, 13.05.2009 gün ve 2007/51, 2009/108 sayılı hükme yönelik 10.10.2013 tarihli dilekçesinde ileri sürdüğü eski hale getirme ve yasa yolunun açılması istemi nedeniyle yapılan incelemede; 13.05.2009 günü, sanığın yokluğunda verilen hükmün, 24.12.2009 günü, Tebligat Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca aynı iş yerinde daimi işçisine tebliğ edildiğinin, hükmün yasa yolu bildiriminde de usulsüzlük bulunmadığının ve sanık tarafından ibraz edilen terhis belgesinden 27.10.2009 tarihinde terhis olduğunun anlaşılması karşısında, yasa yolu bildiriminin ve tebligatın usülsüz olduğuna ilişkin eski hale getirme istemi yerinde görülmediğinden, yasal bir haftalık temyiz süresinden sonra 10.10.2013 tarihli süresinde olmayan temyiz isteminin, 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 11.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Sulh Ceza Mahkemesi’nin 29.04.2014 tarih, 2013/514 esas ve 2013/615 sayılı tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine dair kararın, sanığın bilinen en son adresi olan, "Harmantepe Mahallesi, Çelenk Sokak, no:5/1, Kağıthane İstanbul" adresi yerine 21.05.2014 tarihinde sanığın doğrudan MERNİS adresine tebliğe çıkarılıp, Tebligat Kanununun 16. maddesi uyarınca tebliğ edilmesi usülsüz olduğu için 29.04.2014 tarihli ilk karar kesinleşmediğinden, bu tebligata dayalı olarak yapılan kesinleştirme işlemleriyle sonradan verilen kararların yok hükmünde olması nedeniyle sanığın 04/02/2015 tarihli temyiz isteğinin 29.04.2014 tarihli ilk karara yönelik olduğu kabul edilerek yapılan incelemede; Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma suçundan dolayı, 5237 sayılı TCK'nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararların, sözü edilen fıkraya 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217...

      Dava, itirazın iptali isteğine ilişkin olup, mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hükme yönelik Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı yazısında, Tebligat Kanunu 11. maddesinden bahsedilerek davalı asile yapılan tebligatın usülsüz olduğu, zira vekille takip edilen işlerde tebliğ işlemlerinin vekile yöneltilmesi gereğine değinilerek kanun yararına temyiz talebinde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Dosya kapsamına göre, yapılan tebliğ işleminde bir usulsüzlük saptanmadığından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına temyiz talebinin reddi gerekmiştir. Sonuç: Açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına temyiz talebinin REDDİNE, 02/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Tehdit HÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, sanığın yokluğunda verilen hükmün, sorgusunda bildirdiği adrese tebligat çıkarılmadığı, bu nedenle yapılan tebliğ işleminin usülsüz olduğu görülmekle, öğrenme üzerine yapılan temyizin süresinde olduğu kabul edilerek, dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Tehdit HÜKÜM : Mahkumiyet Bozma üzerine yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, sanığın mahkemede bildirdiği adresin dışındaki adrese tebligat yapılması nedeniyle, tebligatın usülsüz olduğu, temyiz isteğinin süresinde yapıldığı sonucuna varılarak dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi....

            Mahkemece, şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmiş, kararın temyiz edilmesi üzerine üzerine, Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda, özetle; usulsüz tebligat şikayeti ile ilgili karar verildikten sonra işin esasına girilmesi gerektiği yönünde verilen bozma kararına uyulmasına rağmen bozma gereklerine uygun şekilde usulsüz tebligat şikayeti nedeniyle ödeme emrinin hangi tarihte tebliğ edilmiş sayıldığına ilişkin hüküm kurulmaması isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile şimdilik diğer yönler incelenmeksizin mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Blok D 26 K 6 adresinde oturduğunu beyan etmiş olmasına rağmen, gerekçeli kararın eski adresine Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmaktadır....

                - KARAR - Davacı vekili, davalının alacaklı olduğu iddiası ile bonolarda kefil olarak görülen davacı ve diğer borçlu dava dışı Maşuk Işık aleyhine icra takibi başlattığını, takibe konu 3 adet bonodaki imzanın davacıya ait olmadığını,bu hususta suç duyurusunda bulunduklarını,davacı hakkında yapılan icra takibinin usülsüz tebligat nedeniyle kesinleştiğini, kesinleştirilen takibe ilişkin müvekkiline ait ... İli... İlçesi ... mahallesindeki taşınmaz hissesinin alacaklı vekili tarafından satın alındığını, bu dosyada da tebligat yapılmadığını ileri sürerek söz konusu senetlerden dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ve icra takibi sonucu satışı yapılan davacıya ait taşınmazın tapu kaydının iptali ile tapunun müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Vergi usul kanununa muhalefet HÜKÜM : Mahkumiyet Muhatabın adreste bulunmama nedeninin araştırılmaması sebebiyle sanığa Tebligat Kanununun 21. maddesine göre yapılan tebligatın usülsüz olduğu anlaşılmakla, mahkemece sonradan yapılan 21.12.2012 tarihli tebligat üzerine sanık tarafından verilen 24.12.2012 tarihli temyiz dilekçesinin süresinde verildiği kabul edilerek yapılan incelemede; 2011 takvim yılında birden fazla sahte fatura kullanılması nedeniyle 5237 sayılı TCK'nın 43. maddesi uyarınca hükmolunan ceza üzerinden artırım yapılmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış; ceza uygulama maddesinin 213 sayılı Yasanın 359/b maddesi yerine aynı Yasanın 359/b-1 maddesi olarak gösterilmesinin mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür....

                    Davalı İsmail vekili cevap dilekçesinde; müvekkiline yapılan tebligatın usülsüz olduğunu, müvekkilinin Belediye Huzurevinde ikamet ettiğini ve usülsüz yapılan tebligat nedeniyle taraf teşkilinin sağlanamadığını, taraf teşkili sağlanmadan keşif yapılmasının uygun olmadığını bildirerek davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; Bursa ili Osmangazi ilçesi Selimiye Mah. kain tapunun 5407 Ada, 2 Parselde, kat mülkiyeti tesis edilmiş 2. kat, 7 nolu bağımsız bölümün açık arttırma suretiyle satılarak ortaklığın giderilmesine dair karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : İstinaf eden davalı T4 vekili sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davalının huzur evinde kalmakta ve bu sebeple muhtara yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, cevap dilekçesi ve delil listesini sunamadığını, oğlunun borcundan dolayı ikamet ettiği ve haline münasip evin satışının yasaya uygun olmadığı gerekçesi ile istinaf isteminde bulunmuştur....

                    UYAP Entegrasyonu