Tebligat Kanunun 21/1 maddesine göre yapılmış olması halinde de tebliğ memurunca yönetmeliğin 30 ve 31 maddesindeki koşulların araştırılmasına gerek yoktur, bu nedenle somut olayda davacı şirkete gönderilen ödeme emri tebliği usulüne uygundur. Ödeme emri tebligatı usulüne uygun olarak tebliğ edildiğinden davacıya ödeme emri tebliğ tarihinin 20/04/2018 olduğu mahkememize açılan dava tarihininde 07/12/2018 tarihi olduğu, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 168. maddesinin 4. ve 5. bendine göre; imzaya ve borca itirazın ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren beş gün içinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup; mahkemece re'sen gözetilmelidir. Borca itiraz süresinde kabul edilmemiştir....
Somut olayda; örnek 7 numaralı ödeme emri tebliğ işleminin Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre 26.03.2010 tarihinde yapıldığı ancak dosya içerisinde bulunan ... İl Emniyet Müdürlüğü'nün 23.07.2012 tarihli yazılarıyla borçlunun tebliğ tarihinde yurtdışında olduğu anlaşıldığından, tebliğ mazbatasında ki tebliğ memurluğunca tesbit edilen kayıt doğru değildir. Bu durumda takip borçlusuna usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş bir ödeme emri bulunmamaktadır. Uyuşmazlığın İİK.nun 65. maddesinde yer alan gecikmiş itiraz kurallarına göre değil, 7201 Sayılı Kanunun 32. maddesine göre çözümlenmesi gerekir....
İcra Dairesinin 2019/40997 Esas sayılı takip dosyası ile davalı alacaklı tarafından, davacı borçlu hakkında ilamsız icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin 14/11/2019 tarihinde davacı borçluya tebliğ edildiği görülmektedir. Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince; tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Öte yandan, borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi, İİK'nun 16. maddesi anlamında bir "şikayet" olup, aynı maddenin 1. fıkrası gereğince borçlunun bu şikayetini, işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapması gerekir....
,ödeme emrinin tebliği esnasında Tebligat Kanunu'nun uygulanmasına dair yönetmelik hükümlerine uyulmadığını ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 31/10/2022 NUMARASI : 2022/571 ESAS 2022/640 KARAR DAVA KONUSU : Ödeme Emri Tebliğ İşleminin İptali KARAR : Adana 5....
Somut olayda, borçlu adına düzenlenen ödeme emri tebliğ zarfı üzerine "mernis adresi" olduğu yazılarak tebliğe çıkarıldığı ve tebliğ memuru tarafından TK'nun 21/2. maddesine göre tebliğ işleminin yapıldığı görülmüştür. Ödeme emri tebliğ evrakı üzerinde; tebliği çıkaran mercii tarafından Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği anlaşılmakta olup; bu durumda tebliğ memurunun, tebliğ işlemini, TK'nun 21/2. maddesi uyarınca yapması, yukarıda değinilen yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırıdır. Bu nedenle, sözü edilen tebligatın usulüne uygun olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. O halde mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne ve borçlunun sair şikayetlerinin incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Öte yandan borçlunun zamanaşımı itirazı mahkemenin de kabulünde olduğu üzere İİK.nun 168/5.maddesi kapsamında takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı olup, anılan madde uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük sürede icra mahkemesine bildirilmelidir. İtiraz süresinin başlaması için borçluya ödeme emri tebliği zorunlu olup, takibi öğrenmiş olması süreyi başlatmaz. Öğrenme ile sürenin başlayabilmesi için borçluya usulsüz de olsa tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin bulunması gerekir. Böyle bir durumda 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32.maddesi uyarınca öğrenme tarihi tebliğ tarihi kabul edileceğinden, itiraz süresi de bu tarihten başlayacaktır. Somut olayda ise borçluya usulsüz de olsa tebliğ edilmiş bir ödeme emri bulunmadığından 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32.maddesinin uygulanma imkanı yoktur....
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı, İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması gerekir. Somut olayda, usulsüz de olsa ödeme emrinin borçluya 16.04.2014 tarihinde tebliğ edildiği, bundan sonra, takip alacaklısı tarafından şikayetçi borçlu ve 3. kişi aleyhine ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/103 Esas sayılı dosyası ile açılan tasarrufun iptali davasında, dava dilekçesinin 25.11.2014 tarihinde borçluya bizzat tebliğ edildiği görüldüğünden, borçlunun bu tarihte takipten haberdar olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna yönelik 14.12.2015 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süreden sonradır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu şirket hakkında fatura ve cari hesap ekstresine dayalı olarak yapılan ilamsız takibin itirazsız kesinleşmesinden sonra borçlu, icra mahkemesine verdiği şikayet dilekçesinde; takip talepnamesinde ve ödeme emrinde belirtilen şirketle kendilerinin aynı şirket olmadığını, öncelikle takibin husumet yönünden reddedilmesi gerektiğini, diğer taraftan Tebligat Kanunu'nun 35.maddesine göre yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, takibin dayanağı olan belgelerin de ödeme emri ekinde gönderilmediğini belirterek takibin iptalini istemektedir....
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, usulsüz tebligat şikayetinin reddine, ödeme emri tebligatının usulüne uygun olması sebebiyle haciz kaldırma talebinin reddine, yetki itirazının süre yönünden reddine, faize yönelik itirazının süre yönünden reddine, zaman aşımı şikayetinin reddine karar verilmiştir....