Bununla birlikte borçluların kendilerine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurmaları “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12- 258 E., 1991/344 K.)...
Sayılı icra takibine ilişkin olarak davacının borçlu olmadığının ve söz konusu icra takibinin davacı yönünden iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Ankara ... Müdürlüğünün ... E. sayılı dosyası ile davacı hakkında 10.000.00 TL'lik senet ile icra takibi yaptığını, borçlu davacıya yapılan ödeme emri tebliği ile icra takibi keşinleşmiş olduğunu, kambiyo senedine dayalı senetli alacağı için ilamsız takip yapılarak eski 49 örnek yeni 7 örnek sayılı ödeme emri gönderilmesinin davacı borçlunun lehine bir durum olduğu cihetle yasal bir engel söz konusu olmadığını, borçluya daha kolay itiraz imkanı tanıyan ilamsız takip yapılmasında kötü niyet olmadığı gibi davacı borçlunun da lehine işlem yapıldığını, davacı barçlu yapılan haciz işlemleri ile de durumdan haberdar-muttali olduğunu, davacı borçluya icraca yapılan ödeme emri tebligatının usulsüz olması halinde dahi 7201 sayılı tebliğat yasasının 54....
Somut olayda, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz yapıldığını ileri sürerek 12.11.2015 tarihinde şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurduğu ve usulsüz tebligattan 10.11.2015 tarihinde haberdar olduğunu beyan ettiği anlaşılmaktadır. Öte yandan, borçlunun ödeme emri tebligatından daha önce haberdar olduğu alacaklı tarafça iddia ve ispat edilmediği gibi icra dosyasında da bu yönde bir belge ve bilgi bulunmamaktadır. Bu durumda, mahkemece, borçlunun ödeme emri tebligatından haberdar olduğunu beyan ettiği tarihe göre tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayetinin İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yedi günlük süresi içerisinde gerçekleştiği gözetilerek işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirmeyle, şikayetin süre yönünden reddine karar verilmesi isabetsizdir....
Madde ve devamına göre kambiyo senetlerine mahsus takiplere yönelik itiraz sebeplerinin açık ve net olarak belirtildiğini, borçlunun malvarlıklarının idaresinin TMSF yetkili kılınarak kayyum ataması yapılmış olmasının bu kişi hakkında ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği, aleyhine takip yapılamayacağı anlamına gelmediğini, itirazları İİK'da belirtilen itiraz sebeplerinden olmadığını, takibe konu bononun kambiyo vasfına sahip olduğunu belirterek davanın reddine, takibin geçici olarak durdurulmasına karar verildiğinden davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....
Hakkında kambiyo senetlerine mahsus takip başlatılması halinde borçlu, borcun olmadığı, imzanın kendisine ait olmadığı itirazını, takip dayanağı senedin kambiyo vasfını haiz olmadığı ve alacaklının takip hakkının bulunmadığını (şikayet yoluyla) ödeme emrinin tebliğinden itibaren, (tebliğ usulsüz ise öğrenmeden itibaren 7 günlük süre içerisinde usulsüz tebliğ şikayetini de bildirerek) yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine ileri sürmek zorundadır. Yine ödeme emrine yönelik şikayetlerin de ödeme emrinin tebliğinden itibaren, varsa usulsüz tebliğe yönelik şikayetini de takipten haberdar olunduğu tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine ileri sürmek zorundadır....
Şikayetçi/borçlu vekilinin istinaf başvurusu üzerine, Dairemizin 13/01/2021 tarih, 2020/790 Esas, 2021/99 Karar sayılı kararı ile yapılan istinaf başvurusu incelemesi sonucunda "...Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte; borçlu, 26/11/2018 tarihli itiraz dilekçesinde; borca itiraz ve şikayetlerinin yanında, icra müdürlüğünce kendisine yasal olarak yapılmış bir tebligat bulunmadığını da ileri sürmüştür. Borçlunun tebligat hususundaki bu beyanının, ödeme emri tebligatının usulsüz yapıldığına ilişkin şikayet olarak kabulü gerekir....
Somut olayda, borçlunun icra mahkemesine başvurusu ödeme emrinde yasaya aykırı şekilde “borcunuzu öderseniz” ibaresinin yer aldığı ve avukatlık ücretinin fazla hesaplanması nedeniyle iptali istemi olup, mahkemece, şikayet konusu yapılmadığı halde, örnek 7 ödeme emri düzenlenmesi gerekçesiyle ödeme emrinin iptal edildiği görülmektedir....
Somut olayda, alacaklı tarafından kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin borçlunun ödeme emri adresi ile aynı adres olan ticaret sicili adresine gönderildiği, tebliğ evrakının bila tebliğ iade edilmesi üzerine, aynı adreste 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 35.maddesine göre 18.01.2011 tarihinde tebliğ işleminin yapıldığı, ayrıca tespit edilen adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine yapılan tebligatın ise bila tebliğ iade edildiği görülmüştür. Borçlunun tespit edilen adres kayıt sistemindeki adresine 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 21.maddesine 6099 Sayılı Yasanın 5. maddesi ile eklenen 2. fıkrası uyarınca ödeme emri tebliği yapılması gerekirken bu prosedüre uyulmadan 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 35.maddesine göre tebligat yapılması yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere aykırıdır....
Sayılı dosyası ile davacı borçlu aleyhinde kambiyo senetlerine mahsus icra takibi yapıldığını ve ödeme emrinin tebliğ edilmek suretiyle icra takibinin kesinleştiğini, davacı borçlu şikayet dilekçesinde ödeme emrine ilişkin tebligatın usulsüz olduğunu, dava tarihi itibariyle dosyayı öğrendiğini ve kambiyo zaman aşımının gerçekleştiğinin iddia ederek borca itiraz ettiğini belirtmiş ise de tamamen dayanaksız ve mesnetsiz iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, davacı borçlunun kötü niyetli olarak işbu davayı açtığını, şikayete konu icra dosyasından gönderilen tebligatın usul ve kanuna uygun olduğunu, ve davacının şikayetinin de süresinde olmadığından bahisle; davanın reddine, alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Borçlunun, kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve bu tarihe göre icra dosyasına yaptığı itirazın süresinde olduğu nedeniyle takibin durdurulması istemiyle icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğinde olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılması zorunludur (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K.). Somut olayda, takip dosyasına sunulan ve Uyap sistemine 19.02.2016 tarihinde tarandığı anlaşılan, 04.02.2016 havale tarihli dilekçe ile, ödeme emri tebliğ edilen Şehmus Turan isminde bir çalışanın bulunmadığı ileri sürülerek, ... 13. İcra Müdürlüğü'nün 2015/216934 Esas sayılı takip dosyasındaki borca ve senetteki imzaya itiraz edildiği görülmüştür. Borçlunun şikayet dilekçesinde, bu dilekçedeki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığına ilişkin bir iddiasının bulunmadığı anlaşılmaktadır....