Her ne kadar davacı vekili dava dilekçesinde gecikmiş itiraz terimini kullanmış ise de, dava dilekçesi içeriğinde gönderilen tebligatın usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürdüğü, yukarıda açıklandığı üzere her iki icra dosyasında gönderilen tebligatların usulsüz olduğu, dolayısıyla mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, davacıya yapılmış usulüne uygun bir tebligat bulunmadığından davacı tarafın davasının ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmesi nedeniyle ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi olarak değerlendirilmiş olup, buna göre yapılan incelemede; davacıya her iki icra dosyasında da gönderilen tebligatların usulsüz tebliğ edildiği, davalı vekili tarafından davacının işyerine gönderilen maaş haczi müzekkeresinin bizzat davacı tarafından tebliğ alındığı ileri sürülmüş ise de, maaş haczi müzekkerelerinin işyerlerine hitaben yazıldığı, davacının söz konusu iş yerinde çalışması nedeniyle tebligatı tebliğ alması halinde tebligat içeriğini öğrendiğinin kabulünün mümkün olmadığı, yine davacının...
DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....
İcra Dosyası içindeki tebliğ evrakı incelendiğinde, borçlu şirkete yapılan ödeme emri tebligatı; 01.07.2019 tarihinde "tebligatı almaya yetkili kişilerin bulunmaması nedeniyle evrak almaya yetkili Nimet Çakmak'a tebliğ edildi" şerhi ile tebliğ edilmiş, tebliğ işlemi sırasında, şirket yetkilisinin bulunup bulunmadığı araştırılarak ve yetkili kişinin olmadığı şerh edilerek çalışana tebliğ edildiği, anlaşılmakla, anılan tebligat, Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddeleri ile Yönetmeliğin 21. maddesi hükümlerine uygun olup davacının usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verilmiştir. Dava 10.07.2019 tarihinde açılmış olup 5 günlük hak düşürücü sürede açılmayan itirazlar nedeniyle davacının itirazlarının süre aşımı nedeniyle reddine" karar verildiği görülmüştür....
DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ NEDENİYLE ŞİKAYET KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 8....
Davacı-borçlu icra hukuk mahkemesine başvurusunda 09/07/2020 tarihinde tebliğ edilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü şikayetinde bulunduğu görülmektedir. Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nın 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetinin aynı maddenin birinci fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Somut olayda, icra takip dosyasında ödeme emrinin davacı-borçluya 09/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacı-borçlunun icra müdürlüğüne sunmuş olduğu 17/07/2020 tarihli dilekçe ile borca itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı-borçlunun ödeme emrinde ve takipten en geç 17/07/2020 tarihinde haberdar olduğu kabulünün gerektiği, davacı-borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna yönelik 15/12/2020 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru İİK'nın 16/1 maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonradır....
O halde mahkemece, davacının usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, öğrenme tarihinin TK'nın 32. maddesi uyarınca aleyhine başkaca delil bulunmayan ve davacı tarafından beyan edilen 26/08/2022 tarihi olarak kabulü ile borçlu şirkete çıkartılan ödeme emri tebliğ tarihinin 26/08/2022 tarihi olarak düzeltilmesine, düzeltilen tebliğ tarihine ve takip dosyasındaki itiraz durumuna göre hacizlerin kaldırılması hususunda İcra Müdürlüğü'nce işlem yapılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı ve hatalı gerekçe ile şikayetin reddine karar verilmesi isabetsiz olduğundan davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak esasa ilişkin yeniden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 24.09.2014 tarih ve 2014/18056-22345 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek tebligat işleminin iptalini istemi ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmıştır. Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK. nun 16.maddesi olup, bu yöndeki şikayet, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılmalıdır....
Somut olayda; davacının istinafa konu davada usulsüz tebliğ şikayetinin bulunmamasına, başka bir dosyada tebliğin usulsüz olduğu iddiasında bulunduğunu bildirmesine karşın, Mahkemece davacı talebinin dışında tebliğin usulüne uygun yapılıp yapılmadığının incelenmesi HMK'nın 26. maddesinde belirtilen taleple bağlılık ilkesine aykırı olduğu gibi, davacının usulsüz tebliğe ilişkin şikayeti mevcut olduğu halde şikayet sonucu verilen kararın kesinleşmesi beklenmeksizin davanın süre yönünden reddine karar verilmesi HMK'nın 166/1. maddesine aykırı ve isabetsizdir. O halde davacının aynı Mahkemede açtığı 2018/941 Esas sayılı dosyada usulsüz tebliğ şikayetinin reddine dair karar İstanbul BAM 20....
konulan aynı adresteki gayrimenkullerle ilgili bilirkişi incelemesi hazırlanıp kıymet takdirleri yapıldığını, borçluların ödeme yapmadığını ve süresinde borca da itiraz etmediğini, borçluların aracı fiilen haczedilince haksız ve kötü niyetli olarak usulsüz tebliğ iddiasıyla beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak tespiti için dava açma yoluna gittiğini, mahkemece tebliğ usulsüz sayılıp beyan tarihinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine karar verildiğini, ancak borçluların beyan tarihinden çok önce tebligatlardan haberdar olduğunu, borçluların amacının sıra cetvelindeki haciz sıralarının değişmesini sağlamak ve alacağımızın tahsilini imkansız kılmak olduğunu, bu nedenle borçluların haksız ve kötü niyetli olduğunu, borçluların bilerek tebligatları kayıt dışı çalıştırdıkları elamanına aldırdığını, davacı borçluların, usulsüz tebliği öğrenir öğrenmez borca ve yetkiye itiraz etmediğini ve dava açmadığını, mahkemece tebliğin usulsüzlüğü tespit edilse dahi, tebliğ tarihi olarak artık beyan...
da usulsüz tebliğ edildiğini, kıymet takdirine itiraz ettiklerini belirterek usulsüz tebliğ nedeniyle ödeme emri ve diğer işlemlerin iptaline, hacizlerin kaldırılmasına, yetkiye, borca ve tüm fer'ilerine itirazlarının kabulüne, taşınmazın değeri eksik belirlendiğinden kıymet takdirine itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiş, Mahkemece kıymet takdirine yönelik itiraz ve şikayet bakımından tefrik kararı verildikten sonra, yapılan yargılama neticesinde usulsüz tebliğ şikayetinin reddine, itirazların süreden reddine, diğer taleplerin reddine karar verilmiş, davacı/borçlular vekili karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur....