Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Haciz ihbarnameleri gönderildiği, şikayetçilerden T1 ve Zahide Ay'ın 03.02.2020 tarihinde 2.haciz ihbarnamesine itiraz ettikleri, şikayetçilerden T2'in itiraz etmediği, T2'e 3.haciz ihbarnamesi gönderildiği ve sonrasında T2'in borçlu olarak takibe eklenerek adına kayıtlı taşınmazların haczedildiği, T1 ve T3'in 03.02.2020 tarihinde 2.haciz ihbarnamesine itiraz ederek 1.ve 2.haciz ihbarnamelerinin tebliğ işlemini öğrendikleri bu nedenle bu kişilerin usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesinin gerektiği, T2 yönünden yapılan usulsüz tebligat şikayetinin incelenmesinde ise, tebliğ memuru tarafından tevziat saatlerinden sonra muhatabın adresine dönüp dönmeyeceğinin araştırılmadığı, haber verilen komşu isminin mazbataya yazılmadığı, bilgi alınan komşunun imzadan imtina edip etmediğinin yazılmadığı ayrıca mazbatada ismi yazılı olan Ahmet Tutuş'un köyün kahvecisi olduğu ve dinlenen tanık beyanlarına göre Ahmet Tutuş'un evi ile T2'in evi arasında 500- 1000 mt. mesafe...

İlk derece mahkemesince davacının usulsüz tebliğ şikayetinin yargılama sırasında davacıların sair itirazlarının esasının incelenebilmesi için ön sorun olarak görüldüğü, bu hususta inceleme yapılmak suretiyle ödeme emri tebliğ işleminin, Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerinde belirtilen usullere uyularak yapılmadığından usulsüz kabul edildiği, ardından itirazların esasının incelemesine geçildiği görülmüştür. Mahkemece, davacının ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği yönündeki şikayetin yerinde olduğu kabul edilmiş ve bu kabul doğrultusunda borçlunun sair itirazlarının esası incelendiği halde, hükümde ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğuna yer verilmemiş olması hatalıdır. Usulsüz tebliğ şikayetinin esası bakımından yapılan incelemede, borçlu şirket yetkilisinin tebliğ anında mahalde hazır bulunup bulunmadığı ya da tebligatı alamayacak durumda olduğu tespit ve tevsik edilmeden yapılan tebliğ işleminin TK'nın 12 ve 13. maddelerine aykırı ve usulsüz olduğu açıktır....

Mahalle muhtarına 21 yapıldı ” açıklaması ile tebliğ edildiği, TK’nın 21/1. maddesine göre tebligat yapılması halinde, tebliğ memuru, tebliğ evrakını tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde, tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de, mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirmesi gerekmekte olup bu haliyle yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu anlaşılmıştır. Hal böyle olunca, ihtarname tebliğinin usulsüz olduğu ancak ... 17. Noterliği’nin 10/09/2018 tarih 11565 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile borçlu tarafından, hesap kat ihtarnamesine itiraz edildiği görülmüştür....

    Davalı tarafından kambiyo senetlerine mahsus takip başlatıldığı, davacının usulsüz tebliğ şikayeti ve borca itiraz istemi ile mahkemeye başvurduğu, mahkemece ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği tespit edilmiş ancak ödeme emrinin tebliğinden sonra 103 davetiyesinin tebliğ edildiği, buna ilişkin usulsüzlük iddiasının bulunmadığı, bu haliyle borçlunun ödeme emrinin usulsüzlüğünü en geç 103 davetiyesinin tebliğ tarihi olan 04/11/2019 tarihinde öğrendiği, bu tarihten sonra süresinde şikayet yoluna başvurmadığı gerekçesiyle süre aşımından talebin reddine karar verildiği, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır....

    Davacı borçluya daha sonrasında ödeme emrinin tebliği için çıkartılan tebliğ zarfı üzerine, tebligatı çıkaran icra müdürlüğünce, Tebligat Yönetmeliği'nin 16/2. maddesine uygun olarak şerh verilmediği, tebliğ zarfı üzerinde adres hanesine yazılan "Mernis Adresi" ibaresine dayanılarak, tebliğ memuru tarafından, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre yapılan tebligatın usule aykırı olduğu ve bu haliyle tebligatın usulsüz olduğu anlaşılmış ve usulsüz tebligata ilişkin şikayetin kabulüne, şikayetçi borçlu usulsüz tebligat işleminden 05/05/2016 tarihinde haberdar olduğunu bildirdiğinden ve bu tarihten önce ıttılaya ilişkin belge bulunmadığından davacı borçlu'ya yapıaln ödeme emrinin tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 05.05.2016 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmiştir....

    GEREKÇE: Uyuşmazlık, usulsüz tebligat şikayetine ve hacizlerin kaldırılması talebine ilişkindir. Adana 7. İcra Müdürlüğünün 2017/13667 E sayılı dosyasının incelenmesinde; Davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine 28.694,82 TL miktarlı alacağın işlemiş faiziyle birlikte tahsili için ilamsız takip başlatıldığı, borçluya gönderilen ödeme emrinin 18/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 04/03/2020 tarihinde verdiği itiraz dilekçesinde ödeme emrinin 28/02/2020 tarihinde tebliğ edildiğinin belirtildiği, davanın 22/11/2020 tarihinde açıldığı görülmüştür. İİK'nun 16.maddesi gereğince, usulsüz tebligatın öğrenildiği tarihten itibaren işlemeye başlayan 7 günlük yasal süre içinde icra mahkemesine usulsüz tebligat şikayetinin yapılması gerekmektedir....

    İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/337 Esas sayılı dosyasıyla usulsüz tebliğ şikayetine ilişkin davanın sonuçlanmadan ve henüz kesinleşmeden imzaya ve borca itiraz davasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, usulsüz tebliğ şikayeti davasında hatalı karar verilmemiş olsaydı davanın süresinde olduğunun anlaşılacağını, takip dayanağı çekte imzanın davacıya ait olmadığını ve davacının borcunun bulunmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Davacının, çeke dayalı kambiyo takibinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasıyla İstanbul 1....

    Somut olayda; takip dosyasının incelenmesinde takip dosyası içerisinde davacı tarafın 15/08/2019 tarihli itiraz dilekçesi bulunup, itiraz dilekçesinde özetle; 89/1 haciz ihbarnamesinin taraflarına 02/08/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, 89/1 haciz ihbarnamesine itiraz ettiklerini beyan etmişlerdir. Yine davacı tarafın takip dosyasına ibraz ettiği 03/12/2019 tarihli dilekçede de 89/2(02/08/2019 tebliğ tarihli), 89/3 (20/08/2019 tebliğ tarihi) haciz ihbarnamelerine itiraz ettiklerini, bu nedenle müvekkilinin malları üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, icra müdürlüğünün bu talep üzerine aynı tarihte şikayet konusu kararı verdiği görülmektedir. Her üç tarih itibariyle haciz ihbarnamesine süresinde itiraz edilmediği görülmektedir....

    İcra Hukuk Mahkemesi'nin 30/01/2023 gün, 2023/73 Esas- 2023/59 Karar sayılı ilamı ile, "....Tüm dosya kapsamı ve mevcut deliller birlikte değerlendirildiğinde; usulsüz tebliğ şikayetinin usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılması gerektiği, davacı borçlu vekili tarafından 14/11/2022 tarihinde borca itiraz dilekçesi ibraz edildiği ve dava dilekçesi ile ödeme emrinin bu tarihte öğrenildiğinin beyan edildiği, halbuki iş bu şikayetin yedi günlük yasal süre geçtikten sonra 20/01/2023 tarihinde yapıldığı" gerekçesi ile, "1- Şikayetin Süre Aşımından REDDİNE," karar verilmiştir....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından kıymet takdir raporunun usulsüz tebliğ edildiği iddiası ile açılan iş bu davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, karşı tarafın 11/08/2021 tarihinde satış gününü öğrendiğini iddia etmekte ise de kendilerine satış ilanının 28/06/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, satış ilanının usulsüz olarak tebliğ edildiğine dair herhangi bir iddialarının bulunmadığını, satış ilanının tebliğ tarihi olan 28/06/2021 tarihinde satıştan haberdar olduğunu, bu tarihte kıymet takdir raporuna itiraz edebileceklerini, iddia eden tarafın satış ilanının tebliği tarihinden itibaren 7 gün içinde itirazlarını sunabileceklerini, bu sürede itirazda bulunulmaması nedeniyle kıymet takdir raporunun kesinleştiğini, kıymet takdir raporunun da usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, davacı tarafın konutta olmaması nedeniyle en yakın komşusu Sami Kıran'a sorulduğunu, verdiği cevapta davacının Soma ilçesine gittiğini belirttiğini, bunun üzerine imzadan imtina etmesi sebebiyle...

    UYAP Entegrasyonu