WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığı , müvekkili tarafından kullanılmayan adrese usulsüz tebligat yapılmak suretiyle takibin kesinleştiğini, müvekkilinin bankadaki parasına haciz konulduğunu, taraflarınca usulsüz tebligatın iptaline ilişkin İstanbul Anadolu 3. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/954 E. Sayılı dosyası ile açılan davada teminat karşılığında paranın alacaklı görünen yönetime ödenmesinin engellendiğini savunarak davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından "Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, takip borçlusu tarafından ödeme emrinin tebliğinden önce takibe itiraz edildiği, takibin durdurulduğu, ödeme emrinin itiraz dilekçesinin kabulünden sonra tebliğ edildiği anlaşılmıştır....

mahkemeye çağrılmadım ve üstüne 1 sene 2 ay kadar bir zaman sonra cezaevi idaresi tarafından bana bir evrak verildi. 5 sene 6 ay ceza aldığım, bir hafta içerisinde temyiz hakkım olduğu söylendi, ben temyizin ne olduğunu o zamanlar bilmediğim için cezaya itiraz etmeye de korktuğum için hiçbir şey yapmadım, karara itiraz edersem siz sinirlenir daha yüksek ceza verirsiniz diye düşünüyordum lakin itiraz etmenin mahkeme başkanını sinirlendirmediğini geçen hafta anladım..." şeklinde beyanda bulunarak, Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre usulsüz şekilde tebliğ yapılmış olan karardan haberdar olduğunu ancak temyiz etmediğini belirttiği; Tebligat Kanunu'nun "Usulüne aykırı tebliğin hükmü" başlıklı 32. maddesinde; "Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır....

    Maddesinde tebliğ yapılacak kişilerin bulunmaması durumunda bu husus tebliğ mazbatasında belirtilmesi gerektiğini, tebligatı alamaya yetkili kişilerin kim olduğu araştırılmadan, yetkili kişilerin bulunmama nedenleri belirtilmeden, tebligatın muhatabı olan tüzel kişinin temsilcisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi birisinin olup olmadığı tespit edilmeden yapılan tebligat usulsüz olduğunu, iş bu sebeple Tebligat Kanununun 32. maddesi gereğince ödeme emrine ilişkin olarak yapılan tebligat usulsüz yapıldığından ve müvekkili şirkete gönderilen ödeme emrinin tebliğ tarihinin 17.09.2021 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi ve icra dosyasına yapılan itirazımızın süresi içerisinde yapıldığının tespit edilmesi,faturaya ilişkin bedele, borca, ferilerine, faiz türü ile işlemiş faiz oranına itirazlarımızın kabulüne karar verilmesi amacıyla iş bu davayı açma zarureti doğduğunu, usulsüz olarak yapılan bu tebliğ sonucu yapılan takibe itiraz edemediğinden hakkında yapılan takip usulsüz...

    Somut olayda; davalının davacı aleyhine, alacağının tahsili için kambiyo takibine geçtiği, davacının dava dilekçesinde açıkça ödeme emri tebligatının usulsüz olması sebebi ile ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesini ve borca, imzaya itirazının kabulünü talep ettiği halde, borçlunun isteminin gecikmiş itiraz talebi olarak değerlendirilmesi yerinde görülmemiştir. Borçlunun başvurusu, usulsüz tebligata dayalı, tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemi olarak tavsif edilmelidir. Bu durumda usulsüz tebligata ilişkin şikayet değerlendirilerek sonucuna göre imzaya ve borca itirazlarının da değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Bu nedenle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK'nun 353/(1)-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın açıklanan hususlar yönünden yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

    Öte yandan her iki icra dosyasında da tebliğ edilen ödeme emirlerinin usulsüz tebliğ edildiğini, Sakarya 1. İcra Müdürlüğünün 2015/6744 Esas ve Sakarya 4. İcra Müdürlüğünün 2015/7327 Esas sayılı dosyalarındaki ödeme emrine ilişkin tebligatların usulsüz olduğunu, tebligatı öğrenme tarihi 28/09/2022 olduğunun tespitine, tüm hacizlerin fekkine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 30/12/2022 tarihli ek karar ile muhtıraya rağmen yasal 7 günlük süre içinde eksik harcın yatırılmadığı nedenle davacı tarafın istinaf isteminden vazgeçmiş sayılması nedenle karar verildiği görülmüştür. Davacı taraf ek karara yönelik olarak sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde istinaf harcını yatırdığını, harcın eksik hesaplanması ve yatırılması hususunda bi kusuru bulunmadığını, öte yandan söz konusu muhtıranın kendisine ulaşmadığını usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek ek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

    , ödeme emrinin tebliğ tarihinin, usulsüz tebliğin öğrenildiği tarih olarak düzeltilmesinin istenmesi gerektiğini, davacının 28/07/2020 tarihinde icra takibinden haberdar olduğunu, bu durumda icra dosyasına itiraz etme süresinin 04/08/2020 tarihinde bitmesine rağmen davacı tarafça 05/08/2020 tarihinde itiraz edildiğini, bu sebeple; davanın reddini talep etmiştir....

    Mahkemece; dava ve icra takibinin konusunun bir kısım faturalardan kaynaklı alacak olduğu ve takip tarihi itibariyle vekille temsil edilen bir iş veya işlemin bulunmadığı, ödeme emrinin tüzel kişiliği bulunan Rektörlüğe tebliğ edildiği, tüzel kişiliği bulunmayan ve henüz vekille de temsil edilmeyen hukuk müşavirliğine ödeme emri tebliğ edilmesinin usulsüz olacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı/ borçlu dava dilekçesinde ileri sürülen nedenlerle kararı istinaf etmiştir. Dava, ödeme emrinin vekil yerine asile usulsüz tebliğ edildiği iddiasıyla ödeme emrinin tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak bildirilen 27/04/2021 olarak düzeltilmesine dair şikayet ve icra müdürlüğünün 03/05/2021 tarihli kararının iptali ile borca ve ferilerine itirazları doğrultusunda takibin durdurulmasına karar verilmesi isteminden ibarettir....

    İstinafa konu kararın ihalenin feshi olduğu, ihale tarihinin 28/08/2019, dava tarihinin 03/09/2019 olduğu, davacı vekili beyanlarında satış ilanı tebligatının usulsüz olduğunu, mahalle muhtarına tebliğ edildiğini, davacının o tarihte cezaevinde olduğunu, kıymet taktir hesabının hatalı olduğunu, kıymet taktir raporununda usulüne uygun tebliğ edilmediğini, ipotek bankanın muvafakatının alınmadan satış işleminin yapıldığı, ihalenin usulsüz olduğunu ve satış işleminin düzenlenmediğini beyan etmiş, davalı vekili beyanlarında davacının kısıtlı olduğunu, bu haliyle vekil aracılığıyla açılan davanın usulsüz olduğunu beyan etmiş, 3183 Sayılı Kanunun 93/son maddesi uyarınca, satış ilanının bir suretinin borçluya, vekil veya mümessiline, taşınmazın tapu siciline kayıtlı bulunan ilgililerin adresi belli olanlara tebliği zorunlu olup, satış ilanının tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir. 6183 Sayılı Kanunun "Tebliğler ve Müddetlerin Hesaplanması" başlıklı...

    reddedildiğini belirterek usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile öğrenme tarihi olan 01/11/2019 tarihinin tebliğ tarihi olarak tespiti ile borca itirazlarının kabilüne karar verilmesini talep etmiştir....

    İİK'nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi Dairemizin süreklilik arzeden içtihatlarına göre başlı başına ihalenin feshi sebebi olup, borçlu vekiline satış ilanının tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesi de aynı hukuki sonuçları doğurur. O halde mahkemece, satış ilânının vekil yerine asile tebliği usulsüz kabul edilerek ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      UYAP Entegrasyonu