İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkili aleyhine takip başlatıldığını, takibe konu borcun gerçekte mevcut olmadığını, bu nedenle takibin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, ödeme emrinin müvekkiline tebliğ edilmediğini, usulsüz tebligatın söz konusu olduğunu, tebliğ mazbatası üzerinde Muharrem Avcı'ya haber verildiğinin yazıldığını, ancak Muharrem Avcı'nın imzadan imtina ettiğini, müvekkilini de bilgilendirmediğini, 2 nolu haber kağıdının bırakılmadığını, 23/08/2021 tarihinde takipten haberdar olduklarını, takipten haberdar olduktan sonra süresi içerisinde icra dosyasında yetkiye ve borca itiraz ettiklerini söyleyerek ödeme emri tebliğ tarihinin 23/08/2021 olarak düzeltilmesine, dosyadaki tüm hacizlerin kaldırılmasına, takibe, yetkiye , borca , ödeme emrine ve tüm ferilere yönelik itirazlarının kabulüne karar verilmesini istemiştir....
malları ile banka hesaplarına haciz tatbik edildiğini, bu nedenlerle tebligatın tebliğ tarihinin düzeltilmesini, hacizlerin fekkine, borca, faize ve faiz oranlarına itiraz edildiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir....
İcra Dairesinin 2019/3467 esas sayılı dosyasından davacıya gönderilen ödeme emri tebliğ tarihinin 07/03/2019 olduğu, davacı borçlu vekili tarafından icra müdürlüğüne sunulan 18/03/2019 tarihli itiraz dilekçesi ile yetkiye, borca, borcun aslı ve ferilerine itiraz edildiği, borçlunun 18/03/2019 tarihinde anılan takipten haberdar olduğu ancak, usulsüz tebligat şikayetinin İİK'nun 16/l. maddesi gereğince öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılmadığı gerekçesi ile usulsüz tebliğ işlemine ilişkin şikayetin süre yönünden reddine, itirazın süresinde olmadığından bahisle takibin durdurulması talebinin reddine dair 19/03/2019 tarihli müdürlük kararına karşı şikayetinin esastan reddine, karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava dilekçesini tekrar ederek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
borca itirazın süreden reddine ilişkin kararın yerinde olmadığı, gecikmiş itiraz yönünden değerlendirme yapıldığında; İİK'nun 65. maddesine göre borçlunun kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise, paraya çevrilme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebileceğinin öngörüldüğü, aynı maddenin 2. fıkrasında ise borçlunun maniin kalktığı günden itibaren üç gün içinde mazeretini gösterir deliller ile birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye mecbur olduğu düzenlenmiş olup, somut olayda dava dilekçesinde herhangi bir mani sebebi ortaya konulmadığı gibi buna ilişkin delillerin de gösterilmediği, bu şekilde gecikmiş itiraz koşullarının bulunmadığı anlaşılmakla, gecikmiş itirazın reddine şeklinde karar verilmesi gerekirken itirazın borca itiraz olarak kabul edilmesi doğru bulunmamıştır....
Yukarıda belirtilen nedenlerle, her bir talep hakkında Mahkemece karar verilmesi zorunluluğu göz önünden bulundurularak, duruşma açılması ve taraf teşkili sağlandıktan sonra öncelikle usulsüz tebliğ şikayeti incelenip tebligatın usulsüz olduğunun belirlenmesi halinde, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince şikayetçiden takibi öğrenme tarihi tespit edilerek usulsüz tebligat şikayetinin 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 16/1. maddesi uyarınca (7) günlük süre içinde yapıldığının tespiti halinde tebligat tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine, öğrenme tarihine göre yetkiye, imzaya ve borca itirazın süresinde yapıldığı sonucuna varılırsa, öncelikle borçlunun yetki itirazı ve sonucuna göre diğer itiraz sebepleri incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve değerlendirme ile karar verilmesi isabetsiz olup (Yargıtay 12....
Somut olayda, davacı vekilinin dava dilekçesinde, takipten diğer borçluya ödeme emrinin tebliğ tarihi olan 29/07/2020 tarihinde haberdar olduklarını, 04/08/2020 tarihinde de takip dosyasına borca itiraz dilekçesi verdiğini belirttiği, takip dosyasının incelenmesinde de, davacı vekili tarafından imzalı 04/08/2020 tarihli dilekçe ile borca itiraz edildiğinin anlaşıldığı, dolayısıyla davacının en geç 04/08/2020 tarihinde takipten haberdar olduğu, usulsüz tebligat şikayetinin 7 günlük yasal süreden sonra, 22/09/2020 tarihinde yapıldığı anlaşılmakla, mahkemece şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek (10) numaralı ödeme emrinin tebliğ edildiği borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte borçlu derneğin çift imza ile temsil edildiği ancak, bonoda tek imzanın bulunduğunu, bu nedenle senedin geçersiz olduğunu iddia ederek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece borçlunun iddiaları kabul edilerek borca itirazın kabulüne ve takibin iptaline karar verildiği görülmektedir....
YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde olmadığını, davacının resmi kayıtlardaki adresine gönderilen tebligatın iade gelmesi üzerine resmi kayıtlardaki adrese TK'nın 21/2 maddesine göre tebligat yapıldığını, mernis kaydında davacının yurtdışı adresine ilişkin bir kayıt bulunmadığını, tebligat usule uygun olduğundan itiraz süresinin kaçırıldığını, davacının süresinde itiraz etmesine engel olan nedenleri ve delillerini açıklamadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, "davanın kısmen kabul, kısmen reddine, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile İzmir 1. İcra Müdürlüğünün 2020/5965 Esas sayılı dosyasında ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 01/03/2022 olarak düzeltilmesine, yetkiye, borca ve faize itirazların İİK.nun 62.maddesi uyarınca reddine" karar verilmiştir....
Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas ve 1991/344 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere "... usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın, bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü, icra mahkemesi önüne getirmesi" gerekli olup, bu durumda, usulsüz tebliğ şikayeti, 7 günlük süreden sonra yapılmış olmakla icra emri tebliğ işlemi kesinleşmiştir. Bu durumda Mahkemece, usulsüz tebliğ ve diğer şikayetlerin süre aşımından reddi gerekirken işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla; alacaklı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte, borçlu icra mahkemesine başvurusunda, ödeme emri tebliğine ilişkin tebligat zarfında bulunan imzanın kendisine ait olmadığını belirterek usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte takip konusu borca, faize ve takip dayanağı senetteki imzasına itiraz etmiş, mahkemece borçlu hakkındaki takibin durdurulmasına, borçlunun tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hükmü taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1- İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına, HUMK.nun 438. ve İİK.'...