Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

da usulsüz olduğunun açık olduğunu ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmesi karşısında ölü kişiye yapılan tebligatın tebliğ tarihinin düzeltilmesinin mümkün olmadığından ödeme emrinin iptali gerekeceğini kaldı ki ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verildiğinden yenileme işleminin iptali şikayeti hakkında herhangi bir hüküm tesis edilmemesi gerektiği belirtilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve asıl davada; ... 3....

    Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, takibe konu ödeme emrinin Cevdet Tiren isimli kişiye tebliğ edildiğini, ancak Cevdet Tiren'in tebliğ tarihinde şirket yetkilisi olmadığını ve Ticaret Sicil Gazetesi kayıtları ile de bu durumun ortaya çıkacağını, Tebligat yönetmeliğinin 21.maddesine göre tebligatın usulsüz ve geçersiz olduğunun açık olduğunu ve açtıkları davanın süresinde olduğunun kabulünün gerektiğini, emsal Yargıtay kararında da belirtildiği üzere tebligatın usulsüz ve geçersiz olduğunun açık olduğunu, takibe dayanak senedin taraflar arasında akdedilmiş olan 09/03/2017 tarihli protokolün 2.8 maddesinde düzenlendiğini ve sözleşme ekinde takibe konu senedin teminat senedi olarak davalıya teslim edildiğini, protokolde açıkça yazılı olduğu üzere söz konusu senedin teminat senedi olduğunu ve senedin kayıtsız şartsız borç ikrarını içermediğinden kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yapılmasının mümkün olmadığını...

    Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçlunun, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte, takip talebi ve ödeme emrinde icra dairesine ait banka adı, hesap numarası ve Iban numarası bulunmadığından, ödeme emrinin usulüne uygun olmadığını ileri sürerek, ödeme emrinin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, belirtilen eksikliklerin sonradan tamamlanabilir eksiklikler olduğu, diğer hususlarda eksiklik bulunmadığından ve tebliğ usulsüzlüğü de ödeme emrinin iptalini gerektirmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. 6352 sayılı Yasanın 10.maddesi ile değişik İİK'nun 60/2. maddesi çerçevesinde, icra dairesine ait banka adının ve hesap bilgilerinin ödeme emrinde belirtilmesi zorunlu olup, sonradan tamamlanarak bu eksikliğin giderilmesi mümkün değildir....

    takibe dayanak belgelerin ödeme emrine eklenmemesi nedeniyle ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir....

    DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ NEDENİYLE ŞİKAYETİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı- borçlu dava dilekçesinde özetle; Küçükçekmece 2. İcra Müdürlüğünün 2019/15051 E. sayılı dosyasında davalı-alacaklı tarafından senede dayalı olarak takip yapıldığını, çıkarılan ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, borcun kendisine ait olmadığını beyanla, takibin iptalini talep etmiş, Duruşmada alınan ifadesinde, tebligatta adı geçen Emine Gökdemir isimli şahısla aynı apartmanda oturmadığını, takipten 09/10/2019 tarihinde haberdar olduğunu beyanla, usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı-alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın gecikmiş itirazda bulunduğunu, usulsüz tebliğ şikayetinin olmadığını, İİK m. 65 şartlarını taşıyan geçerli bir mazeretinin bulunmadığını, borçluya yapılan tebligatın da usulüne uygun olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

    Dairemizin kararından sonra yapılan açık yargılama sonucunda ilk derece Mahkemesi; şikayetçi tarafından 06/08/2007 tarihli ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu ileri sürülmüş ise de, şikayetçi tarafa 03/08/2010 tarihinde yenileme emrinin tebliğ edildiği, şikayetçi tarafça bu tebliğ işlemine yönelik olarak usulsüzlük iddiasında bulunulmadığı ve davacı tarafın bu tarihten itibaren takipten haberdar olduğunun kabulü gerektiği, şikayetçi davacının 03/08/2010 tarihinden itibaren yasal 7 günlük sürede şikayette bulunmadığı, davanın 24/07/2019 tarihinde açılmış olduğu ve bu hali ile şikayetin süre aşımının oluştuğu gerekçesiyle usulsüz tebligat şikayeti ve itirazların süre aşımı nedeniyle usulden reddine karar vermiştir....

    İcra Müdürlüğünün 2019/13510 Esas sayılı dosyasıyla başlatılan takip kapsamında ödeme emrinin, şirketlerinde çalışmayan ve tebligatın yapıldığı tarihte şirketle hiçbir ilişkisi ve temsil sıfatı olmayan Buğra Aydın'a usulsüz tebliğ edildiğini, takipten tahliye işlemi için şirkete gelinen 25/11/2019 tarihinde haberdar olduklarını, takibe ve tahliye taahhüdüne itiraz ettiklerini, tahliye taahhüdündeki imzayı kabul etmediklerini bildirerek usulsüz tebligatın iptaline, süresinde yapılan itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir. YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, tahliye emrinin davacı T5 daimi çalışanı Buğra Aydın'a tebliğ edildiğini, bu kişinin şirket çalışanı olduğunun 25/11/2019 tarihli haciz tutanağında daimi çalışan Şebnem Yaşar'ın Buğra Aydın'ın 15 gün önce işten ayrıldığına ilişkin beyanından da anlaşıldığını, aynı taraflar arasında İzmir 5....

    tarihinde tebligat yapıldığının gözüktüğünü, yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, müvekkil T1 açısından usulsüz tebligatın iptali ve takip dayanağı belgelerin müvekkile tebliğ edilmemesi sebepleri ile ödeme emrinin iptali ile süresinde itiraz edildiğinden, çek ve senetler zamanaşımına uğradığını ve bu sebeple takibin iptal edilmesi gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir....

    Ödeme emri davacıya ticaret sicilindeki adresine TK 35.maddeye göre tebliğ edilmiştir. Davanın konusu usulsüz tebliğ şikayeti olup davacı tarafından dava dilekçesinde İstanbul 13. İcra müdürlüğünün 2019/24294 E sayılı dosyasında ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini, icra takibinden 04/09/2019 tarihinde şirket merkezinde yapılan haciz ile haberdar olduklarını bu nedenle usulsüz tebliğ tarihinin ıttıla tarihi olarak düzeltilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı dava dilekçesinde; kendi beyanında icra takibinden 04/09/2019 tarihinde haberdar olduğunu beyan ettiği İİK 16.maddeye göre ıttıla tarihinden itibaren 7 günlük yasal süresi içerisinde dava açılması gerekirken 7 günlük süre geçtikten sonra 12/09/2019 tarihinde dava açıldığı anlaşıldığından, mahkemece davanın süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken ıttıla tarihinin belirlenmesine ve yetki itirazının da kabulüne karar verilmesi hukuken yerinde değildir....

    Komşusu imzadan imtina etti." şerhi ile 05/03/2016 tarihinde Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre tebliğ edilmek istendiği ancak, ödeme emrinin tebliği sırasında bilgisine başvurulan komşunun ismi alınmadan ve haber verilen komşu adı yazılmaksızın tebliğ işlemi yapıldığından, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliğinin 30., 35. maddeleri uyarınca tebligatın usulsüz olduğunun kabulü gerekir....

    UYAP Entegrasyonu