Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Zira, satışa hazırlanabilmesi, kendince gerekli duyuruları yapabilmesi ve daha fazla müşteri bulabilmesi, borçlunun satıştan makul bir süre önce haberdar olmasını gerektirir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince tebliğ işlemi, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatap tebliğden haberdar olmuş ise, tebliğ işlemi geçersiz olmayıp muhatabın usulsüz tebliği öğrendiği tarih tebliğ tarihi kabul edilir. Bu nedenle borçluya yapılan satış ilanı tebliği usulsüz olsa bile, borçlu satış gününden makul süreden önce (bu süre Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin yerleşik uygulamaları ile satıştan 7 gün önce olarak kabul edilmektedir) satışı öğrenmiş ise, öğrendiği tarih, kendisine satış ilanı tebliğ edilen tarih kabul edilmelidir. Böyle bir durumda, salt tebliğ işleminin usulsüz olduğu gerekçesi ile ihalenin feshi yoluna gidilemez....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Somut olayda davacı vekilince tebliğ işleminden 22.11.2021 tarihinde haberdar olunduğu belirtilmiş, mahkemece bu tarih itibariyle tebliğ işleminin öğrenildiği kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiştir. Ancak usulsüz tebligat şikayetine yönelik bu dava yasal yedi günlük süre sonrasında 21.12.2021 tarihinde açılmıştır....

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/02/2019 NUMARASI : 2018/929 ESAS - 2019/135 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (Usulsüz Tebligat Şikayeti) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı davada İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; takip borçlusu T1 adına başlatılan takip kapsamında ödem emrinin 09/10/2018 tarihinde tebliğ edildiğini ve borçlunun menkul mallarının haczi isteminde bulunulduğunu, tebligat adresinin borçlunun mernis adresi olmamasına rağmen ödeme emrinin T.K 21. maddesi uyarınca muhtara tebliğ edildiğini, çıkarılan tebligatın usulüne uygun olmadığını, müvekkilinin 04/09/2018 tarihinde adresini değiştirdiğini belirterek usulsüz tebliğ işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ ŞİKAYETİ ve ÖDEME EMRİNİN İPTALİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkile mernis adresine ödeme emrinin gönderildiğini, haberi olmadığını, 21/08/2020 tarihinde banka hesabına haciz konulması neticesinde icra dosyasından haberdar olduğunu, takibe dayanak senet incelendiğinde borçlulardan Akse İnşaat'ın bulunduğunu bunun dışında başka bir taraf belirtilmediğini, müvekkilin senede-borca bağlayacak ise TC kimlik numarasının, adres bilgilerinin senet metninde yer almadığını belirterek takibin ve ödeme emrini iptalini talep ve dava etmiştir....

HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1956 KARAR NO : 2021/1741 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/07/2020 NUMARASI : 2019/1023 ESAS, 2020/316 KARAR DAVA KONUSU : ZAMANAŞIMI İTİRAZI-BORCA İTİRAZ KARAR : İzmir 11....

İcra Müdürlüğünün 2019/34801 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkili bankanın alacağının tahsili amacıyla gerçekleştirilen tüm işlemlerin yasa ve usule uygun olduğunu, davacıların takip konusu borçtan sorumlu olduklarını, borçlulara gönderilen ödeme emrinin tebliğ zarfı incelendiğinde, tebliğ edilen husus kısmında “ödeme emri ve suretleri” ibaresinin yazılı olduğunun görüldüğünü, borçluya ödeme emri tebliğ edilirken takip dayanağının da eklendiğini, bu hususun tebliğ zarfına da yazıldığını, TK 21. maddesine göre yapılan ödeme emrinin tebliği yasa ve usule uygun olduğunu, davacıya 26.09.2019 tarihinde tebliğ edildiğini, bu sebeplerle davacının davasının reddi ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiğini bildirmiştir. İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...İstanbul 9....

Maddesi uyarınca tebliğ evrakının mahalle muhtarlığına bırakıldığı, güvenlik görevlisi Fatma Öztürk'e haber verildiği anlaşılmıştır. Davacı borçlu vekili tevziat saatlerinde iş yerinin kapalı olmasının söz konusu olmadığını, posta memurunun matbu kaşe kullandığını iddia etmişse de tebliğ mazbatalarının resmi evrak niteliğinde olduğu, evrak üzerindeki bilgilerin aksinin davacı borçlu tarafından ispat edilemediği, yapılan tebliğ işleminin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti mahkememizce haklı görülmemiştir. "Davacı borçlu her ne kadar kat ihtarının usulüne uygun tebliğ edilmediği şikayetinde bulunmuşsa da tebliğe çıkarılan adresin genel kredi sözleşmesindeki borçlu kaşesinin üzerinde yazılı adres olduğu, tebligat iade olmuş olsa bile genel kredi sözleşmesinde yazılı adrese çıkarılan tebliğin yapılmış sayılacağı kabul edilmiştir. Bu nedenle usulsüz tebliğe ilişkin şikayet mahkememizce kabul edilmemiştir....

DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. Bodrum 2. İcra Müdürlüğünün 2019/7466 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, 2016/650 E. sayılı dosyası üzerinden davalı alacaklı tarafından borçlu davacı ve diğerleri aleyhine 22.072,12 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız takibe geçildiği, 7 örnek ödeme emrinin borçlu davacıya T.K'nın 21/1. maddesine göre 18/01/2016 tarihinde tebliğ edildiği, dosyanın yenilenerek yukarıdaki numarayı aldığı, yenileme emrinin de başka bir adreste 03/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu davacının 09/05/2019 tarihinde borca itiraz dilekçesi sunduğu anlaşılmıştır. Borçlunun ödeme emrinin tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu öğrenen borçlunun öğrenme tebliğinden itibaren 7 gün içinde hem icra dairesinde ödeme emrine itiraz etmesi, hem de aynı 7 gün içinde ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunun tespiti ve ödeme emrini tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurması gerektiği, borçlunun usulsüz tebliğe öğrendiği tarihten itibaren 7 gün içinde icra mahkemesinde başvurmuş ve fakat aynı 7 gün içinde icra dairesine ödeme emrine itiraz etmemiş olması halinde takibin kesinleşmiş sayılacağı , davacı borçlu aleyhine İstanbul 22....

Dava dilekçesinde davacının takipten 14/12/2020 tarihinde haberdar olduğu belirtilmiş ve 15/12/2020 tarihinde icra dosyasına itiraz edilmesi karşısında, davacının icra takibini öğrendiğini bildirdiği tarihe göre, 11/03/2021 tarihinde yapılan usulsüz tebliğ şikayetinin yasal süresinde olmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, usulsüz tebliğ şikayetinin süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin kabul edilmesi doğru olmamıştır. Davacının usulsüz tebliğ şikayetinin yasal süresinde olmaması karşısında, takip kesinleşmiş olmakla, icra müdürlüğünün 11/02/2021 ve 05/03/2021 tarihli kararlarında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, davacının icra memur işlemlerine yönelik şikayeti de yerinde görülmemiştir....

UYAP Entegrasyonu