Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yapılan bu açıklamalara ve dosya kapsamına göre; davanın usulsüz tebligat şikayeti ile borca itiraz olduğu, hukuki tasnifin hakime ait olduğu, dava dilekçesi içeriğinden de anlaşılacağı üzere şikayetçi tarafça ödeme emrinin müvekkiline usulüne uygun tebliğ edilmediğinin iddia olunduğu, İİK'nun 65.maddesinde düzenlenen "gecikmiş itirazda" ise şikayet edene öncelikle usulüne uygun bir tebligat yapılması zorunluluğunun bulunduğu, dolayısıyla mahkemesince asıl dava dosyasında; davacıya gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunun tespiti ile ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 03.08.2022 olarak düzeltilmesine, takibin şekline göre her türlü itirazın icra dairesine yapılması gerekli olduğundan takibin durdurulması talebinin ise reddine karar vermekle yetinilmesi gerekirken hem usulsüz tebliğ şikayeti hem de borca itiraz (gecikmiş itiraz) hakkında hüküm kurulmasının isabetli olmadığı anlaşılmıştır....

İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/402 Esas sayılı dosyasıyla vekil marifetiyle itiraz edildiğini, itirazdan sonra müvekkiline yeniden icra emri tebliğ edildiğini, bu tebligatın 24.06.2019 tarihinde muhtara tebliğ edildiğini, vekil marifetiyle takibe itiraz edildiği halde asıla yapılan tebliğin usulsüz olduğunu, ayrıca borçlunun mernis adresine çıkarılıp dönen bir tebligat bulunmadığını, tebliğ memurunun müvekkilinin neden adreste olmadığını araştırmadığı gibi en yakın komşununa haber verilmediğini, ayrıca kapıya haber kağıdının yapıştırılmadığını, usulsüz tebliğden 31.01.2020 tarihinde haberdar olunduğunu, ipoteğin faizsiz ve süreli olarak kurulduğunu, faiz talebinin yasal dayanağının bulunmadığını, faize ve oranına itiraz ettiklerini, müvekkilinin alacaklıya borcunun bulunmadığını, alacaklı tarafından alınan kiraların ipotek borcundan mahsubunun gerektiğini ileri sürerek usulsüz tebliğ edilen icra emrinin iptaline, geçerli borç ilişkisi bulunmadığından takibin iptaline, takip öncesi faiz yönünden...

Davacı borçlu hakkındaki takibin iptaline karar verildiğinden usulsüz tebligat şikayeti ve icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz hakkında karar verilmesinin herhangi bir etkisinin bulunmadığı değerlendirilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesi'nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur. B....

    İcra Hukuk Mahkemesince, kıymet takdirine itiraza ilişkin şikayeti inceleme yetkisinin haciz kararını veren esas icra müdürlüğünün bağlı olduğu İstanbul İcra Hukuk Mahkemesine ait olduğu, yine kıymet takdiri raporunun usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayeti inceleme yetkisinin de İİK 4. Maddesi uyarınca tebliğ işlemini yapan esas icra müdürlüğünün bağlı olduğu İstanbul İcra Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İstanbul 6. İcra Hukuk Mahkemesince ise, kıymet takdirinin Erzurum 4. İcra Müdürlüğü tarafından yapıldığı İİK’nın 128/a maddesine göre şikayeti inceleme yerinin talimat icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İcra İflas Kanunu’nun 128/a. maddesi gereğince kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer, raporun tebliğinden itibaren yedi gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikayette bulunabilirler....

      Açılan davada öncelikle ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü şikayetinde bulunulmuş, tebligatın usulsüz olduğunun tespiti ile öğrenme tarihi olarak 25/02/2020 tarihinin kabulüne ve takibe süresinde itiraz edildiğinden durdurulmasına karar verilmesi istenilmiştir. Usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın İİK 16/1 maddesi uyarınca öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede tebliğ işlemine yönelik olarak icra mahkemesine şikayette bulunmalıdır. Ayrıca usulsüz tebliği öğrendiği tarih tebliğ tarihi kabul edileceğinden bu tarihten itibaren süreler işlemeye başlayacağından icra takibinin şekline göre itiraz ve şikayetlerini de icra dairesine ya da icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Muhatap öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemi ile icra mahkemesine başvurmaz ise tebliğ işlemi kesinleşir....

      Dolayısıyla, davacıya yapılan ödeme emri tebliğ işleminde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, usulsüz tebliğ şikayeti yerinde değildir. İİK'nın 58. maddesi gereğince, takip belgeye dayandığı takdirde, belge aslı veya örneğinin takip talebine ve ayrıca aynı kanunun 61. maddesi uyarınca da ödeme emrine eklenmesi gerekmektedir. Takibin ilamsız olması bu duruma etkili değildir. Bu hükme uyulmaması halinde borçlunun İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük hak düşürücü süre içinde şikayet hakkı bulunmaktadır. Şikayetin yasal süresinde olup olmadığı Mahkemece kendiliğinden gözetilmelidir....

      İcra Müdürlüğünün 2019/18402 E. sayılı dosyasına gönderilmesi üzerine davacı borçlu vekille temsil edilmesine karşın asile çıkarılan tebligata göre takip kesinleştirilip müvekkilinin malvarlığına haciz uygulandığını, vekille takip edilen işlerde vekile tebligat çıkarılması gerektiğini öne sürerek tebligatın iptali ile vekile yeni bir ödeme emri gönderilmesine ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının usulsüz tebliğ şikayetinde bulunduğunu, TK'nın 32. maddesi uyarınca bu şikayetin takipten haberdar olunduğu tarihten itibaren 7 gün içerisinde ileri sürülmesi gerektiğini, davanın İİK'nın 16. maddesinde belirtilen 7 günlük sürede açılmadığından ve takibe de itiraz edilmediğinden davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Dava konusu uyuşmazlık usulsüz tebligat şikayeti ile imzaya/borca itiraza ilişkindir. Körfez İcra Müdürlüğünün 2019/2072 esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlular ve dava dışı borçlu aleyhine bir adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, örnek 10 ödeme emrinin davacı borçlu T6 26/11/2018 tarihinde, davacı borçlu şirkete ise 02/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın ödeme emirlerinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile borca itiraz olarak 07/02/2020 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece yapılan yargılamada; davalı alacaklının takipten 05/02/2021 tarihinde feragat etmesi nedeniyle, icra dosyası feragat ile kapatıldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

      Muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini düzenleyen Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30. maddesi, tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını araştırma görevini yüklemiştir. Buna göre, tebliğ memuru adreste bulunmama nedenini araştırmakla kalmayıp, yaptığı araştırmanın sonucunu Tebligat Kanunu'nun 23/7. ve yönetmeliğin 35/f bendi gereğince tebliğ evrakına yazarak, ilgilisine imzalatacaktır. Ancak bu şekilde, yapılan işlemin, usulüne uygun olup olmadığı, hakim tarafından denetlenebilir. Muhatabın, tebliğ adresinde ikamet etmekle birlikte, kısa ya da uzun süreli ve geçici olarak adreste bulunmadığının, tevziat saatlerinden sonra geleceğinin beyan ve bunun tevsik edilmesi halinde ancak, maddede sayılanlardan, örneğin muhtara imza karşılığı tebliğ edilip, 2 numaralı fişin kapıya yapıştırılması ve komşunun durumdan haberdar edilmesi işlemlerine geçilebilecektir....

      Mahkemece; Takibe konu edilen senetteki imzanın borçlunun eli ürünü olmadığının Aydın Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliği'nin raporu ile sabit olduğu, raporun dosya kapsamı ile uyumlu ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, imzaya itiraza yönelik davanın kabulü ile takibin durdurulmasına, yasal şartları oluşmadığından tazminat ve para cezasına hükmolunmasına yer olmadığına, usulsüz tebliğ şikayeti yönünden şikayetin kabulü ile öğrenme tarihinin 14/11/2019 olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Davalı davacının takipten önce takipten haberdar olduğunu, rapor itirazları nedeniyle adli tıptan rapor alınmadan verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

      UYAP Entegrasyonu