İİK'nun 82/1-12. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Somut olayda, şikayete konu taşınmazların haczine ilişkin örnek 103 davet kağıdı, borçlu vekiline 27.02.2012 tarihinde tebliğ edilmiştir. 09.03.2012 tarihinde 7 günlük süre geçirilerek yapılan haczedilmezlik şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 23/10/2019 NUMARASI : 2019/513 2019/657 DAVA KONUSU : Şikayet (Usulsüz Tebligata İlişkin) KARAR : Mersin 2....
Borçlunun başvurusu, İİK'nun 82/1-4. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayetidir. İİK'nun bu maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi kapsamında yedi günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu taşınmazına 19/11/2014 tarihinde tapuda haciz şerhi işlenmiştir. Borçlu vekilinin 26.03.2015 tarihinde vekaletnamesini icra dosyasına sunarak dosyadan talepte bulunduğu, dilekçede icra müdürünün imzası ve tarihin bulunduğu, haczedilmezlik şikayetinin 20.05.2015 tarihinde yapıldığı, bu durumda 26.03.2015 tarihi itibariyle borçlu vekilinin haczi öğrendiği kabul edilmesi gerektiğinden, haczedilmezlik şikayetine öğrenme tarihinden itibaren yasal yedi günlük süreden sonra başvurulduğu açıktır....
Somut olayda, Çeşme İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/139 Esas sayılı dosyasında verilen 28/10/2020 tarihli kararla " borçlunun usulsüz tebligat şikayeti kabul edilerek ödeme emrinin tebliğ tarihinin 18/09/2020 olarak düzeltilmesine, borçlu T1 21/09/2020 tarihli itirazının süresinde olduğunun tespitine" karar verildiği, buna göre ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olması nedeniyle takip kesinleşmeyeceğinden, bu tarihten önceki hacizlerin hükümsüz kaldığının kabulü gerekir. Ödeme ve icra emrinde belirtilen ödeme süresi geçmedikçe, alacaklı tarafça haciz istenemeyeceği gibi, bu koşullar oluşmadan önce konulan hacizler de geçersizdir. Henüz haciz isteme hakkı doğmadan gerçekleştirilen hacizlerin yasal dayanağı kalmadığından, takibin kesinleşmesinden önce uygulanan hacizlerin kaldırılmasına ve takibin durdurulmasına karar verilmesi usul ve yasaya olup, davalının istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; mahkemece yapılan değerlendirmeler sonucunda; İİK'nın 82/12.maddesinden faydalanma hakkının sadece takip borçlusuna ait olduğu, somut olayda meskeniyet şikayetine konu edilen taşınmaza ait tapu kaydında şikayetçi 3.kişi lehine "aile konutu" şerhi yer bulunduğu, şerh olmuş olsa dahi takipte taraf sıfatı bulunmayan şikayetçi 3.kişiye haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkının olmadığı, şikayetçinin takip borçlusu olmaması nedeni ile aktif husumet ehliyeti bulunmadığından haczedilmezlik şikayetinin reddine karar verilmiştir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 4 maddesine dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. Haczedilmezlik şikayetinin konusu; hacizli mal üzerine konulan haczin yasaya uygun olup olmadığı ve bu haczin kaldırılması gerekip gerekmediği hususudur. Anılan şikayetin konusu davaya konu hacizli malın kendisi olmadığından, dava açıldıktan sonra, hacizli malın bir başkasına devredilmesi, taşınmazı devralan kişinin haczedilmezlik şikayetinde bulunan davacı yerine geçmesi sonucunu doğurmaz. Bir başka deyişle haczedilmezlik şikayetinde HMK'nın 125/2. maddesinin uygulanma alanı bulunmamaktadır. Öte yandan İİK.'nun 82/1- 4. bendi uyarınca; “Borçlu çiftçi ise kendisinin ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazi” haczedilemez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlunun icra hukuk mahkemesine başvurusu haczedilmezlik şikayeti olup haczedilmezlik şikayetinin yasal hasmı da alacaklıdır. Alacaklının hasım gösterilmemiş olması onun yasal hasımlık durumunu ortadan kaldırmaz. Bu nedenle hasım gösterilmese bile icra hukuk mahkemesi kararının kendisine tebliği zorunlu olup, temyiz hakkı da bulunduğu kuşkusuzdur....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; usulsüz tebligat halinde muhatabın tebliğ tarihine ilişkin beyanının esas olduğunu, kendilerinin de beyan ettikleri tarihe göre süresinde dava açtıklarını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz ödeme emri tebliği şikayetine ilişkindir. Borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. Somut olayda, takip dosyasında ödeme emrinin davacıya 01/06/2015 tarihinde tebliğ edildiği, sonrasında davacı vekili tarafından 06/08/2018 tarihinde takip dosyasına vekaletname sunulduğu ve 09/10/2019 tarihli dilekçe ile de haciz kaldırma talebinde bulunulduğu görülmüştür. Bu durumda davacının usulsüz tebligata ilişkin başvuru süresi 06/08/2018 tarihinde başlamış durumdadır....
İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, davacı adına kayıtlı Tokat ili, Turhal İlçesi, Kayacık Mahallesi, Ortahark Mevkii, 1104 ada, 15 parsel sayılı taşınmaza haciz konulduğu, 103 haciz davetiyesinin borçluya 01/11/2022 tarihinde tebliğ edildiği, haczin borçlu tarafından bu tarihte öğrenildiği, 20/03/2023 tarihli şikayetin yasal 7 günlük süreden sonra olduğu, davacının 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin bir şikayetinin bulunmadığı, mahkemece meskeniyet şikayetinin süreden reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, HMK.355 mad....
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İncelemeye konu Meskeniyet şikayetine ilişkin karar usul ve yasaya uygun olup, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacı vekilinin taşkın hacze ilişkin şikayeti niteliği itibariyle kesin olup, istinaf kanun yoluna başvurulamayacağından istinaf başvuru talebinin USULDEN REDDİNE, 3- Peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye harç alınmasına yer olmadığına, 4- İstinaf yargılama giderinin istinafa başvuran taraf üzerinde bırakılmasına, 5- İnceleme HMK'nun 353. maddesi gereğince duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 6- Kararın taraflara tebliğ edilmesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda tarafların yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren meskeniyet şikayeti yönünden 2 haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak, taşkın haciz şikayeti yönünden kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi....