Bölge Adliye Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacılar vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Somut olayda, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile ihalenin feshi istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, Karapınar İcra Hukuk Mahkemesi'nin 23/06/2020 tarih ve 2019/95 E. 2020/80 K. sayılı kararı ile talebin reddine karar verildiği, davacılar vekili tarafından, talebin reddine dair ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulduğu, ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi'nin 14/10/2020 tarih ve 2020/1115 E. 2020/1109 K....
Somut olayda, temyizen incelenmesi istenen karar, usulsüz tebliğ şikayetinin yasal süre aşımından reddine ilişkin olup, anılan kararın temyiz kabiliyeti bulunmamaktadır....
Ömer Ayyüpoğlu'na 05/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği, Av. Ömer Eyyüpoğlu tarafından takip dosyasına sunulmuş bir istifa veya vekillikten çekilme dilekçesinin yer almadığı, borca itiraz davasına dair ilamın dosyaya ibraz edilmiş olması karşısında artık şikayetçinin satış dosyasında vekille temsil edildikleri gerçeğini ortadan kaldırmayacağı, bu hali ile istifa veya vekillikten çekilme dilekçesi bulunmayan Av. Ömer Eyyüpoğlu'na tebliğ edilen kıymet takdir raporunun usul ve yasaya uygun olduğu, kıymet takdirine itiraz ve meskeniyete dayalı haczedilmezlik şikayetinin 7 günlük süreye tabii olduğu, kıymet takdir raporunun 05/09/2018 tarihinde tebliğ edilmesiyle kıymet takdiri ve haczedilmezliğe yönelik şikayetin 12/09/2018 tarihine kadar yapılması gerekeceği, iş bu şikayetin ise 05/10/2018 tarihinde yapıldığı anlaşılmakla kıymet takdirine itiraz ve haczedilmezlik iddiasına yönelik şikayetin süre yönünden reddine karar verildiği görülmüştür....
İİK'nun 82/1. maddesinin 12. bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük hak düşürücü süreye tabidir ve mahkemece re'sen göz önüne alınması gerekir. Tebligat Kanunu'nun 21/1.maddesine göre; “İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” tebligat parçasının muhtar tarafından muhataba verildiği tarihin bir önemi bulunmamaktadır. Somut olayda, meskeniyet şikayetine konu taşınmazın tapu kaydına 20.12.2013 tarihinde haciz şerhi konulduğu, kıymet takdir raporunun borçluya Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesi gereğince 31.03.2015 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetin ise 7 günlük hak düşürücü süreden sonra 09.04.2015 tarihinde yapıldığı anlaşılmıştır. O halde, mahkemece şikayetin süreden reddi gerekirken, işin esası incelenerek haczin kaldırılmasına karar verilmesi isabetsizdir....
Değerlendirme İİK'nın 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nın 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, 11.11.2019 tarihinde taşınmazda kıymet takdiri için keşif yapılmış olup, kıymet takdir raporu şikayetçi borçluya şikayet tarihinden sonra tebliğ edilmiş ise de borçlunun keşif tarihinde hacizden haberdar olduğu ileri sürülmüştür. Dairemiz bozma ilamında şikayetin sürede olduğunun tespiti halinde işin esasının incelenmesi gerektiği belirtilmiş ise de mahkemece bozmaya uyularak verilen kararda şikayetin sürede olup olmadığına ilişkin bir tespite yer verilmemiştir. Diğer taraftan, borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmaz hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir....
İcra Hukuk Mahkemeleri’nce ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar Bölge Adliye Mahkemeleri’nin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı Bölge Adliye Mahkemesi’nin yargı çevresinde kalan Mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan Adlî Yargı İlk Derece Hukuk Mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, haczedilmezlik şikayeti ile haczin kaldırılması istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu 24....
Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan 3. kişinin bu konuda şikayet hakkı bulunmamaktadır. Somut olayda; şikayetçinin icra takibinde taraf sıfatı olmadığı gibi aile konutu olduğundan bahisle haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu taşınmazdaki kendi hissesi üzerine de haciz konulmadığı anlaşılmakla yukarıda anılan yasa maddesi gereğince meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı yoktur. O halde mahkemece, şikayetin aktif husumet yokluğu nedeni ile reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi isabetsiz ise de sonuçta istem reddedildiğinden sonucu itibariyle doğru olan mahkeme kararının onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ: Şikayetçinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'...
İİK’nun 82/12. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK’nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Diğer yandan İcra ve İflas Kanunu'nda taşınmaza ilişkin haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa konulan her haciz yeni bir haciz olup, borçlunun yeni hacze yönelik olarak şikayet hakkı bulunmaktadır. Somut olayda, borçlunun meskeniyet iddiasına konu taşınmaza 09.05.2013 tarihinde konulan haciz için Mahkeme’nin .. sayılı dosyası ile ileri sürülen meskeniyet şikayetiyle ilgili verilen karar henüz kesinleşmemiş ise de, eldeki haczedilmezlik şikayeti 16/02/2016 tarihli başka bir haciz işlemine ilişkin olduğundan, derdestlikten söz edilemez. Kaldı ki, 09/05/2013 tarihli haczin düştüğü, alacaklı vekilinin yeniden haciz konulması için 16/02/2016 tarihinde talepte bulunduğu anlaşılmaktadır....
Somut olayda borçlu kooperatife ödeme emrinin tebliğ edildiği adres, adı geçenin ticaret sicilinde yazılı adresi olup anılan tebliğ işlemi 7201 Sayılı Kanunun 21.maddesine ve usulüne uygundur. Kaldı ki, borçluya kıymet taktir raporu ve satış ilanı, yine ticaret sicil müdürlüğünde kayıtlı olan adresinde şirket çalışanları çarşıda olduğundan bahisle 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21. maddesi uyarınca 29.12.2011 tarihinde yapılmış olup, usulüne uygundur. Bu durumda ödeme emri tebliğ işlemi usulsüz kabul edilse bile muhatabın en geç bu tarihte usulsüz tebliğ işlemini öğrendiğinin kabulü gerekeceğinden, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna ilişkin şikayeti anılan tarihe göre İİK. nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonradır. Şikayet süresinin geçirilmesinden sonra borçluya kayyum atanmış olması sonuca etkili değildir. Diğer bir ifadeyle bu husus şikayet süresini yeniden başlatmaz....
sürerek usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin 28/01/2021 olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir....