İİK'nun 168/4-5. maddesi hükmüne göre, borçlunun, borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, imzaya ve yetkiye itirazını ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Şikayetçi borçlunun icra mahkemesine başvurusu, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte yetkiye, imzaya ve borca itiraz niteliğinde olup, takip şekli itibariyle tüm hususların yasal hak düşürücü süre içerisinde icra mahkemesi nezdinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Somut olayda borçluya gönderilen ödeme emri tebligatının incelenmesinde; "muhatabın çarşıda olması nedeniyle aynı adreste sürekli çalışan ... imzasına tebliğ edildiği" şerhi mevcuttur....
Somut olayda; örnek 10 ödeme emrinin itiraz eden borçlu ...'e 20.08.2014 tarihinde tebliğ edildiği, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imzaya itirazının ise yasal 5 günlük süreden sonra 29.08.2014 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, öncelikle usulsüz tebligat şikayetinin değerlendirilerek, ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinin tesbiti halinde, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin düzeltilmesine ve düzeltilen tebliğ tarihine göre imzaya itirazı süresinde ise itirazın esası yönünden inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, usulsüz tebligat şikayeti değerlendirilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 05/01/2022 NUMARASI : 2021/248 ESAS 2022/3 KARAR DAVA KONUSU : Usulsüz Tebliğ Şikayeti -Borca ve Fer'ilere İtiraz - KARAR : Yukarıdaki mahal esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya mündericatına tüm bilgi ve belger okunup tetkik edildikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonunda duruşma açılmasına gerek görülmeksizin gereği görüşülüp düşünüldü....
İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince;" Takip dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı tarafça davacı borçlu aleyhinde toplam 26.779,92 TL üzerinden 26/09/2019 tarihinde haciz ve tahliye talebi ile takibe geçildiği, örnek 7 no.lu ödeme emrinin davacı borçlunun "Sahil Mah.Cami Sok.No:23/2 Çiftlikköy/Yalova" adresine tebliğe çıkarıldığı ve muhatabın çarşıda bulunması sebebiyle 02/10/2018 tarihinde muhtara tebliğ edildiği görülmüştür. Uyuşmazlık, ödeme emri tebliğinin usulsüz olup olmadığına ve borca itiraza ilişkindir....
Yapılan bu açıklamalara ve dosya kapsamına göre; davanın usulsüz tebligat şikayeti ile borca itiraz olduğu, hukuki tasnifin hakime ait olduğu, dava dilekçesi içeriğinden de anlaşılacağı üzere şikayetçi tarafça ödeme emrinin müvekkiline usulüne uygun tebliğ edilmediğinin iddia olunduğu, İİK'nun 65.maddesinde düzenlenen "gecikmiş itirazda" ise şikayet edene öncelikle usulüne uygun bir tebligat yapılması zorunluluğunun bulunduğu, dolayısıyla mahkemesince asıl dava dosyasında; davacıya gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunun tespiti ile ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 03.08.2022 olarak düzeltilmesine, takibin şekline göre her türlü itirazın icra dairesine yapılması gerekli olduğundan takibin durdurulması talebinin ise reddine karar vermekle yetinilmesi gerekirken hem usulsüz tebliğ şikayeti hem de borca itiraz (gecikmiş itiraz) hakkında hüküm kurulmasının isabetli olmadığı anlaşılmıştır....
Davacıların bilinen en son adreslerine gönderilen tebligatların iade edilmesi sebebiyle mavi renkli tebliğ zarflarına T.K'nın 21/2 maddesi uyarınca tebligat yapılması şerhi yazılarak ve ilgili muhtarlığa tebliğ yapılıp 2 nolu haber kağıdı adresin kapısına yapıştırılarak yapılan ödeme emri tebliğ işleminde yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Diğer taraftan davacı borçlular aleyhine ilamsız takip yapılmış olup bu takip yolunda İİK'nın 62. Maddesi mükerrerliğe dayalı borca itirazların icra müdürlüğüne yapılması gerekir. Müdürlük yerine icra mahkemesine yapılan itiraz hukuki sonuç doğurmaz....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 170. maddesine dayalı imzaya itiraz, İİK'nın 169. maddesine dayalı borca itiraz, İİK'nın 170/a maddesi uyarınca borçlunun kambiyo hukuku bakımından şikayetine ilişkindir. Borçlunun kambiyo hukuku bakımından şikayetinin İİK'nın 170/a maddesi göndermesiyle aynı Kanunun 168/3. maddesi gereğince, borca itirazın İİK'nın 168/5 maddesi uyarınca ve imzaya itirazın İİK'nın 168/4. maddesine göre ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren 5 günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece re'sen gözetilmelidir....
Somut olayda, davacıların örnek 10 numaralı ödeme emrini öğrenme tarihlerini 09/07/2019 olarak bildirdikleri, usulsüz tebliğ şikayeti için 7 günlük itiraz süresinin son gününün 16/07 2019 tarihine, imzaya ve borca itiraz için beş günlük itiraz ve şikayet süresinin son günü olan 14/07/2019 tarihinin hafta sonu pazar günü tatiline rastladığı, resmi tatilden sonraki ilk mesai günü olan15/07/2019 gününün ise resmi bayram tatil olması nedeniyle itiraz süresi, tatili takip eden ilk iş günü olan 16/07/2019 tarihinde biteceğinden bu tarihte yapılmış olan itiraz süresindedir. (12 HD esas no:2014/34312karar no: 2015/2178- esas no:2015/4344 karar no:2015/14658- esas no:2018/12587karar no: 2018/8946 ) O halde, Mahkemece usulsüz tebligat şikayeti incelenerek, sonucunda kabul edilmesi halinde Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca borçlunun tebliğe muttali olduğu tarihin tebliğ tarihi olarak düzeltilmek suretiyle sair itirazları yönünden yargılamaya devam edilerek oluşacak sonuca göre bir karar...
*İcra emri usulsüz tebliğ şikayeti yönünden yapılan incelemede; Mahkeme dosya üzerinde yaptığı inceleme sonucunda kıymet takdiri raporunun bizzat kendisine 11/10/2018 tarihinde tebliğ edildiği ve bu tarih itibariyle takipten haberdar olduğu kabul edilerek süre aşımı sebebiyle icra emrinin iptali istemi ile borca ve faize itiraz istemlerinin reddine karar vermiş ise de, borçlu bu tebligattaki (11/10/2018 tarihli) imzaya kendisine ait olmadığını ileri sürerek itiraz ettiğini bildirmiş, mahkemece bu iddia yönünden bir değerlendirme yapılmadığı görülmüştür. Borçlunun tebligattaki imzanın kendisine ait olmadığı iddiasının bilirkişi marifetiyle tespit edilerek araştırılması, bunun sonucuna göre usulsüz icra emri tebliğ şikayetine ilişkin bir değerlendirme yapılması gerekir....
Davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusu 17.05.2021 tarihli ek kararla ve kararın kesin olduğundan bahisle reddedilmiş, davalı vekilince ek karar ve asıl karara yönelik süresinde yeniden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, usulsüz tebligat şikayeti ve borca itiraz istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....