WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREKÇE:Genel haciz yoluyla takipte , borçlu vekili icra mahkemesine başvurarak ödeme emrinin müvekkiline usulsüz tebliğ edildiğini, bu nedenle tebliğ tarihinin 20/09/2021 olarak düzeltilmesini talep ettiklerini ayrıca borca ve ferilerine itiraz ettiklerini beyan ederek tebliğ tarihinin düzeltilmesine ve takibin iptaline, %20 den aşağı olmamak üzere lehlerine kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince , usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin 20/09/2021 olarak düzeltilmesine, borca itirazın reddine karar verilmiş olup borçlu vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. "İİK'nun 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itiraz, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde söz konusu olur."(Y.12.HD. 2018/1046 E. 2019/9007 K.)...

İcra Müdürlüğüne aynı borç için süresinde itiraz edildiğini, davalının itirazın kaldırılması talebinde bulunmadan, dosyanın yetki yönünden Ortaca İcra Müdürlüğüne gönderilmesini istediğini, takibin Tebligat Kanununa ve hukuka aykırı şekilde devam ettiğini belirterek, kararın bozulmasına ve takibin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve borca itiraz nedeniyle takibin durdurulması isteminin reddine ilişkin icra memur işlemini şikayettir. Borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır....

Somut durumda davacı borçlu şirkete gönderilen ödeme emri "gösterilen adreste çalışanı Ayhan Yaman imzasına tebliğ edildi." şerhi ile 23/02/2022 tarihinde tebliğ edilmiş olup, tebliğ esnasında şirket yetkilisinin adreste olup olmadığı veya o sırada tebligatı bizzat alamayacak durumda bulunup bulunmadığına ilişkin hiçbir araştırma yapılmadığı gibi, tebliğ yapılan kişinin tüzel kişinin yetkilisinden sonra gelen kimse ya da evrak müdürü gibi bu kabil işlerle vazifelendirilmiş kişilerden olup olmadığı hususu da araştırılıp tebligat mazbatasına dercedilmemiştir. Anılan durum karşısında davacı şirkete satış ilanının Tebligat Kanunu 12. ve 13. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliğinin 21. maddesi usulünce tebliğinden sözedilemez. Bu durumda mahkemece davacı tarafın usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, tebliğ tarihinin davacı tarafın bildirdiği ve aksi ispat edilemeyen tarih olarak düzeltilmesine ve bu kabule göre süresinde olan yetki itirazının esastan incelenmesine karar verilmesi yerindedir....

Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, usulsüz tebligat şikayetine ve gecikmiş itiraza ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İcra İflas Kanunu 16. madde, 65. madde, Tebligat Kanunu 21. madde. 3. Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2.Temyizen incelenen karar, tebligat usulsüzlüğünden dolayı tebliğ tarihinin değiştirilmesi gecikmiş itiraz değildir. Yapılan tebligat Teb. Kan. 21/2. maddesine göre usule uygundur....

    GEREKÇE: Uyuşmazlık, usulsüz tebligat şikayeti ile öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulü talebine ilişkindir. Hatay İcra Dairesinin 2019/1498 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı Bekir Sıddık tarafından borçlu T1 hakkında 14/01/2019 tarihinde genel haciz yoluyla 44.930,57 TL'nin tahsili için takip başlatıldığı, ödeme emrinin "Odabaşı mah. İsmet İnönü cad. T1 apt. No:42 Daire No:38 Antakya HATAY" adresinde TK'nun 21/1 maddesine göre 21/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 18/02/2019 tarihinde icra dairesine borca itiraz dilekçesi verdiği, müdürlükçe süresinde yapılmayan itirazın reddine karar verildiği, davanın 20/02/2019 tarihinde süresinde açıldığı görülmüştür. Borçlu, ödeme emri tebliğ tarihinde "Odabaşı mah. İsmet İnönü cad. T1 apt. No:42 Daire No:38 Antakya HATAY" adresinde oturmadığını belirterek usulsüz tebligat şikayetinde bulunmuştur....

    Davacı şirkete ihtarnamenin şirket yetkilisinin bulunmaması, çarşıda olması nedeni ile çalışana 27.04.2016 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Davacı şirket yetkilisinden sonra tebligatı almaya yetkili araştırılmaksızın doğrudan çalışana tebligat yapılması usulsüz ise de bu ihtarname sonrasında borçlu şirket hakkında İstanbul 10.icra müdürlüğünün 2016/2328 esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde bulunulduğu ve borçlunun şikayeti üzerine icra emrinin iptaline karar verilmiş olduğundan bu icra dosyasında icra emrinin tebliği ve şikayet üzerine yargılama süreci içerisinde ihtarname içeriğinden borçlu tarafça haberdar olunduğundan ihtarnamenin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti yerinde bulunmamıştır....

    Merkez Tunceli adresine tebliğ edildiği, adrestebulunmaması sebebi ile de Atatürk Mah. Muhtarlığına tebligat yapıldığını öğrendiğini, 7201 Sayılı TK'nun 32. Maddesinde " Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur" hükmü bulunduğunu ve tebliğ tarihinin 22.10.2020 olarak kabulünün gerektiğini, müvekkilinin tehiri icra kararı alamdığından ve takibe itiraz edemediğinden usulsüz takibin kesinleştiğini, yapılan takibin usulsüz kesinleşmesi nedeni ile haciz işlemlerinin kaldırılması gerektiğini, bu hususa ilişkin Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2012/32459E-2013/3328 K....

    Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde müvekkiline ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu iddiasıyla ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesinin talep edildiği, ayrıca icra müdürlüğüne yaptıkları itirazın reddine ilişkin kararın iptaliyle birlikte konulan hacizlerin kaldırılmasının ve müvekkili lehine tazminata hükmedilmesinin de talep edildiği, ilk derece mahkemesince sadece usulsüz tebligat şikayeti yönünden değerlendirme yapılıp karar verildiği, diğer taleplerle ilgili değerlendirme yapılmadığı, bu taleplerle ilgili hüküm kurulmadığı, yine usulsüz tebligatla ilgili şikayet değerlendirilirken davacının ödeme emri tebliğ tarihindeki mernis adresine göre değerlendirme yapılması gerekirken, güncel mernis adresine göre değerlendirme yapıldığı, ayrıca ödeme emri tebligatı aynı konutta oturan davacının babasına tebliğ edilmiş olması sebebiyle ve davacı tarafça da davacı borçlunun babasıyla aynı konutta birlikte ikamet etmediği...

    Her ne kadar davacı vekili dava dilekçesinde gecikmiş itiraz terimini kullanmış ise de, dava dilekçesi içeriğinde gönderilen tebligatın usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürdüğü, yukarıda açıklandığı üzere her iki icra dosyasında gönderilen tebligatların usulsüz olduğu, dolayısıyla mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, davacıya yapılmış usulüne uygun bir tebligat bulunmadığından davacı tarafın davasının ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmesi nedeniyle ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi olarak değerlendirilmiş olup, buna göre yapılan incelemede; davacıya her iki icra dosyasında da gönderilen tebligatların usulsüz tebliğ edildiği, davalı vekili tarafından davacının işyerine gönderilen maaş haczi müzekkeresinin bizzat davacı tarafından tebliğ alındığı ileri sürülmüş ise de, maaş haczi müzekkerelerinin işyerlerine hitaben yazıldığı, davacının söz konusu iş yerinde çalışması nedeniyle tebligatı tebliğ alması halinde tebligat içeriğini öğrendiğinin kabulünün mümkün olmadığı, yine davacının...

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesini tekrarla; mahkemece davaları kabul olmuşsa da işin esasına girilmediğini, borca ve tüm ferilerine itirazlarının değerlendirilmediğini, tüm bu nedenlerle, usulsüz yapılan tebliğ nedeniyle müvekkilinin usulsüz tebliği öğrenme tarihi olan 29/01/2020 tarihinin ödeme emrinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesi ile süresinde borca ve tüm ferilerine itirazımızın kabul edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile borca itiraz niteliğindedir olup istinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....

    UYAP Entegrasyonu