Tebliğ işleminin usulsüz olduğunun belirlenmesi halinde, HMK.nun 33.maddesinde yer alan hukuki nitelendirmenin hakime ait olduğu kuralı doğrultusunda başvuru İİK.nun 16. maddesine dayalı tebliğ işleminin usulsüzlüğü şikayeti olarak vasıflandırılarak (Hukuk Genel Kurulu’nun 05.06.2001 tarih ve 1991/12-258 esas 1991/344 karar sayılı kararı)., 7201 Sayılı Kanunu'nun 32. maddesi gereğince ödeme emri tebliğ tarihinin borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi ile yetinilmesi, aksi taktirde uyuşmazlığın İİK.nun 65. maddesinde koşulları belirlenen gecikmiş itiraz prosedürü çerçevesinde çözümlenmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/11/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
dosyada gönderilen tebligatlar davacı müvekkilleri için yok hükmünde olduğunu, bir diğer ifadeyle anlatmak gerekirse; davacı müvekkillerine tebligat yapılmadığından ve haberdar da olunmadığından müvekkilleri adına yapılan itiraz taraflarınca henüz tebligat gönderilmeden yapılmış bir itiraz gibi olduğunu, ve bu itirazdan sonra müvekkillerine bir başka ödeme emri ihtiva eden tebligat da gönderilmediğinden sadece icra dosyasına itiraz etmekle yetinmesi gereken müvekkillerinden "bir de icra hukuk mahkemesine usülsüz tebliğ şikayetinde" bulunulmasını beklemenin hatalı olduğunu, aksi halde tüm icra takiplerine önce itiraz edip "dosyada belki usulsüz tebligat da olduğunu , bir de usulsüz tebliğ şikayetinde bulunayım" davranışı beklemek esas kabul edilir ki ilamsız takiplerin niteliği ve sonuçları dikkate alındığında bu sorumluluk vatandaşa yüklenemeyeceğini, bu esasen usul ekonomisi ilkesine de aykırı olduğunu, borçlunun yapması gereken tek şey süresinde icra dosyasına itiraz etmekten ibaret...
2017/3359 K.sayılı ilamı ile; borçlu adına çıkartılan 103 davetiyesi ve kıymet takdir raporu tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğundan bahisle şikayetin sürede olduğunun kabulü gerektiği belirtilerek bozulduğu görülmektedir....
tarafın dava dilekçesinde, 103 davet yazısının borçlu asile değil vekiline tebliğ edilmesi gerektiği iddiasında bulunduğunu, borçluya tebliğ edilen tebligatın usulsüz tebliğ edildiğine, tebliğ işleminin şekline ilişkin usulsüz tebligat iddiasında bulunulmadığını, yine 103 davetiyesinin iddia edilen nedenlerle usulüne uygun olup olmadığı hususunda bir tespit yapılması yönünde de talepte bulunulmamış olup mahkemece davacının talebi ile bağlı olduğu gözetilmeksizin davacı tarafından dahi iddia edilmemiş hususlarda değerlendirme yapılmak suretiyle usul ve yasaya aykırı olarak hüküm kurduğunu, ayrıca haczin ve davetiyenin niteliği gereği davacı borçluya tebligat yapılmasında usule aykırılık bulunmadığını, tebliğ mazbatasından da anlaşılacağı üzere 103 davet yazısı davacı borçluya Tebligat Kanunu'nun 16....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Borçlunun usulsüz tebligat iddiasıyla tebliğ tarihinin düzeltilmesi talebinde bulunduğu, mahkemece istemin süre yönünden reddine karar verildiği görülmektedir. Usulsüz tebligat şikayeti bu hususun öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde öne sürülmesi gerekir. Somut olayda; takip borçlusu tarafın 05/11/2021 tarihinde icra müdürlüğüne itiraz ettiği 08/11/2021 tarihinde ise icra müdürlüğünce itirazın reddine yönelik karar verildiği beyan edilip kabul edilmekle dosya kapsamına göre iş bu tarihlerde takip borçlusunun usulsüz tebligatı öğrendiğinin kabulü gerekir. Buna rağmen 7 günlük süreden sonra 30/12/2021 tarihinde dava açmış olmakla İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süreden sonradır....
İlk derece mahkemesince; davacının usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, Ezine İcra Müdürlüğünün 2020/80 esas dosyasında davacıya gönderilen ödeme emrinin tebliğ tarihinin, öğrenme tarihi olan 16/07/2020 tarihi olarak düzeltilmesine, usulsüz tebligat şikayeti kabul edildiğinden, takibin şekline göre davacının sair taleplerinin icra müdürlüğünce yapılması gerektiğinden bu talepler konusunda karar verilmesine yer olmadığına, davacı-borçlunun kötü niyet tazminatı talebinin reddine, dair karar verilmiştir....
Sokak No: 10/A İç Kapı No: 7 Hendek/Sakarya" adresine gönderildiğini, ancak tebligatın yapılamadan iade edildiğini, tekrar İcra Müdürlüğünce 08/04/2019 tarihinde çıkarılan ödeme emrinin Tebligat Kanununun 21/2 maddesine göre 24/08/2019 tarihinde muhtara bırakılmak suretiyle tebliğ edildiğini, tebliğ zarfı üzerinde Mernis şerhi olmadığından yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, yapılan icra takibinde borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini beyanla icra takibini öğrenme tarihinin 26/09/2019 olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; şikayetçi vekilinin dosyaya sunduğu Yargıtay kararlarının, Tebligat Kanunu 21/2 maddesi uyarınca yapılan tebligatlara ilişkin olduğunu, ancak yapılan tebligatın Tebligat Kanunu 21/1 maddesi ile Yönetmeliğin 30. maddesi uyarınca usulüne uygun olarak yapıldığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı borçluya ödeme emrinin 23.08.2019 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğ mazbatasına "muhatabın tebliğ anında adresinde bulunmaması, çarşıda olması nedeniyle aynı konutta ikamet ettiğini beyan eden görünüşe göre 18 yaşını bitirmiş babası Yusuf Karapıçak imzasına tebliğ edildi" şerhi düşüldüğü, 2. Borçluya yapılan bu tebligatın (şeklen) Tebligat Kanunu'nun 16. ve 20. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliği'nin 25. maddesi uyarınca usulüne uygun olduğu, ancak Kolluk araştırmasına göre kendisine tebligat yapılan Yusuf Karapıçak'ın tebliğ yapılan tarihte muhatap ile aynı adreste oturmadığı tespit edildiği, bu bakımdan ödeme emrinin muhataba tebliği usulsüz olduğu, 3....
İlk derece mahkemesince; Davacının davasının; usulsüz tebligat şikayeti yönünden kabulü ile Yalova icra müdürlüğü 2021/5247 esas sayılı dosyasında davacı borçluya ödeme emri tebliğ tarihinin 18/04/2022 olarak düzeltilmesine, borca itiraz talebinin reddine, karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı, taraf vekilleri tarafından yasal süresi içerisinde istinaf talebinde bulunmuştur....
Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu şirketinin, aleyhine başlatılan genel haciz yoluyla ilamsız takibe ilişkin olarak sair itiraz nedenleri ile birlikte tebliğ tarihinde adresin boş olduğunu, tebligatın şirket yetkilisine tebliğ edilmediğini, şirket yetkilisinin tebliğ tarihinde yurdışında olduğunu, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek, öğrenme tarihinin 16.11.2017 olarak tespitine karar verilmesi istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, usulsüz tebligata ilişkin şikayetinin kabulünü karar verildiği, alacaklı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ......