Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, ödeme emrinin borçluya 31.07.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise İİK'nun 168. maddesinde öngörülen yasal beş günlük süreden sonra 14.08.2015 tarihinde icra mahkemesine başvurarak ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürüp, imzaya itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece; öncelikle, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayeti hakkında HMK'nun 297. maddesine göre bir karar verilmesi, tebligatın usulsüzlüğünün tespiti ve itirazın süresinde olduğunun anlaşılması halinde, işin esasının incelenmesi, aksi halde istemin süreden reddi gerekirken, tebligatın usulsüzlüğüne yönelik şikayet hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden ve dolayısıyla İİK'nun 168. maddesi uyarınca itirazın süresinde olup olmadığı saptanmadan imzaya itirazın esasının incelenmesi isabetsizdir....

    murisleri ile hiç bir hukuki ilişkisinin bulunmadığını, bu nedenlerden dolayı usulsüz tebligata ilişkin beyan ve itirazlarının değerlendirilerek usulsüz tebligata ilişkin itirazlarının kabulü ile ile tebliğ tarihinin 03/05/2021 olarak düzeltilmesine, takibinin geçici olarak durdurulmasına, yapılan yargılama sonrasında takibin iptali ile davalıların alacağın % 20' sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep ettiği, Davalı alacaklılar cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından icra takibine haksız ve hukuksuz şekilde itiraz edildiği gibi söz konusu itiraz süresinden sonra yapıldığını, davacı yanın ödeme emrine süresinde itiraz etmediğini, davacı yana ödeme emrinin, 29/04/2021 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesine karşılık, davacı yanın, beş günlük yasal itiraz süresini kaçırdığını, davacı yanın tebligatın usulsüz olduğunu iddia etmişse de; tebligat parçasında, davacının tebligat adresinin kapısına, ihbarname yapıştırıldığı belirtildiği için söz...

    DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi, İİK'nın 169/a. maddesi uyarınca yetki itirazı, borca itiraz ve İİK'nın 170. maddesi uyarınca imzaya itiraz istemine ilişkindir. Borçlunun ödeme emrinin tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. Somut olayda, davacı borçlu şikayet konusu işlemi 10/09/2021 tarihinde öğrendiğini bildirmiş olup, usulsüz tebliğ şikayeti ve mahkemece düzeltilmesine karar verilen ödeme emri tebliğ tarihine göre, yetki itirazı yasal süresindedir. HMK'nın 355. maddesinde "inceleme istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir" düzenlemesine yer verilmiştir....

    Taraflar arasındaki usulsüz tebligat şikayeti ve gecikmiş itiraz nedeni ile yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararın davacı borçlu vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince borçlu vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve şikayetin kabulü ile tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı alacaklı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. ŞİKAYET Şikayetçi borçlu vekili şikayet dilekçesinde, takipten 09.07.2021 tarihinde haberdar olduğunu alacaklıya bir borcu olmadığını, ödeme emri teblig tarihinde amcasının kemoterapi tedavisi nedeni ile ...'...

      Her ne kadar borçlu tarafından şikayet dilekçesinde, hem ihalenin feshi hem de ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi ile haczedilmezlik şikayeti birlikte istenilmiş ise de, her bir başvurunun incelenme yöntemleri ve sonuçları da farklıdır. Bu durumda mahkemece, ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve haczedilmezlik şikayeti yönünden dosyanın tefrik edilmek suretiyle yargılamanın sürdürülmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek sonuca gidilmesi doğru bulunmamıştır. Diğer taraftan şikayetçi borçlu, satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek ihalenin feshi isteminde bulunmuştur. İİK'nun 127. maddesi gereğince; taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir....

        İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yargılama sırasındaki yazılı ve sözlü beyanları ile taleplerini daralttıklarını ve davanın usulsüz tebligat şikayeti olarak değerlendirilmesini talep ettiklerini, HMK hükümlerine göre davalının ön inceleme duruşmasına mazeretsiz olarak gelmemesi halinde davacının davalının muvafakatı aranmadan davasını genişletip değiştirebileceğini, kendileri tarafından davalının mazeretsiz gelmediği ön inceleme duruşmasında talep sonucu daraltılarak davanın yalnızca şikayet davası olarak kabul edilmesinin talep edildiğini, bu nedenle davanın tebligatların usulsüzlüğüne ilişkin şikayet davası olarak görülmesi gerektiğini, kaldı ki usulsüz tebligatın kendiliğinden dikkate alınması gerektiğini, davacıya gönderilen 1., 2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin tümünün usulsüz tebliğ edildiklerini, davacının her üç ihbarnamenin tebliği tarihinde de bağ evinde olduğunu, bu durumun komşuları tarafından da bilindiğini, ayrıca tebligatların TK'nun 21/1 maddesindeki...

        Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlu vekili takip dosyasına sunduğu 17.12.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, tebligatın usulsüz olduğunu 15/12/2015 tarihinde öğrendiklerini ifade ettiğine göre mahkemece; borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayeti yasaya uygun olarak kabul edildiğinden, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebligat tarihinin öğrenme tarihi olan 15.12.2015 olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, şikayet tarihinin öğrenme tarihi olarak kabulü isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... 4....

          Borçlunun icra emrinin tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibine başlandığı, borçlunun icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ve sair şikayet sebepleri yanında hesap kat ihtarına itiraz ettiğini, talep edilen faiz oranlarının fahiş olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne ve alınan bilirkişi raporuna dayalı olarak faize ilişkin itirazların kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır....

            Ancak; ikinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi ise 14.11.2018 olup, her ne kadar davacı tarafça 21.11.2018 tarihinde usulüne aykırı tebligatları muhtarlıktan alarak ihbarnamelerden haberdar olduğu ve bu tarihte itiraz ettiği beyan edilmiş ise de dosya kapsamında bu itiraza rastlanılmadığı, üçüncü haciz ihbarnamesine 10.12.2018 tarihli itirazının bulunduğu gibi davacının usulsüzlüğünü iddia ettiği ihbarname tebliğlerinin iptali yönünde usulsüz tebliğleri öğrendiğini beyan ettiği 21.11.2018 tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye yapılmış bir şikayeti de mevcut değildir. Dolayısı ile birinci haciz ihbarnamesinin usulsüz tebliğine yönelik olarak, usulüne uygun tebliğ edildiği anlaşılan 2. Haciz ihbarnamesi tebliğ tarihi olan 14.11.2018 tarihinden itibaren 7 günlük yasal sürede şikayeti ve gönderilen haciz ihbarnamelerine süresinde yapılmış bir itiraz bulunmadığından icra müdürlüğünce İİK 89....

            UYAP Entegrasyonu