Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 23/10/2019 NUMARASI : 2019/513 2019/657 DAVA KONUSU : Şikayet (Usulsüz Tebligata İlişkin) KARAR : Mersin 2....

Bu durumda mahkememizce borçlunun tebliğ işlemini öğrendiği tarih olan 03/05/2021 tarihinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Şikayetin KABULÜ ile; İstanbul 8. İcra Müdürlüğünün 2021/3582 Esas sayılı takip dosyasından borçluya gönderilen ödeme emri tebliğinin 03.05.2021 tarihi olarak DÜZELTİLMESİNE, " karar verildiği görülmüştür. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; borçlu vekilinin tebligatın usulsüzlüğü sebebiyle şikayette bulunduğunu, müvekkilinin belirtilen adreste oturmadığını, emniyet araştırması yapılmadan mernis adresine tebligat yollanmasının usulsüz olduğunu, tebliğ alan müvekkilinin kızının reşit olmadığını ileri sürdüğünü, İstanbul 13....

icra emri tebliğ işleminin usulsüz yapıldığı yönündeki şikayet kabul edilmiş, diğer şikayetler ise reddedilmiştir....

    Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Görüldüğü üzere, usulsüz yapılan tebliğ, mutlaka batıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacaktır (HGK'nun 05.06.1991 tarih, 1991/12-258 E.-1991/344 K. sayılı kararı). Bu madde hükmünün uygulanabilmesi için ise usulsüz de olsa bir tebligatın varlığı ön koşuldur. Somut olayda, borçluya tebliğ edilen ödeme emri tebliğ mazbatasının incelenmesinde; muhatabın tevziat saatlerinde bulunmaması nedeniyle tebligatın muhtara bırakıldığının bildirildiği, ancak Tebligat Kanunu 21. maddesi gereği gerekli araştırmaların yapılmadığı anlaşıldığından, tebliğ işleminin usulsüz olduğu görülmektedir. Öte yandan, tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....

      Ancak, kendisine satış ilanı tebliği gerekip de, satış ilanı tebliğ edilmeyen veya usulsüz tebliğ edilen ilgili açısından şikayet süresi, ihaleyi öğrendiği tarihten başlar. Somut olayda, şikayete konu edilen taşınmazın ihalesinin 13.11.2015 tarihinde gerçekleştirildiği, borçlu vekili Av....’in 26.01.2016 tarihinde asıl icra dosyasından fotokopi aldığı, icra dosyası kapsamında, şikayet konusu ihalenin sonucuna dair talimat dosyasından yazılmış 30.11.2015 tarihli cevabi yazının bulunduğu, borçlunun ihalenin feshi istemi ile 04.02.2016 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu, borçlu vekilinin temyize cevap dilekçesinde, esas dosyadan fotokopi almakla, satışın yapıldığını 26.01.2016 tarihinde öğrendiklerini beyan ettiği anlaşılmaktadır....

        Maddesine aykırı olup usulsüz olduğu aşikardır. Usule aykırı tebliğin hükmü ise yukarıda yer aldığı gibi 7201 sayılı Kanunun 32. ve benzer düzenlemenin yer aldığı Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 53. maddelerinde düzenlenmiş olup, anılan maddelerde; tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise geçerli sayılıp, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği belirtilmiştir. Bu durumda, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğin usule aykırı olarak yapılması halinde muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur. Davacı taraflar ödeme emrinden 26/05/2021 haberdar olduğunu beyan etmiş olup, bu tarihten daha öncesinde haberdar olduğuna dair herhangi bir bilgi ya da belge bulunmayıp, öğrenme tarihinden itibaren İİK'nun 16 ve devamı maddelerinde belirtilen 7 günlük yasal süresi içerisinde şikayet yoluna başvurulmuştur....

        Bu durumda borçlunun usulsüzlüğünü iddia ettiği tebliğ işlemini beyan ettiği 10.04.2015 tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekeceğinden bu tarihe göre şikayetin İİK.nun 16. maddesinde öngörülen sürede olmakla mahkemece tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçlunun temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Somut olayda; kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, borçluların, usulsüz tebliğ şikayeti, dayanak belge şikayeti, kambiyo vasfına ilişkin şikayet, imzaya itiraz ve bononun protesto edilmediğine ilişkin şikayet şeklinde itirazlarının bulunduğu görülmektedir. Dairemizce daha önce " Mahkemece; diğer şikayetlerle ilgili olarak değerlendirmede bulunulmasına rağmen, davacıların takip dayanağı belgelerin ödeme emri zarfına eklenmediği ve tebliğ edilmediği şikayeti konusunda herhangi bir hükme yer verilmediği görülmektedir." gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararı HMK 353/1- a-6 maddesi gereğince kaldırılmış, söz konusu kararda, davacıların, takip dayanağı belgelerin ödeme emri zarfına eklenmediği ve tebliğ edilmediği şikayeti konusunda da değerlendirme yapılması gerektiği belirtilmiştir. Ancak ilk derece mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucu, bu kez, söz konusu şikayet değerlendirilmiş ise de, yapılan inceleme yeterli değildir....

          Maddesi kapsamında şikayet olup, usulsüz tebliğin öğrenildiği tarihten itibaren işlemeye başlayan 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde şikayet edilmesi gerekmektedir. Somut olayda, davacı borçlunun 29/05/2019, 20/06/2019 tarihli tahsilat makbuzları ile borç ödemesi yaptığı anlaşıldığından davacının usulsüz tebliği 29/05/2019 tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekir. Şikayet ise 08.07.2019 tarihinde yapıldığından dava tarihinden önce şikayet süresi sona ermiştir. Mahkemece şikayetin süresinde olmadığının kabul edilmesine rağmen şikayetin esası incelenerek tebliğ işleminin usulüne uygun olduğunun değerlendirilmesi sonuçta şikayet süre yönünden reddedildiğinden sonuca etkili görülmeyerek dairemizce eleştirilmekle yetinilmiştir. Mahkemece şikayetin süre yönünden reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....

          Bu hükme göre, usulsüz bir tebligat, mutlaka geçersiz olmayıp, usulsüz tebligatı muhatabının öğrenmesi halinde, bu öğrenme tarihi itibarı ile hüküm doğurur. Anılan maddeden kaynaklanan usulsüz tebligat şikayetinde bulunmak hakkı ise tebligatın muhatabına aittir. Tebligatın usulüne uygun yapılıp yapılmadığı hususu yalnızca ilgilisinin icra mahkemesi nezdinde İİK'nun 16/1. maddesi kapsamında yapacağı şikayet üzerine mahkemece incelenebilir. İcra mahkemesi, açıkça ileri sürülmedikçe tebligat usulsüzlüğünü re'sen nazara alamayacağı gibi; icra dairesi dahi tebligatın usulsüz olduğunu belgeleyen icra mahkemesi tarafından verilmiş bir karar getirilmediği sürece kendiliğinden tebligatın usulsüz yapılmış olduğunu dikkate alamaz....

            UYAP Entegrasyonu