Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; İlk derece mahkemesince de belirtildiği üzere, davacı borçluya ödeme emrinin muhatabın çarşıda olması sebebiyle TK'nun 21/1. maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmış ise de, davacı borçlunun tebliğ tarihinden bir gün önce 13/09/2022 tarihinde hastaneye giriş yaptığı, tebliğ tarihinden bir gün sonra 15/09/2022 tarihinde hastaneden çıkışının yapıldığı, buna göre davacının tebligatın yapıldığı 14/09/2022 tarihinde hastanede bulunduğu, tebliğ evrakında çarşıda bulunduğu ibaresinin gerçeği yansıtmadığı, bu haliyle ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu anlaşılmakla ilk derece mahkemesince şikayetin kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
ŞİKAYET Şikayetçi borçlu şikayet dilekçesinde; İİK'nın 103. maddesi gereğince gönderilen davetiye ile kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebligatlarının borçluya usulsüz tebliğ edildiğini, diğer ilgililere yapılan tebligatların da usulsüz olduğunu, icra müdürlüğünce alınan kıymet takdir raporunun, şikayet konusu taşınmazlar görülmeden düzenlenmesi nedeniyle usulsüz olduğunu, satış ilanının adliye ilan tahtasına ihaleden makul bir süre önce asılmadığını, belediye ilanının da satıştan bir ay önce yapılmadığını, satış ilanında elektronik satış tarihlerinin ve taşınmazların önemli özelliklerinin yazılmadığını, mükellefiyetler listesinin hazırlanmadığını ileri sürerek tapunun 7 parselinde kayıtlı 5 ve 7 bağımsız bölüm numaralı taşınmazlara ilişkin ihalelerin feshini talep etmiştir. II....
Satış ilanının tebliğ edilmediği ve usulsüz tebliğ edildiği iddiası ancak ilgilisince ileri sürülebilir. Somut olayda, ihalenin feshi istemine ilişkin şikayet dilekçesinde, vekile yapılan satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğu yönünde bir iddia bulunmadığından mahkemece resen vekile yapılan tebliğin usulsüz olduğu gözetilemez. Hal böyle olunca, mahkemece, açıklanan nedenle ve başkaca fesih sebebi de bulunmadığı göz önünde bulundurularak ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerekirken; şikayetin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalılar vekili, çağrı merkezi müşteri temsilcisi olarak çalışan davacının "VLR Reset" işlemini usulsüz şekilde kullanarak abone görüşmelerini sonlandırdığını, vardiya dönüşümlerinde mola ve yemek çıkışlarında da abonenin şikayet edeceğini beyan etmesi halinde müşteri hizmetlerine yeniden bağlanmasını engellemek amacıyla tekraren kendisi ya da iş arkadaşları tarafından, prosedüre aykırı şekilde ve keyfi olarak ''VLR Reset" işlemi uyguladığının tespit edildiğini, davacının haklı feshe yol açan ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı bu eylemini 58 defa gerçekleştirildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, 3050 adet çağrıdan 90 adet çağrının resetlenmesi işleminin davalılarca tespit olunan ölçülere tekabül ettiği, resetlemenin usulsüz olduğuna ilişkin müşteri şikayeti de bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar davalılar vekilince temyiz edilmiştir....
Borçlu vekili İcra Mahkemesine başvurusunda usulsüz tebligat şikayetini, ödeme emrinde borcun sebebi ve dayanak teşkil eden belgelerin gösterilmediğini, icra dairesinin yetkili olmadığını ileri sürerek ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 26.03.2021 olarak düzeltilmesini ve yetki itirazının kabulünü, ödeme emrinin iptalini talep etmiş olup Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararda usulsüz tebligat şikayeti ile ilgili değerlendirme yapılmaksızın alacaklı ...’un alacaklı sıfatı bulunmadığı gerekçesi ile ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir. ...’un yetkili hamil olup olmadığı dolayısıyla kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunup bulunmadığı hususu İcra Mahkemelerince ancak İİK’nın 170/a maddesine göre süresinde yapılan itiraz ve şikayetlerde usuli dairesince kendisine intikal eden işlerde re'sen dikkate alınır. 05.12.2019 tebliğ tarihli ödeme emrine ilişkin usulsüz tebliğ şikayeti incelenip ödeme emri tebliğ tarihi düzeltilerek şikayet ve itirazın beş günlük sürede...
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 23/10/2019 NUMARASI : 2019/513 2019/657 DAVA KONUSU : Şikayet (Usulsüz Tebligata İlişkin) KARAR : Mersin 2....
İcra Müdürlüğü dosyasında 3. şahsa haciz ihbarnamesinin tebliğe çıkarılmadığı, usulüne uygun tebligat yapılmadığı, alacaklı şikayet olunan vekilinin sunduğu tebliğ belgesinin suret belge olup, işlemlere dayanak edilemeyeceği, keza 3. şahsın itirazına ilişkin tarihsiz ve yapılan araştırmada tarayıcıdan geçmeyen 27.10.2011 havale tarihli gözüken haciz ihbarnamesi cevabının da suret belge olup işlemlere dayanak edilemeyeceği, 30. İcra Müdürlüğü'nce aslı olmayan belgelere dayanılarak düzenlenen sıra cetvelinin usulsüz olduğu, 30. İcra Müdürlüğü dosyasında 3. şahsa usulüne uygun haciz ihbarnamesi tebliğ edildiğinin ve borçlu alacağı üzerine haciz konulduğunun kabul edilemeyeceği gerekçesiyle, şikayetin kabulü ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir. Kararı, şikayet olunan vekili temyiz etmiştir. Şikayet, sıra cetvelinde sıraya ilişkindir. Şikayet olunan... Yemek ve Ziyafet Hizmetleri Ltd. Şti'nin alacaklı olduğu ... 30....
Bu durumda mahkememizce borçlunun tebliğ işlemini öğrendiği tarih olan 03/05/2021 tarihinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Şikayetin KABULÜ ile; İstanbul 8. İcra Müdürlüğünün 2021/3582 Esas sayılı takip dosyasından borçluya gönderilen ödeme emri tebliğinin 03.05.2021 tarihi olarak DÜZELTİLMESİNE, " karar verildiği görülmüştür. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; borçlu vekilinin tebligatın usulsüzlüğü sebebiyle şikayette bulunduğunu, müvekkilinin belirtilen adreste oturmadığını, emniyet araştırması yapılmadan mernis adresine tebligat yollanmasının usulsüz olduğunu, tebliğ alan müvekkilinin kızının reşit olmadığını ileri sürdüğünü, İstanbul 13....
Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince; tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Öte yandan, borçlunun kendisine gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması gereklidir (HGK'nun 05/06/1991 tarih ve 91/12- 258 E., 91/344 K. sayılı kararı). Somut olayda takip dosyasının yapılan incelemesinde, şikayetçinin şikayet dilekçesinde usulsüz olduğunu belirttiği ödeme emri tebliğ işleminden sonra 05.08.2014 tarihinde taşınmaz haczine ilişkin 103 davet kağıdının ve 25.11.2014 tarihinde kıymet takdirinin tebliğ edildiği görülmüş olup, 103 davetiyesi ve kıymet takdirine yönelik tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğuna dair bir iddia ve şikayet olmadığı anlaşıldığından, şikayetçinin en geç 25.11.2014 tarihinde takipten ve tebliğlerden haberdar olduğunun kabulü gerekir....
Şikayetçi mirasçılar, takipten muttali oldukları tarihe göre yasal süresi içinde başvurmuş olmaları halinde, murislerine yapılan ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu iddiasında bulunabilirler. Mirasçılara tebliğ edilen kıymet takdiri raporu tebligatları yok hükmünde olduğuna göre mirasçıların takibe en geç şikayet tarihinde muttali olduklarının kabulü gerekir. Şikayetçilerin, şikayet tarihi itibariyle, murislerine yapılan ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü iddiasının yasal yedi günlük sürede ileri sürüldüğü anlaşılmıştır. Mahkemece, muris adına tebliğe çıkarılan ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu iddiası yönünden değerlendirme yapılarak olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekir. O halde mahkemece, başvurunun yukarıdaki açıklanan ilkeler ışığında incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....