Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Bu durumda, aksine bir belge bulunmadığı sürece, muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Davacı borçlu tarafından alacaklının vekili Av. T4 Türkiye İş Bankası 6000- 2785225 numaralı hesabına şikayet konu borç için 22/01/2020 tarihinde icra dosya numarası belirtilerek ödeme yapıldığı, davacının bu tarih itibariyle tebliğ işleminden haberdar olmuş kabul edilmesi gerektiği, itirazın ise yasal 7 günlük itiraz süresinden sonra 27/07/2020 tarihinde yapıldığı görülmektedir....
İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "...İcra dosyasının tetkikinde davacı şirketin ödeme emri tebliğ edilen adresine 14/07/2020 günü 103 davetiyesi ve 04/08/2020 günü ise kıymet takdiri raporunun tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Bu tebliğ muameleleri yönünden herhangi bir usulsüzlük şikayeti yapılmadığı gibi bunların ayrıca şikayet edildiği de ileri sürülmemiştir. Bu halde davacının en geç 14/07/2020 günü takipten haberdar olduğu kabul edilmelidir. Bu tarihte nazara alındığında ödeme emrinin usulsüz tebliğine dair şikayet için 7 günlük müddet geçmiştir....
İİK'nun 16. maddesi; “Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır.” hükmünü amirdir. Somut olayda, her ne kadar şikayetçi tarafından 89/1 haciz ihbarnamesinin usulsüz tebliğ edildiği ileri sürülmüş ve Bölge Adliye Mahkemesince de tebliğ işleminin usulsüz olduğu isabetli olacak şekilde tespit edilmiş ise de; şikayet dilekçesinde 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin tebliğine ilişkin bir usulsüzlük iddiası bulunmadığı görülmüştür. İcra mahkemesine şikayet süresi muamelenin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün olup, şikayetçi 3. kişiye 2. haciz ihbarnamesi 20.8.2021 tarihinde tebliğ edildiğinden, şikayete konu 89/1 haciz ihbarnamesine en geç bu tarihte muttali olunduğunun kabulü gerekir....
Borçlunun 18.3.2016 havale tarihli şikayet dilekçesinin incelenmesinde; usulsüz tebliğ şikayetinin kabul edilmemesi halinde talebin gecikmiş itiraz olarak kabulü ile takibin durdurulması ile tüm hacizlerin de fekkinin istendiği görülmüştür. Mahkemece, HMK'nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle başvurunun 7201 sayılı Tebligat Yasası'nın 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayeti olarak kabulü ile tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve takibin kesinleşmesinden önceki hacizlerin fekkine karar verilmesi isabetli ise de; aynı Kanun'un 26. maddesi uyarınca, hakimin, talepten fazlaya ya da başka bir şeye hükmedemeyeceği sabit olup, usulsüz tebligat şikayeti nedeniyle mahkemece takibin durdurulmasına karar verilemez....
No:53 İç Kapı No:1 Nazilli adresine yapıldığı, daha sonra davacının ikamet etmeye devam ettiği ve aynı zamanda 1. haciz ihbarnamesinin de tebliğ edildiği İstiklal Mahallesi 605 Sk. No:19 İç Kapı No:20 Nazilli adresine 3. haciz ihbarnamesinin 27/12/2019 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği, bunun usulsüz olduğunun şikayet konusu yapılmadığı, bu aşamada ihbarnamelerin sıralı olarak gönderildiği ve 2. haciz ihbarnamesinin tebliğinin usulüne uygun olmadığı düşünüldüğünde, davacının 2. haciz ihbarnamesini öğrenme tarihinin 27/12/2019 tarihi olduğu, şikayet başvurusunun, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde yapılması gerektiği, dava tarihi itibarıyla 7 günlük şikayet süresinin dolduğu anlaşılmakla mahkeme kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmamıştır....
, şikayetçi-borçlu için gönderilen satış ilanı tebligatının, takip dosyasının diğer borçlusu olan kızı Nursen'e tebliğ edildiği gerekçesi ile TK'nun 39. maddesi kapsamında hasma tebligat niteliğinde ve usulsüz olduğu kabul edilerek satış ilanı tebligatının usulsüz olduğundan bahisle ihalenin feshine karar verildiği anlaşılmaktadır....
etmek üzere 20.02.2020 tarihinde müvekkillerinin tümü bakımından bu şekilde borca itiraz etmek taraflarınca uygun görüldüğünü, her ne kadar müvekkillerinin Süren Sezer ile Avedis Sezer, kendilerine tebliğ edilen ödeme emrini 19.02.2020 tarihinde tebellüğ etmişse de müvekkillerinin T1'e ödeme emri tebliğ edilmediğini, daha sonra 17.03.2021 tarihinde müvekkili T1 bakımından takip, hukuka aykırı olarak kesinleştirilmiş olup; 17.03.2021 tarihinde müvekkil hakkında haciz işlemi gerçekleştirildiğini, dosya ve mezkûr haciz tutanağı üzerinde yapmış olduğumuz tetkikler neticesinde müvekkili T1'e tebliğ edildiği belirtilen ödeme emrinin, usulsüz olarak tebliğ edilmiş olduğu taraflarınca fark edilmiş; hemen akabinde işbu dilekçemiz ile de usulsüz tebligatın ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Bu halde muhatabın adresi gün aşırı olacak şekilde muvakkatan terk ettiğinin kabulü gerekir ki bu halde TK 21/1 maddesine göre tebliğ muamelesi yapılamaz. Bu durumda posta memurunca evrakın bila tebliğ iade edilmesi gerekirdi. Keza emniyet zabıta tahkikatı ile ilçe nüfus müdürlüğü cevabi yazısına göre muhatabın sorulduğu Ahmet Ünlü isimli kişinin tebliğ adresinde ve etraftan bilinen bir kişi olmadığı, yani komşu olmadığı anlaşılmıştır. O halde davacının usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne karar verilmiştir. Davacı vekili, gecikmiş itirazda bulunmuş ise de usulsüz tebliğ şikayeti kabul edildiğinden bu yöndeki talep ayrıca tetkik edilmemiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Davanın kabulüne, İstanbul 22 icra dairesinin 2021/31762 numaralı dosyasında davacıya ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin tespiti ile ıttıla tarihinin 05/01/2022 olarak düzeltilmesine, Gecikmiş itiraz yönünden ayrıca tetkike yer olmadığına," karar verildiği görülmüştür....
İSTİNAF NEDENLERİ; Davacı borçlu T1 istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, icra takibinin borçlunun ikametgahında yapılması gerektiğinden İcra Dairesi'nin yetkisiz olduğunu, karşı tarafla hiçbir ticari münasebeti olmadığını böyle bir borcunun bulunmadığını belirterek tebligatın iptal edilerek düzeltilmesini, takibin iptali ile karşı taraf aleyhine tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı alacaklı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; ödeme emri tebligatının usulüne uygun olarak yapıldığını, davacının 7 günlük itiraz süresini geçirdiğini, takibin kesinleştiğini dolayısıyla davacının süresinde yapılmayan itirazının dikkate alınmaması gerektiğini belirterek istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, usulsüz tebliğ işlemini şikayet ve icra dairesinin yetkisine borca ve ferilerine itiraz niteliğindedir....
Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayet davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Şikayetçi vekili, şikayet olunanın alacaklı olduğu ve sıra cetvelinin düzenlendiği...... 2012/6317 E. sayılı dosyasında icra emrinin şikayet dışı borçlu........azlettiği vekiline tebligat yapılması nedeniyle icra emri tebliğinin usulsüz olduğunu, takip kesinleşmediğinden konulan haczin de geçersiz olduğunu, icra müdürlüğünce icra emrinin 30.07.2013 tarihinde tebliğ edilebildiğini, bu tarihten sonra ise şikayet olunan tarafından yeni bir haciz konulmadığını, önceki haczinin de geçersiz olduğunu, bu nedenle müvekkilinin haczinin ilk haciz olduğunu ve sıra cetvelinde ilk sırada yer alması gerektiğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve şikayet etmiştir....