İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı T1 Vekili dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin nitelendirmesinin hatalı olduğunu, mahkemenin uyuşmazlığın ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine dair şikayet mahiyetinde olduğundan bahisle inceleme ve değerlendirme yaptığını ancak, şikayete konu hususun usulsüz tebliğ olmayıp tebliğ yokluğu olduğunu, ödeme emrinin müvekkiline usulüne uygun olarak veya usulsüz olarak tebliğ edildiğine ilişkin herhangi bir tebliğ belgesine rastlanmadığını, müvekkili adına gönderilen tebligatlar tebliğ edilemeyince alacaklı vekilince müvekkilinin mernis adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereği ödeme emri gönderilmesinin talep edildiğini ancak müvekkili adına çıkarılmış bir ödeme emri tebligatının olmadığını, 10.04.2018 tarihinden sonra müvekkili adına çıkarılan tebligatın kıymet takdirine ilişkin olduğunu, icra takibinin henüz kesinleşmediğini, usulsüz bir şekilde kesinleştirilen takibe dayalı olarak yapılan müteakip işlemlerin tamamının geçersiz ve yok hükmünde olduğunu...
Bölge Adliye Mahkemesi Kararı C.1.Gerekçe ve Sonuç Tebliğ mazbatasında, ...'ın okuma yazma bilmediğini beyan ettiğine dair herhangi bir ibare bulunmadığı, bu hususun aksini ispata yarar herhangi bir somut bilgi, belge ya da tanık beyanı olmadığı, tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu, usulsüz tebliğ şikayeti reddedildiğinden ödeme emrinin tebliğ tarihi itibariyle borçlunun borca, faize ve ferilerine itirazının da süresinde olmadığı gerekçesi ile borçlunun istinaf başvurusunu esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Borçlu, şikayet ve itiraz dilekçesi içeriğini aynen tekrarlamış, bundan başka şikayet dilekçesinde tanık deliline dayanıldığını, tanıkların bildirilmesi için süre verilmediğini, gerekli araştırmanın yapılmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1....
olmadığını beyan ederek ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmesi nedeniyle tebliğ tarihinin muttali olduğu 17/01/2020 tarihi olarak kabul edilmesine, takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu yönündeki iddia mahkemede her türlü delille kanıtlanabilir. Usulsüz tebligata ilişkin şikayetin, İİK.nun 16/1 maddesi uyarınca borçlunun tebligatın usulsüzlüğünden haberdar olduğu tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. O halde, mahkemece; borçlunun tebligatlardan haberdar olduğu tarih sorulup tespit edilmeli, tarih bildirilmesi halinde beyan edilen tarihin doğruluğu dosya kapsamı belgelerle denetlenmeli, bu hususta herhangi bir tarih beyan edilmemesi halinde ise tebliğ işleminden en geç şikayet tarihinde haberdar olunduğu düşünülmeli, (icra takiplerinin şekline göre borca ve faize itirazın İİK'nun 62. maddesi uyarınca icra dairesine yapılması gerektiğinden mahkemece bu konudaki itirazların esasının veya süresinde olup olmadığının incelenmesinin mümkün olmadığı göz önünde bulundurularak) buna göre ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmelidir....
Yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirinin usulsüz olduğundan bahisle ihalenin feshini talep edemezler. Kendisine kıymet takdiri tebliğ edilmeyen ilgililerin, satış ilanının tebliğinden itibaren yedi günlük sürede kıymet takdirine itiraz etmemeleri halinde, yine bu hususu ihalenin feshi nedeni olarak ileri sürmeleri mümkün değildir. Somut olayda, davacı kıymet taktirinin tebliğ edilmediğini ileri sürmüş olup, muhammen değerin eksik belirlendiğine yönelik iddiası, satışa hazırlık işlemine ilişkin şikayet niteliğinde olup, şikayetçi borçluya satış ilanı 22.07.2019 tarihinde e-tebliğ yolu ile vekiline edildiği halde, satış ilanın tebliği usulsüzlüğü iddiası da olmadığı göz önünde bulundurularak yasal 7 günlük süre içerisinde bu işlemin şikayet konusu yapılmadığı dosya kapsamı ile sabittir. Öyleyse, süresinde şikayet edilmeyen satış öncesi işlem kesinleştiğinden, artık bu hususa dayalı olarak ihalenin feshi istenemez....
Öte yandan, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 134/8. maddesinde; "İhalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur" hükmü yer almaktadır. Somut olayda, 50.650,00-TL. muhammen bedelli taşınmazın (taşınmazdaki 1/6 hissenin) 98.100,00-TL'ye satıldığı ve dolayısıyla satış bedelinin taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olduğu, şikayet dilekçesinde de açık bir şekilde kıymet takdiri tebliğ işlemine ve ihaleye konu taşınmazın kıymetine usulünce yapılmış bir şikayetin/itirazın da bulunmadığı görülmüştür. Her ne kadar satış ilanı tebliğ usulsüzlüğü İİK’nun 127. maddesi gereğince tek başına ihalenin feshi nedeni ise de yerleşik Yargıtay uygulamasına göre satış bedelinin, muhammen bedelin üstünde olması halinde zarar unsuru oluşmayacağından, yukarıda açıklanan yasa hükmü gereğince anılan taşınmaza ilişkin davada hukuki yarar koşulunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekir....
Somut olayda, şikayetçinin şikayet dilekçesinde usulsüz olduğunu belirttiği 13.06.2014 tarihli ödeme emri tebliğ işleminden sonra kendisine 16.04.2015 tarihinde yeniden ödeme emri, 28.05.2015 tarihinde de satış ilanının tebliğ edildiği ve bu tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğuna dair bir iddia ve şikayet olmadığı anlaşıldığından şikayetçinin en geç 28.05.2015 tarihinde takipten ve tebliğlerden haberdar olduğunun kabulü gerekir. Dolayısıyla şikayetçinin, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek 02.07.2015 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru süresinde değildir. O halde mahkemece, şikayetin süre aşımından reddi gerekirken işin esasının incelenerek istemin reddine karar verilmesi isabetsiz olup, mahkeme kararının belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararın onanması gerekmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet K A R A R ... .... İcra Müdürlüğü'nün 2012/9794 Esas sayılı takip dosyasının (özellikle borçluya çıkartılan icra emri tebliğ işlemine ilişkin tebliğ mazbatasının aslının ya da) onaylı örneğinin temini ile birlikte gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, ....03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
GEREKÇE: Uyuşmazlık, şikayetçi üçüncü kişiye ilk olarak gönderilen ve 14/08/2020 tarihinde tebliğ edilen haciz müzekkeresine ilişkin tebliğin usule uygun olup olmadığı hususunda toplanmaktadır. Usulsüz tebliğ şikayetinin öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde ileri sürülmesi gerekir. Aksi yazılı belge ile kanıtlanamadığı sürece şikayetçi tarafça bildirilen öğrenme tarihi esas alınacaktır. Somut olayda, her ne kadar şikayetçi tarafça şikayet dilekçesinin netice ve talep kısmında tebliğ işleminin usulsüz olduğunun tespiti ile tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 26/10/2020 tarihi olarak kabulüne karar verilmesi istenmekte ise de, şikayet dilekçesinin içeriğinde birden çok kez öğrenme tarihinin şikayetçi vekiline ilk haciz müzekkeresine neden cevap verilmediği konulu e tebligatın yapıldığı 04/11/2020 tarihi olduğunun yazıldığı görülmektedir....
edilen tarihten daha önce öğrendiğine dair herhangi bir belgeye rastlanmadığı, ödeme emrinin tebliğ tarihinin ıttıla tarihi olarak beyan edilen 11/10/2019 olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, şikayetin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulüne, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin tespiti ile öğrenme tarihi olan 11.10.2019 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....