sürerek usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin 28/01/2021 olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
un da yer aldığı borçlular hakkında genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi yapıldığı, takibin kesinleşmesinin ardından adı geçen borçlunun taşınmazına haciz konulduğu, hacze ilişkin 103 davetiyesinin borçluya 10/12/2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise icra mahkemesine 02/05/2014 tarihinde yapmış olduğu başvuruda sadece kıymet takdiri işlemine ilişkin tebligattan söz ettiği, 103 davetiyesine ilişkin herhangi bir şikayette bulunmadığı anlaşılmaktadır. Tebliğ işleminin usulsüzlüğü ancak ilgilisi tarafından İİK'nun 16.maddesi uyarınca yasal sürede icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürülmesi halinde değerlendirilebilecek bir husus olup, tebligatın usulsüzlüğü borçlu tarafından ileri sürülmeden icra mahkemesince resen inceleme konusu yapılamaz....
Dairemizce yapılan değerlendirmede; Davalı alacaklı şirket tarafından davacı borçlu şirket aleyhine fatura alacağına ilişkin ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlu davacı şirkete 01/03/2021 tarihinde örnek 7 ödeme emri ve dayanak belgelerin tebliğ edildiği, davacı borçlu şirketin tebligatın usulsüzlüğü nedeniyle iş bu davayı açtığı anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Öte yandan, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunun ileri sürülmesi "şikayet" niteliğinde olup, İİK'nin 16/l. maddesi gereğince şikayetin, işlemi öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılması zorunludur....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, davanın 2. haciz ihbarnamesine ilişkin usulsüz tebligatın iptali ile tebligatın 31/08/2020 tarihinde yapıldığının tespitine ilişkin olduğunu, davacıya gönderilen 2. haciz ihbarnamesine ilişkin tebligatın usulsüz olması sebebiyle yok hükmünde sayıldığını, ilk ihbarnamedeki adres ile ikinci ihbarnamedeki adresin birbirinden farklı olduğunu, tebligattaki usulsüzlüğün tebliğ imkansızlığından değil, tamamen adres farklılığından kaynaklandığını, 2. haciz ihbarnamesinin usulsüz tebliğine dayalı olarak gönderilen 3. haciz ihbarnamesi yok hükmünde olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir....
Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayet, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlu icra mahkemesine başvurusunda, diğer şikayet ve itirazlarının yanında ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu da ileri sürdüğü halde, mahkemece bu konuda bir değerlendirme yapılmadığı, olumlu ya da olumsuz herhangi bir karar verilmediği görülmektedir. Mahkemece; öncelikle tebligatın usulsüz olduğuna ilişkin şikayetin incelenerek tebligatın usulsüz olduğu sonucuna varılması halinde, tebligat tarihinin TK.'...
05.12.2016 tarih ve 2016/6253 – 24913 Esas ve Karar sayılı ilamı ile, 01.04.2015 tarihli haciz sırasında borçlu şirket yetkilisinin hazır olmadığı ve borçlunun şikayet tarihinden önce takipten haberdar olduğuna ilişkin bir delil de bulunmadığı gerekçeleriyle ödeme emri tebliğ tarihinin 20.11.2015 olarak düzeltilmesi ve borçlunun sair şikayet ve itirazlarının incelenmesi gerektiğinden bahisle bozulduğu, alacaklının karar düzeltme dilekçesinde; ......
edilmesi gerekirken asile tebliğ edilmesinin usulsüz olduğunu ve ihalenin feshi sebebi olduğunu beyan etmiş, ihalenin feshine karar verilmesini talep etmiştir....
tarihine göre düzeltilmesi ve buna göre borçlunun süresinde olan esasa ilişkin şikayetinin incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulduğu, mahkemece bozma sonrası Yargıtay bozma ilamı dışında kalan hususlarda karar verilmesine yer olmadığına ve davacının usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin TK'nun 32. maddesine göre 25/01/2016 tarihi olarak düzeltilmesine karar verildiği görülmektedir....
Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca, borçlunun bildirdiği öğrenme tarihine göre tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekir. Davacı tarafından ıttıla tarihi bildirilmemiş olup, icra dosyasında borçlunun usulsüz tebliği dava tarihinden önce öğrendiğine dair bilgi, belge de bulunmadığı, icra dosyasında usulsüz tebliği ileri sürenin şikayetçi borçlu olmadığı da gözetildiğinde, şikayet tarihi olarak düzeltilmesi gerekirken, tebliğin usulsüzlüğüne ilişkin şikayetle ilgili olarak " ödeme emrinin tebliğ işleminde usulsüzlük bulunmadığı, tebligatın usulüne uygun olarak ikmal edildiği" yönündeki yetersiz gerekçe ile ve yine şikayet dilekçesinde usulsüz yapılan tebliğin şikayet konusu yapılmış olmasına rağmen hacizlerin fekki ile ilgili olarak husumetin bulunmadığı şeklindeki talep ve dosya kapsamı ile uymayan gerekçe ile şikayetin reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir....