Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREKÇE: Uyuşmazlık, İİK'nun 150/ı maddesi gereğince borçluya icra emri gönderilebilmesi için icra müdürlüğüne verilmesi gereken belgelerin verilmediği ve hesap kat ihtarının usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle takibin/icra emrinin iptaline karar verilmesi talebine ve icra emri ile kıymet takdir raporunun usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle tebliğ tarihinin düzeltilmesi talebine ilişkindir. Adana 1. İcra Müdürlüğünün 2020/1243 E sayılı dosyasının incelenmesinde; Alacaklı banka tarafından şikayetçi aleyhine İİK'nun 150/ı maddesine göre ilamlı takip başlatıldığı görülmüştür. İİK'nun 16/2.maddesi gereğince Kat ihtarı tebliği usulsuz ise süreli şikayete hiç yapılmamış ise süresiz şikayete tabidir (Yargıtay 12 HD'nin 2021/8374 E, 2022/3649 K sayılı emsal kararı). Somut olayda, ilk derece mahkemesince, şikayet sebeplerinden sadece hesap kat ihtarının usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayet sebebinin incelendiği, diğer şikayet sebeplerinin ise incelenmediği anlaşılmıştır....

Şikayet dilekçesinin incelenmesinde, şikayetçinin usulsüz tebliğ nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve icra dosyasına yapılan itirazın süresinde olduğundan bahisle takibin durdurulmamasına ilişkin işlemin kaldırılmasına, takibin durdurulmasına ilişkin talepte bulunduğu, ilk derece mahkemesince talep aşılmak suretiyle hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir. Oysa taleple bağlılık ilkesi uyarınca, hacizlerin kaldırılması talebi bulunmadığı nazara alınarak talepten fazlasına karar verilemez....

Usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca, borçlunun, tebligatın usulsüzlüğünden haberdar olduğu tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K.). Somut olayda, takip dosyasının yapılan incelemesinde ödeme emrinin şikayetçi borçluya 28/03/2014 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetçi borçlunun icra mahkemesine sunduğu dilekçesinde, 03/04/2014 tarihinde muttali olunan usulsüz tebliğ işlemlerine ilişkin 15/04/2014 tarihinde yapılan şikayet, yukarıda açıklanan Yasa hükmünde öngörülen 7 günlük şikayet süresinden sonradır. O halde, mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek sonuca gidilmesi isabetsizdir....

    Usulsüz tebligat şikayetine yönelik temyiz itirazlarına gelince; Takip borçlusu şirket vekili İcra Mahkemesine başvurusunda, örnek 6 icra emri tebligatının usulsüz olduğunu belirterek, tebligatın usulsüzlük nedeniyle iptalini talep etmiş; bu dosya ile birleştirilen şikayet dosyası ile de kıymet takdiri tebligatının usulsüzlüğü şikayeti ve kıymet takdirine itirazda bulunmuştur. Mahkemece şirketin daimi işçisi Raif Demir adına tebliğ edilen icra emri ve kıymet takdir tebligatlarının Tebligat Kanunu'nun 12. ve 13. maddeleri gereğince usulsüz olduğu kabul edilerek kıymet takdir itirazı incelenmiş, bu husustaki itirazın reddine karar verilmiştir. 7201 sayılı Kanun'un 32. maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: hesap kat ihtarının yurt dışı adresi bulunan şikayetçiye TK'nun 25/a maddesine göre tebliğ edilmemesi ve yurt içindeki adrese gönderilen hesap kat ihtarının bizzat muhataba tebliğ edilmeme sebebinin mazbataya yazılmaması nedeniyle usulsüz olduğu, alacağın şikayetçi yönünden muaccel hale gelmediği, satış ilanının Paris Başkonsolosluğu aracılığıyla tebliğ edildiği, şikayetçi tarafından satış ilanı tebliğinin usulsüz olduğunun ileri sürülmediği, bu durumda diğer şikayetlerin yasal 7 günlük sürede yapılmadığı gerekçesiyle icra emrinin iptaline, diğer usulsüz tebligat şikayetlerinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır....

      Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; şikayet dilekçesinde saydığı nedenlerle kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Dava, genel haciz yoluyla ilamsız takipte borçlunun ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasına dayalı TK'nın 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin düzeltilmesi talebine ilişkindir. İlk derece Mahkemesi kararında da belirtildiği üzere usulsüz tebliğ şikayeti İİK'nın 16. maddesi uyarınca öğrenme tarihinden itibaren yasal 7 günlük süre içerisinde şikayet yoluyla icra mahkemesine yapılması gerekir. Davacı, ödeme emrine yönelik usulsüz tebliğ iddiasında bulunmuş ise de; şikayetinde 103 davetiyesinin usulüne uygun tebliğ edilmediği iddiasını ileri sürmemiştir. Diğer taraftan dosyaya vekaletname ibraz edildiği tarih itibarıyla da borçlunun takipten haberdar olduğunun kabulü gerekir....

      sürerek usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin 28/01/2021 olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

      Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayet, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılmalıdır (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12- 258 E., 1991/344 K.- ). Somut olayda, ödeme emrinin borçluya 23/10/2020 tarihinde tebliğ edildiği, icra takip dosyasından düzenlenen 103.madde davetiyesinin ise 26/02/2021 tarihinde tebliğ edildiği; borçlu, sadece 23/10/2020 tarihli ödeme emri tebliğ işlemini şikayet konusu yapmış olup, 103 davetiyesi tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiada bulunmadığına göre, en geç anılan davetiyenin tebliğ edildiği 23/10/2020 tarihte takibi öğrendiğinin kabulü gerekir....

      Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlunun kendisine gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun 16/1. maddesi gereğince de şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur. Somut olayda, borçluya ödeme emri tebligatı dışında kıymet takdiri raporunun da tebliğ edildiği, borçlunun şikayet dilekçesinde kıymet takdir raporu tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiasının bulunmadığı anlaşılmıştır. Buna göre, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince borçlunun ödeme emrinden en geç kıymet takdir raporunun tebliğ edildiği 26.5.2014 tarihinde haberdar olduğu kabul edilmelidir....

        ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; ödeme emri tebliğ işleminin, tebligatın verildiği gelini olan ... ile aynı konutta ikamet etmediklerinden usulsüz olduğunu, adı geçenle, aynı apartmanda ancak farklı dairelerde oturduklarını, ... tarafından tebligatın borçluya haber verilmediğini, borçlu ile tebligatı alan ... arasında husumet bulunduğunu ve takipten 16.02.2021'de haberdar olduğunu ileri sürerek, ödeme emri tebligatının iptali ile tebliğ tarihinin 16.02.2021 olarak tespitini talep etmiştir. I....

          UYAP Entegrasyonu