Ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğuna karar verilerek borçlunun öğrenme tarihi olarak beyan ettiği tarihe göre 7 günlük yasal süre içerisinde yapıldığı tespit edildiği takdirde icra takibine itirazlarının esasının incelenmesi gerekir iken bu hususlar göz ardı edilerek istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.'' şeklinde karar verildiği, muhtara yapılan tebligata yönelik olarak veyahut yapılan iade tebliğine ilişkin olarak kapıya herhangi bir yazı bırakılmadığı, zaten bırakılsa da alacaklı olan müvekkilin annesi tarafından bu hususun gizlenerek yine müvekkile haber verilmeyeceğinin açık olduğunu, alacaklı tarafından kötü niyetle yapılan bu takipte müvekkilin işbu icra takibini öğrendiği gün tebliğ günü kabul edilmesi gerektiğini, ilk aşamada şikayet sonuçlanıncaya kadar Tekirdağ icra müdürlüğünün 2021/8772 esas sayılı dosyasında haczin durdurulması hakkında tedbiren karar verilmesini, Tekirdağ icra müdürlüğünün 2021/8772 esas sayılı dosyasından usul ve yasalara aykırı yapılan...
Davacı vekili; müvekkili hakkında alacaklı Filiz Akarsu tarafından icra takibi başlatıldığını, takibe ait ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği halde takibin kesinleştiğini, kesinleşen takip sebebiyle müvekkilinin tüm menkul, gayrimenkul varlığı ve bankalarda bulunan mevduatlarının haczedildiğini, müvekkilinin tacir olduğunu ve ticari faaliyetine devam edebilmek için fer'ileri ile birlikte 54.050 TL'yi 30/05/2012 tarihinde icra dosyasına yatırdığını, usulsüz tebligata dayanarak ilamsız takibin kesinleştirilmesi nedeniyle icra mahkemesine şikayet talebinde bulunduğunu ve usulsüz tebligat yapıldığından hacizlerin kaldırılmasına karar verildiğini, verilen kararın Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2013/2081 esas, 2013/29641 karar sayılı ilamı ile kesinleştiğini, bunun üzerine Antalya 16. İcra Müdürlüğünden bu karar ile mevduatın iadesini talep etmelerine rağmen bu taleplerinin reddedildiğini, bu kararın Antalya 1....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkiline yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, müvekkiline çıkartılan ilk tebligat hükümsüz olduğundan TK 21/2.maddeye göre mernis adresine çıkan 2. tebligatın da dolaylı yoldan usulsüz tebligat hükmünde olduğunu söyleyerek kararın kaldırılmasını istemiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Uyuşmazlık, icra takibinin İİK'nın 150/e maddesi uyarınca düşmediği iddiasına dayalı şikayet niteliğinde olup, alacaklı, icra emri tebligatının usulsüz olması halinde sürelerin işlemeye başlamayacağı, bu nedenle takip kesinleşmediğinden satış isteme süresinin de başlamayacağı iddiasına dayanmaktadır. Tebligat, herhangi bir hukuki işlem veya olaydan haberdar olmak için muhataba yapılan bir bildirim işlemi olup, doğrudan doğruya tebligatın muhatabı tebliğ yapılan şahıs olduğundan, tebligatın yapılmadığı veya usulsüzlüğü bizzat muhatap tarafından ileri sürülmediği sürece diğer ilgililerin bu tebligata ilişkin itiraz ve şikayet hakları olmadığı gibi, alacaklı da borçluya yapılan tebligatın usulsüz olduğunu iddia ederek kendi lehine sonuç çıkaramaz....
Takip dosyasının incelenmesinde; şikayetçinin şikayet dilekçesinde usulsüz olduğunu belirttiği ödeme emri tebliğ işleminden sonra kendisine 19.02.2016 tarihinde taşınmaz haczine ilişkin 103 davet kağıdı tebliğ edildiği görülmektedir. Her ne kadar söz konusu tebliğ işlemi de Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi uyarınca usulsüz yapılmış ise de, 103 davetiyesine yönelik tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair bir iddia ve şikayet olmadığı anlaşıldığından, şikayetçinin en geç 19.02.2016 tarihinde takipten ve tebliğlerden haberdar olduğunun kabulü gerekir. Dolayısıyla şikayetçinin, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair 15.04.2016 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru 7 günlük sürede değildir....
Davacı borçlu vekili istinaf başvuru dilekçesinde, takip dosyasındaki icra emri, 103 davetiyesi gibi tebligatların müvekkiline usulüne uygun tebliğ edilmediğini, buna ilişkin şikayet davalarının mevcut olup halen derdest olduğunu, bu davaların ihalenin feshi davası için bekletici mesele yapılması gerektiğini ileri sürmüşse de, takip dosyasındaki satışa hazırlık işlemlerine ilişkin olmayan tebligat usulsüzlükleri ihalenin feshi nedeni olmayıp, takibin iptaline ilişkin kesinleşmiş bir mahkeme kararı da sunulmamıştır ( Yargıtay 12. HD'nin 26.04.2021 tarihli, 2021/3188 E, 2021/4475 K. sayılı içtihadı)....
Yukarıda belirtilen Yargıtayın emsal kararına göre, ilk derece mahkemesince, hesap kat ihtarının usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayetin incelenebilmesi için, öncelikle icra emrinin ve kıymet takdir raporunun usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayet sebepleri incelenmelidir. Zira, icra emri veya kıymet takdir raporu usulünce tebliğ edilmiş ise, veya şikayetçinin usulsüz tebliğleri daha önceden öğrendiğine ilişkin takip dosyasında bilgi varsa hesap kat ihtarının usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayet sebebi incelenemeyecektir. Bu nedenlerle, davalı alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının HMK.nun 353- 1- a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, eksiklikler giderilerek yeniden yargılama yapılarak karar verilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine gönderilmesine, sair istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin Adana 5....
Davalının istinaf talebine yönelik yapılan incelemede; ilk tebligata yönelik beyanı alınan Merve isimli şahsın yapılan zabıta araştırmasına göre davacının komşusu olmadığı, ikinci tebligata yönelik olarak davacının adreste oturduğuna yönelik taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, bu sebeple her iki tebligatın usulsüz olarak iade edildiği, usulsüz olarak iade edilen tebligatlar gereğince davacıya çıkartılan TK 21/2 maddesine göre yapılan tebligatların da usulsüz olduğu anlaşılmakla, ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde olmadığından, davalının istinaf başvurusunun HMK'nun 353- (1)-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşılmıştır....
Mahkemece;"Davacının usulsüz tebligat şikayetinin süre nedeniyle reddine,..." şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....
UYUŞMAZLIĞIN TESPİTİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır. Borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. 7201 sayılı tebligat kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır....