Somut olayda, borçlu tebligatın usulsüzlüğü yanı sıra, borca itiraz etmiş olup, mahkemece tebligata yapılan şikayetin değerlendirilerek tebligatın usulsüzlüğüne ve teblig tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi doğru ise de; borca itiraz ile ilgili olarak bu itirazın icra müdürlüğüne yapılması gerektiğinden bu isteğin reddine karar vermek gerekirken, kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı ilk derece mahkemesi kararının Dairemizce istinaf yoluyla tetkikinin istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Dairemize gönderilmiş olup, dosya içerisindeki tüm bilgi ve belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Gaziantep İcra Müdürlüğünün 2019/125872 Esas sayılı takip dosyası ile alacaklısı T3 görünen dosyadan askerde olduğu dönemde ev adresine tebligat yapılarak ödeme emrinin usulsüz olarak muhtara tebliğ edildiğini, bu nedenlerden dolayı şikayetin kabulü ile usulsüz tebligat nedeni ile takibin iptaline ve ödeme emrinin iptaline, usulsüz tebligat nedeni ile icra dosyasının öğrenme tarihi olan 09/09/2019 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilerek gecikmiş itirazın kabulüne, yetkiye takip konusu borcun tamamına, icra takibine, işlemiş faize, işleyecek faize, faiz oranına, ferilerine ve ödeme emrine itiraz ederek takibin...
Dolayısıyla mahkemenin ödeme emri tebliğ işleminde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından usulsüz tebliğ şikayetinin reddine karar verilmesi gerektiğine ilişkin gerekçesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, Davaya konu takip, ilamsız nitelikte olup, davacı tarafın her türlü itirazını İİK. 'nun 62. Maddesi uyarınca, 7 günlük yasal süresi içerisinde icra dairesine bildirmesi zorunludur. İcra dairesi yerine, icra mahkemesine yapılan itiraz hüküm ve sonuç doğurmaz. Mahkemece, borca itirazın açıklanan nedenle reddi gerekirken, davanın süreden reddine karar verilmesi isabetli değildir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/2385 KARAR NO : 2023/906 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ERDEMLİ İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/07/2021 NUMARASI : 2021/101 2021/231 DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Erdemli İcra Hukuk Mahkemesi'nin 07.07.2021 tarih 2021/101 esas 2021/231 karar sayılı mahkeme kararının süresi içinde davacı borçlu vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine işin gereği görüşülüp düşünüldü: DAVA: Davacı-Borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; Erdemli İcra Müdürlüğünün 2020/2335 E sayılı dosyasıyla müvekkili şirkete gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, zira, tebliğ memurunun mazbatada adı yazılı Gülsüm Su'nun tebliğe ehil olup olmadığı araştırmadığını ve tebligatı nerede ve saat kaçta yaptığını mazbataya yazmadığını, takibin 05/04/2021 tarihinde öğrenildiğini belirtmiş, ayrıca takibe, borca, işlenmiş faize ve oranına işleyecek faize masraf ve tüm ferilerine...
İİK’nun 16/1. maddesinde; “Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas Dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır” hükmü yer almaktadır. Yukarıda anılan yasa hükmünden de anlaşılacağı üzere, borçlunun, usulsüz tebligata ilişkin şikayetini, usulsüz tebligattan haberdar olduğunu bildirdiği tarihten itibaren yedi gün içinde icra mahkemesine şikayet yolu ile getirmesi zorunludur. Somut olayda, borçlu, usulsüz tebligattan 20.07.2015 tarihinde haberdar olduğunu bildirdiği halde, icra mahkemesine, bu tarihten itibaren yasal yedi günlük süreyi geçirdikten sonra 03.09.2015 tarihinde başvurmuştur....
İcra Müdürlüğü'nün 2021/22458 Esas sayılı dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibinde, alacaklı olduğunu iddia eden T4 herhangi bir borcu olmadığını, davalı/alacaklı tarafça başlatılan icra takibine, takip konusu alacağa, faize ve diğer tüm ferilerine itiraz edildiği gibi, Mahkemenin ve takibin yürütüldüğü İcra Dairesinin de yetkili olmadığını, buna dair borca ve yetkiye itiraz dilekçesinin ilgili icra müdürlüğüne Antalya'dan talimat ile gönderildiğini, T6 ise takibin neden yöneltildiği konusunu hiç anlamış olmadığını, bu şirketin tarafına ait olmakla beraber bu şirket ile davalı arasında resmi veya gayrı resmi hiçbir bağ olmadığını, ticari bir ilişki kurulmadığını, İstanbul'da alacaklı olduğunu iddia eden şahıs ile herhangi bir hukuki ve ticari ilişkisi olmadığı gibi ikametgahının da Antalya'da olduğu için Antalya İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili ve görevli olduğunu, takibin de usulsüz tebligat ile tarafına tebliğ olunmuş gözükmekle takibin usulsüz tebligat nedeniyle iptali gerektiğini...
Maddesinde açıkça kambiyo senedindeki davacıya imzaya ve borca itiraz ettiği belirlenmiştir. İlk derece mahkemesince usulsüz tebliğ şikayetinin kabul edilerek tespit edilen ödeme emri tebliğ tarihi itibariyle davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü imza ve borca itirazın süresinde olduğu ve ayrıca hacizlerin kaldırılması isteminde bulunulmuştur. O halde mahkemece davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü sair itirazların esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....
Davacı/ borçlu vekilinin istinaf başvurusu üzerine, Dairemizin 27/01/2021 tarih, 2020/1157 Esas, 2021/258 Karar sayılı kararı ile yapılan istinaf başvurusu incelemesi sonucunda "...Alacaklı tarafından, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan icra takibinde, şikayetçi üçüncü kişiye 89/1, 2 ve 3 haciz ihbarnamalerinin gönderildiği, şikayetçi üçüncü kişinin ihbarnamelerden taşınmazlarına haciz konulması sonucunda haberdar olduğu ve 89/1, 2 ve 3 haciz ihbarnamelerinin ve tüm tebligatların tebliğinin usulsüz olduğu olduğu, alacaklıya herhangi bir borcunun olmadığından bahisle, Tebligat Kanununa aykırı yapılan usulsüz tebligatların iptali, İİK 89/1 vd için yapılan işlemlerin usulsüz olduğunun tespiti ve iptali, borca itirazın kabulü, müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile tapu hacizlerinin iptaline karar verilmesini talep ettiği, Mahkemece öğrenme tarihi belirtilmediği ve buna mukabil icra dairesine itiraz edilmediği gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür...
Davalı vekili tarafından 23/10/2020 tarihinde borca itiraz dilekçesi verildiğinden, İİK'nın 62. maddesi uyarınca icra takibi durdurulması ve 23/10/2020 tarihinde konulan hacizlerin kaldırılmasına ilişkin icra memur işlemi şikayet konusu edilmiştir. İcra mahkemesi kararlarının infazı için kesinleşmesi zorunlu olmayıp, usulsüz tebligat şikayeti kararının infazı için kesinleşmesi gerektiğine ilişkin yasal bir düzenleme de bulunmadığından, davalının yasal süresi içinde borca itiraz etmesi nedeniyle takibin durdurulmasına ve itiraz tarihinden sonra konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir....
HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur. Somut olayda, davacı borçlu tarafça, sair şikayet ve itirazların yanında, ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü, 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiği, takibe ilişkin şikayet ve itirazlar ve borca itiraz şeklinde şikayet ve itirazlarda bulunulmuş, mahkemece, belirtilen bu hususlardan, davacının 103 davetiyesinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayeti konusunda olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır. Yukarıda belirtilen usuli eksiklik kamu düzenine ilişkin esaslı hata niteliğinde olup, HMK 'nun 355....