Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2019/2829 KARAR NO : 2021/902 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HATAY İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/09/2019 NUMARASI : 2019/564 ESAS 2019/625 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (Usulsüz Tebligata İlişkin) KARAR : Hatay İcra Hukuk Mahkemesi'nin 10/09/2019 tarih 2019/564 esas 2019/625 karar sayılı mahkeme kararının davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine işin gereği görüşülüp düşünüldü: DAVA: Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; Hatay İcra Dairesinin 2019/27737 esas sayılı dosyasından müvekkili hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin hiçbir borcu olmadığından borca, ödeme emrindeki borç miktarına, faize, takibe ve tüm fer'ilerine itiraz edildiğini, 08/08/2019 tarihinde müvekkiline yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, müvekkilinin o tarihte iş görüşmesi için Antalya ilinde olduğunu, tebligattaki yazıların okunamadığını, müvekkilinin...

Davacı ve dava dışı borçlu hakkında başlatılan icra takibinde, 7 örnek ödeme emri T.K'nın 21/1 maddesi gereğince 27/01/2020 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı ve diğer borçlu vekili Av. T2 tarafından 04/02/2020 tarihinde borca itiraz dilekçesi verilmiştir. Dava dilekçesinde usulsüz tebligattan, ev adresinde eşe yapılan tebliğ işlemi ile haberdar olunduğu belirtilmiş ve öğrenme tarihi açıkça belirtilmemiş ise de, davacının borca itiraz dilekçesinin verildiği 04/02/2020 tarihinde takipten haberdar olduğu ve bu tarih esas alınsa bile, usulsüz tebliğ işleminin 7 günlük yasal süre içinde şikayet konusu yapılmadığı anlaşıldığından, kararda herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. Usulsüz tebliğ işleminin icra müdürlüğünce değerlendirilmesi mümkün olmadığından, icra müdürlüğüne yapılan başvuru hukuki sonuç doğurmayacaktır....

İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/337 Esas sayılı dosyasıyla ödeme emrinin tebliğine yönelik şikayette bulunduğu, aynı Mahkemede istinafa konu 2020/339 Esas sayılı dosyasıyla imzaya ve borca itiraz ettiği, Mahkemece her iki dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda şikayet ile imzaya ve borca itirazın yasal süresinde yapılmadığı gerekçeleriyle reddine karar verildiği, karar tarihi itibarıyla ve halen davacı borçlunun usulsüz tebliğe yönelik şikayetinin reddine dair kararın kesinleşmemiş olduğu anlaşılmaktadır. Davacının imzaya ve borca itirazının süresinde yapılıp yapılmadığının tespiti, ödeme emrinin usulsüz tebliği şikayetinin kesin olarak sonuçlanmasına bağlıdır....

İcra Dairesi tarafından, tebligatın usulsüz olduğunu belgeleyen icra mahkemesi tarafından verilmiş bir karar olmadan, yetki sınırları aşılarak tebligatın usulsüz olduğuna ilişkin karar verildiğini ve takibin durdurulduğu, ayrıca davalı tarafın da 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde usulsüz tebligata ilişkin icra mahkemesinde her hangi bir dava açmadığının görüldüğünü, bu nedenlerle şikayetin kabulü ile İzmir 21. İcra Müdürlüğü tarafından durdurulan takibin devamına ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Dairemizce yapılan değerlendirmeler neticesinde; HMK.nın 355.maddesine göre istinaf incelemesinin dilekçede belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılabileceği, ancak kamu düzenine aykırılık görülmesi halinde bu hususun resen nazara alınabileceği, dosya kapsamı, mevcut delil durumu dikkate alındığında, Usulsüz tebligata ilişkin şikayetin reddine, Takip talebine belge eklenmediği yönündeki şikayetin süre yönünden reddine ilişkin kararda mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, hükümde kamu düzenine aykırılık da tespit edilmediği anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.'nın 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine, yine davacı tarafın tehiri icra talebinin de reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28/11/2019 NUMARASI : 2019/250 ESAS 2019/675 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (Usulsüz Tebligata ilişkin) KARAR : Mersin 1....

Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, 05/04/2021 tarihli icra memur işleminin şikayet edildiğini ve bunun da süresinde olduğunu belirtmiş ise de, söz konusu memur işleminin de davacı borçlunun ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu iddiasıyla borca itiraz talebinin reddine ilişkin olup, şikayetin özünün de usulsüz ödeme emri tebligatının öğrenme tarihine göre düzeltilmesi ve buna göre borca itirazlarının süresinde kabul edilmesi istemi olduğundan, davacının, usulsüz tebligatı, icra dosyasına sunduğu borca itiraz dilekçesi ile öğrendiği kabul edilerek verilen kararda usulsüzlük bulunmamaktadır....

Somut olayda; davalının davacı aleyhine, alacağının tahsili için kambiyo takibine geçtiği, davacının dava dilekçesinde açıkça ödeme emri tebligatının usulsüz olması sebebi ile ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesini ve borca, imzaya itirazının kabulünü talep ettiği halde, borçlunun isteminin gecikmiş itiraz talebi olarak değerlendirilmesi yerinde görülmemiştir. Borçlunun başvurusu, usulsüz tebligata dayalı, tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemi olarak tavsif edilmelidir. Bu durumda usulsüz tebligata ilişkin şikayet değerlendirilerek sonucuna göre imzaya ve borca itirazlarının da değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Bu nedenle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK'nun 353/(1)-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın açıklanan hususlar yönünden yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

İcra Hukuk Mahkemesi'nin 16.06.2014 tarih ve 2014/635 E.- 2014/691 K. sayılı kararının, itiraz tarihinden sonra borcun ödenmiş olduğunun bildirilmesinin, borçlunun usulsüz tebligata ilişkin şikayetini ve borca itirazını konusuz bırakmayacağı gerekçesiyle bozulduğu, icra mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, ödeme emrinin, borçlu şirkete, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 13. maddesi hükmüne uygun olarak tebliğ edildiği gerekçesiyle istemin reddine karar verildiği görülmektedir. Somut olayda, alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin borçlu şirkete 29.05.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu şirketin ise, yasal süresi içerisinde 02.06.2014 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir. Bu haliyle, borçlunun usulsüz tebligata ilişkin şikayetinin incelenmesinin sonuca etkisi bulunmadığı anlaşılmaktadır....

    İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/864 Esas sayılı dosyasında açmış olduğu usulsüz tebliğ şikayetine ilişkin davanın sonucunun beklenilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Kabule göre de, davacının başvurusunun kambiyo hukuku bakımından şikayet olmasına rağmen mahkemece davanın borca itiraz olarak nitelendirilmesi de usul ve yasaya aykırıdır. Açıklanan nedenlerle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının HMK'nun 353/1- a.6. maddesi gereğince kaldırılmasına, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler doğrultusunda yargılama yapılarak yargılamanın tamamlanması ve bir karara bağlanması amacıyla davanın yeniden görülmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

    UYAP Entegrasyonu