Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının usulsüz tebligat şikayetinde bulunduğu süreçte geçikmiş itiraz için başvuru süresini geçirerek, İİK 'nun kendisine tanımış olduğu hakkı kullanmadığını, borçlunun mernis adresine TK 21 /2 göre tebligat gönderilip yasaya uygun bir şekilde 21.09.2020 tarihinde tebligat yapıldığını, borçluya yasaya uygun olarak gönderilen bu tebligat gereğince ödeme emri tebliğ edildiğini ve bu tebligat dikkate alınarak tüm işlemlerin yapıldığını, borçlunun iddiasının aksine tebligatın usulüne uygun olduğunu, usulsüz tebligat iddiasının ileri sürülmesi için yapılmış tebligatın olması gerektiğini, iade edilip yapılamayan tebligatın usulsüz olduğunun ileri sürülemeyeceğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Sayılı icra takip dosyasında yapılan tebliğ işleminin iptaline, tebligat tarihinin ıttıla tarihi olarak bildirilen 14/07/2020 olarak kabulüne, davacı tarafından talep edilen kötü niyet tazminatı ve para cezasına dair taleplerin yerinde görülmemesi nedeniyle reddine, tebligat işlemi usulsüz bulunması nedeniyle iptal edildiğinden usulsüz tebligata istinaden yapılan icrai işlemlerin iptaline, hacizlerin fekkine, sair hususların icra müdürlüğünce yerine getirilmesine" karar verilmiştir....
Öte yandan, İİK'nun 269. maddesinde; takibin adi kiralara veya hasılat kiralarına ilişkin olması halinde borçluya gönderilen ödeme emrinin tebliği üzerine, borçlunun, ödeme emrinin tebliğinden (yada usulsüz tebligat nedeniyle takipten haberdar olduğu tarihten) itibaren 7 gün içinde, itiraz nedenlerini 62. madde hükümleri dahilinde icra dairesine bildirmesi ile (usulsüz tebligat nedeniyle geç yapılmış itirazlarda icra mahkemesine yapmış olduğu usulsüz tebligat şikayetinin kabulü halinde) icra takibinin durdurulmasına karar verileceği düzenlenmiş olup, mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile birlikte icra takibinin durdurulmasına da karar verilmesi doğru bulunmamıştır....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1497 KARAR NO : 2023/464 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/03/2022 NUMARASI : 2021/761 ESAS, 2022/214 KARAR DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ ŞİKAYETİ - YETKİ İTİRAZI - KAMBİYO ŞİKAYETİ KARAR : İzmir 9. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/761 Esas, 2022/214 Karar sayılı dosyasında verilen davanın reddi kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı hakkında İzmir 20....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı ... tarafından borçlu ... aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapıldığı, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; borca itirazları ile birlikte ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek takibin iptali ile hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece, usulsüz tebligat ve geçersiz senetle yapılan takibin iptaline karar verildiği görülmektedir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince; tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise...
Davalı alacaklı T3 tarafından davacı borçlu T1 aleyhine, hak ediş alacağı sebebine dayanarak ilamsız icra takibi yapılmış, davacıya 09/10/2018 tarihinde ödeme emri tebliğ edilmiş, 06/12/2018 tarihinde açılan dava ile usulsüz tebligatın iptali ile yeniden tebligat yapılması istenilmiş, mahkemece şikayetin kabulü ile tebligat tarihinin 06/12/2018 olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Davacı vekili usulsüz tebligat nedeniyle tebliğ işleminin iptali ile yeniden tebligat çıkartılmasına karar verilmesi gerektiğini iddia ederek istinaf başvurusunda bulunmuştur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile TK'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ tarihinin, öğrenme tarihine göre düzeltilmesine karar verilmesi gerekir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre; davacı şirket aleyhine ilamsız icra takibine gidildiği, davacı tarafın usulsüz tebligat şikayetinde bulunduğu, davacının aktif elektronik tebligat adresi bulunduğunu bu nedenle elektronik tebligat yapılması gerektiğini söyleyerek ödeme emri tebliğ tarihinin 23/08/2021 olarak düzeltilmesi için şikayette bulunduğu, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde de belirtildiği üzere ödeme emri tebliği tarihi itibariyle KEP adresinin aktif olduğu, bu nedenle usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne karar verilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı, ayrıca her dava açıldığı tarihteki duruma göre değerlendirileceğinden şikayetten sonra haricen tahsil ile dosyanın infaz olması, usulsüz tebligat şikayetinin esastan incelenmesine engel teşkil etmediği, ayrıca ilk derece mahkemesince istinafa konu kararda davalı aleyhine herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmediği anlaşılmakla istinaf talebinin esastan reddine karar...
iade gelen ödeme emri tebligatı ile Tebligat Kanunu'nun 35.maddesine göre yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu gerekçesiyle şikayetin kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık, kamu görevini usulsüz üstlenme HÜKÜM : Asıl karar: Dolandırıcılık suçundan TCK.nın 157/1, 52/2, 53, 58 maddeleri gereğince mahkumiyet Kamu görevini usulsüz üstlenme suçundan TCK.nın 262/1, 53, 58 maddeleri gereğince mahkumiyet EK KARAR : Temyiz isteminin reddi Dolandırıcılık ve kamu görevini usulsüz üstlenme suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler ile temyiz isteminin reddine dair ek karar, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10. maddesi uyarınca “tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır” hükmü ile 6099 sayılı Kanun'la yapılan değişiklik sonucunda anılan maddeye eklenen” bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya...
Mahkemece, toplanan delillere göre; icra takibi nedeniyle henüz borçluya tebligat yapılmadan borcun ödendiği, alacaklının ödemeyi itirazi kayıtsız kabul ettiği, gönderilen ilk tebliğ evrakının borçluya ulaşmasına rağmen borçlunun tebellüğden imtina ettiği iddiasının ispatlanamadığı, ödeme emrinin tebliğinden önce yapılan ödeme ile borcun sona erdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 10.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....