halinde evrakları resen düzenlemesi işverene tebligat yapılması ve borç için 1 ay üniteye itiraz hakkı tanıması gerektiğini, davacıya böyle bir tebligat yapılmadığını, bunun da hukuka aykırı olduğunu, borca konu kişilerin şirket kadrosunda çalışırken aynı zamanda tevhit karşılığında hizmet verdiğini, tevhit karşılığı alınan hizmet ödemelerinin ssk primine dahil edilmediğini belirterek, dava konusu ödeme emrinin iptali ve itirazi kayıt ile ödenen 15.949,81 TL nin ödeme tarihinden itibaren ticari işlere uygulanan faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
- K A R A R - Davalı Şirket adına çıkarılan dava dilekçesinin tebliğine ilişkin davetiyede 'birlikte çalıştığını beyan eden işçisi ’ ne tebligat yapıldığı , tebliğ işleminin Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliği'nin 21. maddesi hükümlerine aykırı olup, usulsüz olduğu, davalı şirkete ilk yapılan tebligatın usulsüz olması ,usulsüz tebligata ilişkin olarakta Teb.K 35. maddeye göre tebligat yapılamayacağı ,mahkemece karar tebliğinin davalı şirketin ticaret sicil adresi getirtilerek bu adrese normal tebligat yapılması ,bila tebliğ halinde ise Teb. K. 35 e göre tebligat yapılarak eksikliğin giderilmesi için dosyanın mahalline geri çevrilmesine,diğer hususların dosya yeniden ikmalen geldikten sonra incelenmesine, 21/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
e yapılan ödeme emrine ilişkin tebligatın, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereğince yapıldığı, ancak Tebligat Kanunu'nun 23/8. maddesi uyarınca, tebligatın adres kayıt sistemindeki adrese yapılması durumunda buna ilişkin kaydın tebliğ evrakı üzerine yazılması zorunlu olduğundan ve şikayete konu 25.12.2015 tebliğ tarihli ödeme emri tebliğ evrakında bu kaydın bulunmadığı anlaşıldığından tebliğ işlemi usulsüz olup, başvuru bu hali ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayetidir. Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince; tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Öte yandan, borçlunun kendisine gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması gereklidir (HGK'nun 05/06/1991 tarih ve 91/12-258 E., 91/344 K. sayılı kararı)....
Bu hükme göre, usulsüz bir tebligat, mutlaka geçersiz olmayıp, usulsüz tebligatı, muhatabının öğrenmesi halinde, bu öğrenme tarihi itibarı ile hüküm doğurur. Anılan maddeden kaynaklanan usulsüz tebligat şikayetinde bulunma hakkı ise, tebligatın muhatabına aittir. Tebligatın usulüne uygun yapılıp yapılmadığı hususu, yalnızca ilgilisinin icra mahkemesi nezdinde İİK'nun 16/1. maddesi kapsamında yapacağı şikayet üzerine mahkemece incelenebilir. İcra mahkemesi, açıkça ileri sürülmedikçe tebligat usulsüzlüğünü re'sen nazara alamayacağı gibi, icra dairesi de, tebligatın usulsüz olduğunu belgeleyen icra mahkemesi tarafından verilmiş bir karar getirilmediği sürece, tebligatın usulsüz olduğunu kendiliğinden dikkate alamaz. Hal böyle olunca, icra dairesince; ödeme emri tebliğinin usulsüz yapıldığından bahisle, borçlunun takipten itiraz tarihinde haberdar olduğu kabul edilerek, takibin durdurulması yönünde işlem tesis edilmesi doğru değildir....
Bu hükme göre, usulsüz bir tebligat, mutlaka geçersiz olmayıp, usulsüz tebligatı, muhatabının öğrenmesi halinde, bu öğrenme tarihi itibarı ile hüküm doğurur. Anılan maddeden kaynaklanan usulsüz tebligat şikayetinde bulunma hakkı ise, tebligatın muhatabına aittir. Tebligatın usulüne uygun yapılıp yapılmadığı hususu, yalnızca ilgilisinin icra mahkemesi nezdinde İİK'nun 16/1. maddesi kapsamında yapacağı şikayet üzerine mahkemece incelenebilir. İcra mahkemesi, açıkça ileri sürülmedikçe tebligat usulsüzlüğünü re'sen nazara alamayacağı gibi, icra dairesi de, tebligatın usulsüz olduğunu belgeleyen icra mahkemesi tarafından verilmiş bir karar getirilmediği sürece, tebligatın usulsüz yapılmış olduğunu kendiliğinden dikkate alamaz. Hal böyle olunca, icra dairesince; ödeme emri tebliğinin usulsüz yapıldığından bahisle takibin kesinleşmemiş olduğu kabul edilerek, buna göre işlem tesis edilmesi doğru değildir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ödeme emrinin 10/03/2021 tarihinde TK'nın 35. maddesine göre tebliğ edildiğini, yasal süresi içinde takibin iptalinin talep edildiğini, takibe dayanak çeklerden 26/01/2019 keşide tarihli, 48.000,00 TL bedelli çekin bankaya ibraz edilmediğini, bu yüzden bu çekin kambiyo senedi vasfında olmadığını ve kambiyo senetlerine özgü yolla takip yapılamayacağını, kamu düzenine ilişkin bu hususun icra müdürlüğü ve mahkemece re'sen dikkate alınması gerektiğini, mahkemece yetki itirazının görmezden gelindiğini ve usulsüz tebligat konusunda da bir karar verilmediğini, takip dosyasında yapılan tebligatın usule uygun olup olmadığını mahkemenin re'sen dikkate alması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, kambiyo senetlerine özgü takipte yeki itirazına ve kambiyo şikayetine ilişkindir. İzmir 13....
e 27.08.2020 tarihinde tebliğ işlemi anında borçlunun evinde bulunmadığı veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde olduklarına ilişkin araştırma ve şerh bulunmadığı, tebliğ işleminin 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. ve 13. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliğinin 21. maddesine aykırı olduğu, borçlunun usulsüz tebliği daha önce öğrendiği yazılı belge ile ispatlanamadığından Tebligat Kanunu 32. maddesi gereğince usulsüz tebliğe muttali olduğunu beyan ettiği 24.01.2021 tarihinin tebliğ tarihi olduğu, satış kararının iptaline dair şikayet hakkında ise satış gerçekleşmiş olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, kıymet taktir raporu tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak beyan edilen 24.01.2021 olarak düzeltilmesine, ihale yapıldığından satış kararına ilişkin şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
bu yapılan usulsüz tebligat sebebiyle haksız haciz işlemleri uygulanmıştır....
Ve 35/7 maddeleri uyarınca tebligat memuru muhatabın tevziat saatlerinden sonra geleceğini tespit ettikten sonra tebligatı mahalle muhtarına yapıp, 2 nolu haber kağıdını kapıya yapıştırıp, komşuyu durumdan haber ederek haberdar edilen komşunun isminin tespit edilerek tebliğ mazbatasına geçirmesi, imzadan imtina edilmesi halinde bu durumu yazarak kendisinin imzalaması gerektiğini, ancak somut olayda tebligat memuru tarafından yapılan tebligat işleminde kime haber verilip verilmediği tebliğ mazbatasında belirtilmeyerek usulsüz bir tebligat yapıldığını, yapılan bu tebligat işleminden herhangi bir komşuya haber verilip verilmediği de anlaşılamadığını, bütün bu açıklamalar ve Yargıtay kararları uyarınca somut olayda müvekkiline yapılan tebligat işleminin haber verildiği komşunun tespit edilmemesi sebebiyle yapılan tebligat işlemi usulsüz olup hukuka aykırı olduğunu, ayrıca tebligat memuru Tebligat Kanunu m.21/1'e göre tebligat yaparken Tebligat Kanunu ve Tebligat Yönetmeliği hükümleri uyarınca...
İCRA HUKUK MAHKEMESİ'nin 04/09/2020 tarih, 2020/359 Esas ve 2020/543 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA; 2- Usulsüz tebligat şikayetinin KABULÜ İLE; İstanbul Anadolu 2....