Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

O halde usulsüz tebligat şikayeti yönünden verilen kararda herhangi bir isabetsizlik olmadığı görülmüş, ancak borca itiraz yönünden takibin şekline göre karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken bu talep yönünden herhangi bir hüküm kurulmaması yerinde değil ise de, istinafa gelen tarafın sıfatı nazara alındığında bu durum eleştirilmekle yetinilmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulması kanısına varılmıştır....

/02/2022 tarihinde haberdar olduğunu, müvekkiline icra dosyasından yapılan tebligatın usulsüz olduğunu belirterek usulsüz tebligat nedeni ile ödeme emrinin tebliğ tarihinin 10/02/2022 tarihi olarak kabulü ile tüm hacizlerin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Dairemizce yapılan değerlendirmede: her ne kadar davacı tarafından dava dilekçesinin sonuç kısmında gecikmiş itiraz isteminin kabulüne karar verilmesi talep edilmiş ise de; dava dilekçesi kül halinde değerlendirildiğinde HMK'nun 33 maddesi gereğince hukuki tavsif hakime ait olduğundan iş bu dava usulsüz tebligat şikayeti olarak nitelendirilmiş olup, yapılan incelemede; Tebligat Kanunun 16. maddesine göre; "Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır." düzenlemesi ile muhataba bizzat yapılamadığı durumlarda kimlere tebligat yapılacağı düzenlenmiştir. Usulüne uygun yapılan tebligatlarda komşuya, yöneticiye, yada kapıcıya haber verilmesine gerek olmadığı gibi davacının dava dilekçesinde bahsettiği üzere TK 21/2'ye göre tebligat yapılması için gerekli şartların oluşmadığı görülmüştür....

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte açılan imzaya ve borca itiraz davası olduğunu, mahkemece 2019/174 Esasına kayden görülen davanın usulsüz tebliğ şikayeti dışındaki talepler yönünden tefrik edilerek yeni bir esasa kaydedildiğini, usulsüz tebligata ilişkin kararın kesinleştiğini, önceki dosyanın yargılaması sırasında 29/04/2019 tarihli duruşmada müvekkilinin hazır bulunmasına rağmen istiktap tutanağının düzenlenmediğini, dosyanın tefrik edilmesinden sonra müvekkiline imza örneği vermesi için İİK.nun 68/a maddesindeki koşulları içerir tebligat çıkarılmadığını, müvekkiline tebligat çıkarılmadan davanın usulden reddine karar verilemeyeceğini, ayrıca mazeret dilekçesi sunulduğu ve mazeret belgelendirildiği halde mazeretin dikkate alınmamasının usule aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının bozulmasını mutazammın 09.06.2015 tarih, 2015/11976 E-16082 K. sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından keşideci borçlunun ölümü üzerine mirasçıları aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, borçlu mirasçıların ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini belirterek İcra Mahkemesine başvurularında usulsüz tebligat şikayeti ile beraber imzaya da itiraz ettikleri anlaşılmaktadır....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davacı borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusunda, ödeme emri tebligatının usulsüz tebliğ edildiğini, 30/10/2018 tarihinde icra dosyasından haberdar olunduğunu, müvekkilinin borcu bulunmadığını, müvekkilinin taşınmazı üzerindeki haczin haczedilmezlik kuralı gereği kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği, mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda davanın süre yönünden reddine karar verildiği, karara karşı davacı borçlu vekilinin istinaf yoluna başvurduğu, dava dilekçesinde takipten 30.10.2018 tarihinde haberdar olunduğunun belirtildiği, dava tarihinin 08.04.2019 olduğu dikkate alındığında, usulsüz tebligat şikayetinin yasal 7 günlük süreden sonra yapıldığı, usulsüz tebligat şikayeti süresinde yapılmadığı için borca itirazın da süresinde olmadığı, haczedilmezlik şikayeti yönünden yapılan incelemede takip dosyasında davacı adına çıkartılan İİK 103....

    Ancak, davacı ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmüş ise, imzaya ve borca itirazın süre yönünden reddedilebilmesi için öncelikle davacının usulsüz tebliğ şikayeti ön sorun olarak incelenmeli, tebliğin usulüne uygun olduğu tespit edildiği takdirde usulsüz tebliğ şikayeti ve dava süre yönünden reddedilmelidir. Tebliğin usulüne uygun olmadığı ve davanın TK'nın 32. maddesi uyarınca öğrenmeden itibaren yasal süresi içerisinde açıldığının tespit edilmesi halinde ise, ödeme emrinin tebliğ tarihi düzeltilerek davacının imzaya ve borca itirazları değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmelidir....

    Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu iddiası İİK.nun 16. maddesi kapsamında şikayet olup açıkça ve delilleriyle ileri sürülmesi gerekir (HGK'nun 27.01.2010 tarih 2009/12-539 E.,2010/16 sayılı kararı). Somut olayda borçlunun icra mahkemesine verdiği dilekçesinde kendisine gönderilen ödeme emri tebligatının usulsüz olduğuna dair açık bir iddiası bulunmamaktadır. Şikayet dilekçesinde yer alan: "ödeme emrinin muhtara bırakıldığı, ödeme emrinden 21.09.2015 tarihinde haberdar olunduğu" şeklindeki beyanlar usulsüz tebligat şikayeti olarak yorumlanamaz. Zira tebligat usulsüzlüğü ayrıca, açıkça ve delilleriyle ileri sürülmüş değildir. O halde yöntemine uygun olarak açıkça ve delilleriyle ileri sürülen bir tebligat usulsüzlük şikayeti bulunmadığı halde mahkemece hukuki tavsifte hataya düşülerek 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uygulanmak suretiyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

      Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki şikayet ve gecikmiş itiraz yargılamasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince usulsüz tebligat şikayeti ve gecikmiş itiraz talebinin derdestlik sebebiyle dava şartı yokluğundan reddine, sair şikayetlerin ise süre yönünden reddine karar verilmiştir. Kararın borçlu vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı borçlu vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

        İcra Hukuk Mahkemesi'nce, davanın icra takibinde yapılan kıymet takdirine itiraz niteliğinde olduğu, davacının bununla birlikte kıymet takdiri tebligatının usulsüz tebliğ edildiğini de ileri sürdüğü, kıymet takdirine itiraz davasına bakan mahkemece raporun usulsüz tebliğ edildiği iddiasını da inceleyerek bu iddiayı yerinde görür ise itirazın esası yönünden inceleme yapması gerektiği, itiraza konu kıymet takdir raporunun Mersin 3. İcra Dairesi’nin 2020/40 Talimat sayılı dosyası üzerinden aldırıldığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Mersin 1....

          UYAP Entegrasyonu