Mahkemece davacının borca ve ferilerine itirazları yönünden herhangi bir inceleme yapılmadığı göz önüne alındığında dairemizce yapılan incelemede takibe konu asıl alacak yönünden istenilen işlemiş faiz oranının yasal sınırlar içerisinde kaldığı, davacının İİK 169/a maddesi gereğince borçlu olmadığına ilişkin iddialarını yazılı delillerle ispatlayamadığı anlaşılmakla, davacının borca ve ferilerine itirazları yerinde görülmemiştir. Davalının istinaf istemine yönelik olarak mahkemece imzaya itiraz edilen ve bilirkişi incelemesi yapılan 155.000 TL'lik senede ilişkin asıl alacak ve ferileri yönünden takibin durdurulmasına, sair senetlere ilişkin borca ve ferilere itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, takibin tümü yönünden imzaya itirazın kabulüne yönelik karar isabetsizdir....
Şikayetçi vekili istinaf başvurusunda özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, ödeme emrinin tebliğ tarihinin dilekçelerinde belirttikleri şekilde 25/10/2019 olarak kabul edilmesi gerektiğini, ancak öğrenme tarihi olarak kabul edilen tarihten itibaren yasal süre (7 gün) içinde taraflarınca borca itiraz edilmediğini, bu sebeple meskeniyet iddiası haczedilmezlik şikayeti hakkında karar verilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, 28/10/2019 tarihinde yasal süre içerisinde Eskişehir 6....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takipte, şikayetçi borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvurusunda; örnek 10 ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu, tebligata 25.03.2016 tarihinde muttali olduğunu ileri sürerek imzaya ve borca itiraz ettiği, mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin reddine, diğer itirazlarının ise süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/1. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki...
Somut olay ve iddiaların incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu hakkında Kahramanmaraş İcra Müdürlüğü'nün 2019/20101 Esas sayılı dosyası üzerinden 1 adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, örnek no 10 ödeme emrinin davacı borçluya 09/08/2020 tarihinde tebliğ edildiği, akabinde davacı borçlu icra mahkemesine başvurarak usulsüz tebligat, borca ve imzaya itiraz etmiştir. Davacı borçlunun usulsüz tebligat şikayetinin incelenmesinde; örnek no 10 ödeme emrinin davacı borçlunun '' İsmetpaşa mah, Şeyhadil cad, No:36/A Dulkadiroğlu/K.MARAŞ'' adresine çıkarıldığı, adresin kapalı olduğu, muhatabın dışarıda olduğunu beyan eden mazbata üzerinde ismi okunamayan şahıstan muhatabın sorulduğu, muhatabın çarşıya gittiği hususunun beyan edildiği, komşunun imzadan imtina ettiği, 2 nolu haber kağıdının kapıya yapıştırıldığı ve tebligatın mahalle muhtarına 09/08/2020 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla başlatılan takibe karşı borçlunun, usulsüz tebligat şikayeti ile borca itiraz ve diğer şikayetlerini ileri sürerek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, istemlerin reddine karar verildiği görülmüştür....
Davacının beyanları incelendiğinde; tebliğ tarihinde tatilde bulunduğunu, şehir dışında bulunması nedeniyle haber alır almaz Marmara Adası İcra Müdürlüğü aracılığıyla itiraz ettiğini ancak itiraz süresini bir gün kaçırdığını ve takibe devam edildiğini beyan etmiştir. Ödeme emrinin yapılan incelemesinde; 06.08.2019 tarihinde adreste muhattabın bulunmaması nedeniyle komşusunun muhattabın tatilde olduğu beyanı üzerine ödeme emrinin muhtara teslim edildiği anlaşılmıştır. Anılan tebligatta muhatabın tatilde olduğu belirtildiğinden tevzi saatlerinden sonra adrese dönüp dönmeyeceği netlik kazanmamış olup, tebligat TK'nun 21/1 maddesine ve tebligat yönetmeliği uyarınca usulsüzdür. Borçlunun 20.08.2019 tarihinde Marmara Adası İcra Müdürlüğü aracılığıyla borca itiraz etmesi nedeniyle şikayetçi borçlunun usulsüz tebligattan en geç 20.08.2019 günü itibariyle haberdar olduğu anlaşılmaktadır....
Ancak borçlu usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte takipten haberdar olduğu düzeltilen tebliğ tarihine göre yasal 7 günlük itiraz süresi içerisinde takibe ve borca itiraz sunmamış ise 7 günlük sürenin dolmasıyla borçlu hakkında takip işlemlerine devam edilir, bu kapsamda borçlu hakkında haciz uygulanabilir. Eğer icra mahkemesince ödeme emrinin borçluya usulsüz tebliğ edildiğine kanaat getirilerek tebliğ tarihinin düzeltilmesi yerine ödeme emrinin iptaline karar verilmiş ise, takibin kesinleşmesi; ödeme emrinin borçluya yeniden ve usulüne uygun tebliğini gerektirdiğinden ve ödeme emrinin iptali kararı ile birlikte takip kesinleşmemiş sayılacağından, İİK.nun 78. Maddesi uyarınca alacaklının henüz haciz isteme hakkı doğmamış kabul edileceğinden, bu sebeple hacizler usulsüz hale geleceğinden, icra mahkemesinin özellikle iptale yönelik kararının infazı için kesinleşmesi gerekmediğinden borçlu hakkında uygulanan hacizlerin kaldırılması gerekir....
, borca ve tüm ferilerine itiraz ettiğini şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin 20/05/2018 tarihi olarak kabul edilmesini talep etmiştir....
Dairemizin 15/06/2021 tarih 2020/1311 Esas 2021/1273 Karar sayılı ilamı ile davacı şirket adına çıkartılan ödeme emri tebligatının evrakı almaya yetkili olup olmadığı belirlenmeyen çalışan Hüseyin Gümüşel'e yapılan tebliğ işleminin Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliği'nin 21. maddesi hükümlerine aykırı ve usulsüz olduğu, davacının diğer itirazlarının incelenmesi gerektiği gerekçesi ile kararın kaldırılmasına karar verilmesinden sonra davacının imzaya itirazının kabulüne karar verilmiş, davalı tarafça tebligat usulsüzlüğü yönünden istinaf başvurusunda bulunulmayarak borca ve imzaya itiraz yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Mahkemenin imza itirazının kabulü yönünden gerekçeli kararında açıkladığı "Ankara 41. Noterliğince düzenlenen 12/02/2016 tarih 04941 yevmiye sayılı Adi Ortaklık Sözlemesinin 6. maddesi ile; adi ortaklığı Akif Kemal Aker ve Bahadır Ersagun Evci münferiden temsile yetkili kılınmıştır. Ankara 41....
İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ve borca itirazdan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne ve diğer talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kararın davalı alacaklı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....