İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının tebligatın usulüne uygun yapılıp yapılmadığından habersiz olduğunu, müvekkilinin takipten 06/07/2020 tarihinde haberdar olduğunu ve 08/07/2020 tarihinde de borca ve imzaya itiraz şeklinde kendi el yazısıyla itirazda bulunduğunu, davacının muhtara yapılan tebligatın 02/07/2020 tarihinde yapıldığından haberi olmadığını, bu sebeple de süresi içerisinde usulsüz tebligata itirazda bulunmadığını, yapılan tebligatta açık usulsüzlük olduğunu, normal tebligat yapılmadan, TK 21/2'ye göre tebligat yapılamayacağını, bunun açık bir usulsüzlük olduğunu ve müvekkilinin de bundan haberi olmadığını, yapılan tebligatın usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği incelenmeden, davacının bu yönde herhangi bir beyanı alınmadan yapılan bu değerlendirmenin usul ve yasaya aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne, takibe konu olan bonodaki imzanın müvekkiline ait olmaması ve müvekkilinin...
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/09/2020 NUMARASI : 2020/314 ESAS, 2020/106 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, İstanbul Anadolu 23.İcra Müdürlüğü 2020/13259 E. sayılı dosyası ile müvekkili hakkında icra takibinde bulunulduğunu, icra takibinden ödeme emri tebliğ edilmeden yeni haberdar olduklarını, takibe konu bonodaki imzanın müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek imzaya ve borca itirazda bulunulmuştur....
, çekin icra kasasında da olmadığını ileri sürerek şikayetlerinin, borca ve fer'ilere itirazlarının kabulü ile takibin iptaline, tazminata ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine, 10/08/2018 düzenleme, 15/09/2018 vade tarihli, 55.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatılmış, davacıya 18/03/2019 tarihinde ödeme emri tebliğ edilmiş, 06/05/2019 tarihinde açılan dava ile tebligat tarihinin 30/04/2019 tarihi olarak düzeltilmesi ve borca itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına karar verilmesi istenilmiş, mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, borca itirazın reddine karar verilmiştir. Davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, tebligat tarihinin düzeltilmesine yönelik bir istinaf talebi bulunmamaktadır. Düzeltilen tebliğ tarihine göre borca itiraz süresindedir....
İcra Müdürlüğü'nün usulsüz tebligatı inceleme yetkisi olmadığından dolayı itiraz ve şikayeti kabil olmak üzere 30.10.2020 tarihinde taleplerinin reddine karar verdiğini, söz konusu icra dosyasına taraflarınca 28.10.2020 tarihinde vekalet sunulmuş olup yine aynı tarihte vekalet harcı yatırıldığını, 18.11.2020 tarih ve saat diliminden sonra icra dosyası içeriğinden bilgi sahibi oluklarını, usulsüz tebligat ve usulsüz tebligata bağlı diğer itirazlarının icra müdürlüğünce itiraz ve şikayeti kabil olmak üzere reddedildiğinin 18.11.2020 tarihinde öğrenildiğini, 7 günlük şikayet süresinin bu tarihten başlatılması gerektiğini, müvekkiline ödeme emrinin Tebligat Kanunun 21. maddesine göre usulsüz olarak tebliğ edildiğini belirterek, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulüne karar verilmesini istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davacı vekilinin icra mahkemesine başvurusunda, Bakırköy 11....
İİK'nun 65. maddesinde koşulları belirlenen gecikmiş itiraz, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması halinde, muhatabın bir engel nedeni ile süresi içinde takibe itiraz edememesi durumunda başvurulacak bir yoldur. Usulsüz tebligatta ise, tebligat usulüne uygun olarak yapılmamış olup, tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurulur. Böyle bir durumda, mahkemece yapılacak iş, tebliğ işleminin 7201 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak yapılıp yapılmadığının incelenmesi ve tebligatın usulsüz olduğunun saptanması halinde de aynı Kanunun 32. maddesi gereğince öğrenme tarihine göre tebliğ tarihinin düzeltilmesinden ibarettir. Somut olayda, borçlu vekilinin icra mahkemesine 30.12.2015 tarihinde yaptığı başvuruda, gecikmiş itiraz sebebi olarak bildirilen borçlunun hastanede yatışı sebebiyle engelin 28.10.2015 tarihinde kalkmış olmasına rağmen yasal üç günlük süre içerisinde gecikmiş itirazda bulunulmadığı anlaşılmıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Dava, kambiyo senetlerine özgü takipte usulsüz tebligat şikayeti ile borca itiraza ve kambiyo şikayetine ilişkindir. Tebligat Kanunu'nun 39. maddesinde; ''Bu Kanun hükümlerine göre kendilerine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak alakaları varsa muhatap namına kendilerine tebliğ yapılamaz'' hükmüne yer verilmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 31/03/2015 NUMARASI : 2015/45-2015/304 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu hakkında çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte, borçlu icra mahkemesine başvurusunda usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte imzaya ve borca itirazda bulunmuş, mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin reddine diğer itirazların ise süreden reddine karar verildiği anlaşılmıştır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre; hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır....
Usule aykırı tebliğin hükmü ise; Tebligat Kanunu'nun 32. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 53. maddelerinde düzenlenmiş olup, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise geçerli sayılıp, hakkındaki takipten daha evvel haberdar olduğuna dair bir delil bulunmaması halinde muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Bu durumda, mahkemece, borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu gözetilerek, borçlunun usule aykırı tebliği öğrenme tarihi olarak beyan ettiği 11.06.2015 tarihinin ödeme emrinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine karar verilerek, imzaya ve borca itiraz yönünden işin esasının incelenmesi gerekirken davanın süreden reddi isabetsizdir....
Mahkemece; Takibe konu edilen senetteki imzanın borçlunun eli ürünü olmadığının Aydın Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliği'nin raporu ile sabit olduğu, raporun dosya kapsamı ile uyumlu ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, imzaya itiraza yönelik davanın kabulü ile takibin durdurulmasına, yasal şartları oluşmadığından tazminat ve para cezasına hükmolunmasına yer olmadığına, usulsüz tebliğ şikayeti yönünden şikayetin kabulü ile öğrenme tarihinin 14/11/2019 olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Davalı davacının takipten önce takipten haberdar olduğunu, rapor itirazları nedeniyle adli tıptan rapor alınmadan verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir....