Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu haliyle meşruhattaki ''gittiği'' ifadesi ile muhatabın adreste bulunmadığı tespit edilerek tebellüğe ehil olduğu belirtilmek suretiyle davacının annesine yapılan ödeme emri tebliğ işlemi Tebligat Kanunu'nun 16. maddesi ile Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 25. maddesine uygun olduğu anlaşıldığından tebligat usulsüzlüğüne yönelik şikayetin reddine karar verilmiştir. Ödeme emrine yönelik şikayet ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük süreye tabidir. Ödeme emrinin davacı/borçluya 07/11/2019 tarihinde tebliğ edildiği tebliğ tarihinin düzeltilmesi talebi de yerinde görülmediğinden şikayetin yasal yedi günlük süre geçtikten sonra yapıldığı anlaşıldığından bu yöndeki şikayetin süre aşımından reddine karar verilmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, Tebligat usulsüzlüğüne yönelik şikayetin reddine, Ödeme emrine yönelik şikayetin süre aşım nedeniyle reddine karar verilmiştir....

Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; takip talebinde genel haciz yolu ile takip talep edildiğini, takip dosyasında bir örneği bulunan ve borçluya gönderilen ödeme emrinin örnek 7 olduğunu, borçlunun itirazlarını icra müdürlüğüne yapması gerektiğini, mahkemenin takip dosyasındaki imzalı ve mühürlü ödeme emrini ve takip talebini yok sayarak borçlunun talebi bulunmadığı halde, takip türünü değiştirerek ödeme emrini iptal ettiğini, senet üzerinde yazan adrese ödeme emri tebliğ edildiğini, ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına, davanın tamamen reddine karar verilmesini, şayet tebligatın usulsüz olduğu kanaatine varılıp da dava tamamen reddedilmeyecek olursa, sadece usulsüz tebligatın iptali ile tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

Davacı borçlu vekili istinaf başvurusunda özetle; takibin şekli farketmeksizin ödeme emrinin vekile tebliği gerektiğini, asile ödeme emri gönderilmesinin usulsüz olduğunu, lehlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına, ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Başvuru, ödeme emrinin vekil varken asile tebliğ edilmesi nedeniyle iptali talebi, bu talebin kabul edilmemesi/aksi kanaatte olunması halinde ise usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, borçlunun, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile birlikte, takibe dayanak yapılan senetteki imzanın kendisine ait olmadığını, çekin kambiyo vasfının bulunmadığını ileri sürerek takibin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, usulsüz tebligat şikayeti incelenmeksizin icra takibinin itiraz eden borçlu açısından iptaline karar verildiği görülmektedir....

    23.09.2020 tarihinde yeniden bir ödeme emri düzenlendiğini, bu ödeme emrinde asıl alacak miktarının 691.718,20 TL, işlemiş faizin 47.425,34 TL olarak değiştirildiğini, birinci ve ikinci ödeme emrinin müvekkili şirketin adresine gönderildiğini ancak tebliğ edilemeyerek son düzenlenen ödeme emrinin normal tebligat yapılmadan müvekkili şirketin adresine Tebligat Kanununun 35. maddesi uyarınca tebliğ edildiğini, alacaklı tarafın sehven ve maddi hata kelimelerini kullanarak alacağın 69.178,20 TL’nin üzerindeki kısmından feragat ettiğini, icra müdürlüğünce azaltılan talebi yeniden artırarak yeni bir ödeme emri düzenlenip tebliğe çıkartılmasının yasaya aykırı olduğunu iddia ederek 23.09.2020 tarihli ödeme emrinin iptaline, Tebligat Kanununun 35. maddesi uyarınca yapılan tebligatın usulsüzlük nedeni ile iptaline, tebliğ tarihinin 16.04.2022 olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

      Somut olayda, borçluya ödeme emrinin 03.12.2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun yasal 5 günlük süreden sonra 24.11.2014 tarihinde icra mahkemesine başvurarak imzaya ve borca itiraz ettiği, başvurusunda usulsüz tebligat şikayetinde de bulunmasına rağmen mahkemece bu hususların gözardı edilip imzaya itirazın esastan incelenerek sonuca gidildiği görülmektedir. Mahkemece öncelikle usulsüz tebligat şikayeti yönünden inceleme yapılmalıdır. Ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edildiği sonucuna varılması halinde imzaya ve borca itirazın süre yönünden reddi, ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunun tesbiti halinde ise, TK'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihi düzeltilerek, buna göre itiraz sürede ise işin esasının incelenmesi, aksi takdirde istemin süreden reddi gerekir. O halde mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda inceleme yapılarak sonuca gidilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

        ilgisinin bulunmadığını iddia ederek ödeme emrinin iptali ile icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        konmamasının hukuka aykırı olduğunu ve ödeme emrinin iptalini gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını ve ödeme emrinin iptalini istemiştir....

        İlk derece mahkemesince; ödeme emrinin iptali talebinin reddine, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile ödeme emrinin tebliğ tarihinin 29/12/2021 olarak düzeltilmesine, Bursa 6. İcra Müdürlüğü'nün 2021/11579 esas sayılı dosyasına davacı tarafından yapılan borca itirazın süresinde olduğunun kabul edilerek, müdürlük tarafından gerekli işlemlerin yapılmasına, dosyada bulunan hacizlerin kaldırılmasına, dair karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı; davacı vekili yasal süresi içerisinde istinaf talebinde bulunmuş, gerekli harçlar yasal süresinde yatırılmıştır....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE İcra dosyasının incelenmesinde; davacı hakkında bir adet bonoya dayalı ilamsız icra takibi başlatıldığı ve örnek 7 nolu ödeme emrinin düzenlendiği, ödeme emrinin borçluya tebligat kanunu 21/2 maddeye göre mernis adresine gönderildiği ve tebliğ edildiği, borçlunun icra dosyasına 01/07/20109 tarihinde başvurarak borca yönelik itirazları sunduğu anlaşılmaktadır. Borçlu dava dilekçesiyle de sabit olduğu üzere öncelikle ödeme emrinin iptalini talep etmiş aksi takdirde usulsüz tebliğ şikayetlerinin kabulünü istemiştir. Mahkeme usulsüz tebliğe yönelik şikayeti kabul etmemiş ancak ödeme emrinin iptaline yönelik şikayeti örnek 7 ile takip başlatılmasına rağmen ödeme emri tebligat parçasında örnek 10 yazılı olduğundan bahisle kabul etmiştir. Ödeme emrinin tebliğ edildiği adres mernis adresi olup bu yönde yanlar arasında bir tartışma olmadığı gibi uyap kayıtları ile de bu husus teyit edilmektedir....

        UYAP Entegrasyonu