Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı T1 istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Teb.K.nun 21/2 maddesi şerhi ile yapılan tebligatta, kime sorularak ve nasıl bir araştırma yapılarak "tanınmıyor" şerhi düşüldüğünün tespitinin mümkün olmadığını, Teb.K.nun 21/2. Maddesinde belirtilen usulün uygulanmadığını, yapılan tebliğ işleminin hukuka aykırı olduğunu, tebliğ mazbatasının aslının bulunmadığını, Uyap ortamına aktarılan tebliğ mazbatasının da renkli olmadığını, ilgili tebligat evrakının açık mavi renkli kağıda basıldığını gösteren emare olmadığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını, tebligatın usulsüz olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık; Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte usulsüz tebligat şikayeti, yetkiye ve imzaya itiraz niteliğindedir. Mersin 4. İcra Müdürlüğünün 2017/6936 sayılı takip dosyasının incelenmesinde; Alacaklı T3 vekilince borçlular T1 ile dava dışı Behçet Candan, Veysel Candan, Muhammed T2 ve Karahisar Pet .... Ltd. Şti....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık, İnegöl İcra Müdürlüğü'nün 2019/6012 Esas sayılı takip dosyasında usulsüz tebliğ şikayeti, imzaya, borca ve ferilerine itiraza ilişkindir. İlk derece mahkemesince dava dosyası davacı tarafın istinafı bakımından istinaf incelemesine gönderilmiş ise de, davacının 31/12/2021 tarihinde süre tutum dilekçesi sunduğu ve gerekçeli kararın tebliğinden sonra gerekçeli istinaf dilekçesini sunacağını beyan ettiği ancak davacıya gerekçeli kararın tebliğ edilmediği anlaşılmıştır. Bu nedenle gerekçeli kararın davacıya usulüne uygun tebliği ve istinaf süresi de beklenildikten sonra dosyanın incelenmesi için gönderilmesi gerektiğinden, tebligat eksikliğinin giderilmesi için HMK'nun 352/1- ç maddesi gereğince dosyanın geri çevrilmesine oy birliğiyle karar verilmiştir....

Davacı aynı zamanda borca ve imzaya da itiraz etmiş ise de, İİK 168. maddesi gereğince bu başvurunun 5 gün içerisinde yapılması gerekmekte olup bu süre hak düşürücü süre olduğundan ve davacı tarafça 5 günlük yasal itiraz süresi geçtikten sonra itirazda bulunulduğundan itirazın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Ayrıca İİK da şikayete ilişkin hükümlerde tazminat düzenlemesi bulunmadığından ve borca ve imzaya itiraz esasa girilmeden reddedildiğinden davalı taraf lehine tazminat ve davacı aleyhine para cezası takdir edilmemiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Usulsüz tebligata ilişkin şikayetin REDDİNE, Davacının borca ve imzaya itirazlarının süre aşımı nedeniyle REDDİNE, Yasal şartları bulunmadığından davacı aleyhine para cezası ve tazminat takdirine yer olmadığına, " karar verildiği görülmüştür....

Ancak takip dosyasında düzenlenen örnek 10 ödeme emri bulunmamakta olup icra müdürlüğünce ilk derece mahkemesine verilen 18/06/2020 tarihli cevapta da tebligat zarfı üzerinde örnek 10 ödeme emri yazılmış ise de, takibe ilişkin ödeme emrinin sehven örnek 7 olarak düzenlendiği, örnek 10 ödeme emri bulunmadığı bildirilmiştir. Takip dosyasından düzenlenen örnek 7 ödeme emrinin alacaklı yanın şikayeti üzerine iptal edildiği de iddia ve ispat edilmediğinden davacı yanın imzaya itirazları hususunda artık dikkate alınması gereken örnek 7 ödeme emridir. İlamsız takip yolunda da borca, yetkiye ve imzaya dair itirazların İİK 62. Maddesi gereğince icra müdürlüğüne yapılması gerektiği açıktır. Davacı borçluya gönderilen ödeme emri tebliğ zarfı üzerinde örnek 10 ödeme emri ekli olduğunun yazılması takip dosyasından düzenlenen örnek 10 ödeme emri bulunmaması karşısında sonuca etkili değildir....

Somut olayda; kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, borçluların, usulsüz tebliğ şikayeti, dayanak belge şikayeti, kambiyo vasfına ilişkin şikayet, imzaya itiraz ve bononun protesto edilmediğine ilişkin şikayet şeklinde itirazlarının bulunduğu görülmektedir....

imzanın ve yazıların müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin davalılara bir borcu olmadığını, herhangi bir ticari ve hukuki ilişkisi olmadığını belirterek öncelikle usulsüz yapılan tebligatın geçersiz sayılarak 28/11/2016 tarihinin tebliğ tarihi kabul edilmesine, süresi içerisinde yapılan itiraz nedeniyle imzalara, borca ve takibe itirazının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, takip borçlusunun ödeme emrinin usulsüz tebliğine, senedin kabiyo vasfına yönelik şikayet ile imzaya ve borca itiraza ilişkindir....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamı itibari ile; Alacaklı tarafından borçlu aleyhine kambiyo takiplerine özgü haciz yolu ile takipte, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürerek tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep ettiği, imzaya itiraz ettiği, mahkemece 19.10.2017 tarihli ara karar ile usulsüz tebligat şikayetin kabulüne karar verilerek öğrenme tarihi olan 22.05.2017 tarihini tebliğ tarihi olarak tespitine, gerekçeli kararında ise imzaya itirazının kabulüne, %20 oranında tazminata ve %10 oranında para cezasına hükmettiği, kararın temlik alan davalı alacaklı vekili tarafından istinaf edildiği anlaşılmaktadır....

İstinaf Sebepleri Müvekkil şirket adresinin tebligat yapılan adres olmadığını, tebligata yarar adres araştırması yapılmaksızın müvekkil şirkete yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, borçlu İsa için usulsüz tebligat şikayeti kabul edilmesine rağmen hacizlerin kaldırılmadığını, takibin durdurulmadığını, müvekkillerin alacaklı olan tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, beyan ederek kararın kaldırılmasını istemiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ......

    GEREKÇE: Dava İİK'nun 170. maddeleri uyarınca uyarınca açılmış kambiyo takibinde imzaya itiraz ve 16, 21 vd. maddeleri uyarınca açılmış ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemine yöneliktir. Dava dilekçesinde açıkça takibe dayanak senetteki imzaya itiraz edilmiş olup, daha sonra yargılama aşamasında ve istinaf başvuru dilekçesinde davacının borca itiraz ile ilgili ileri sürdüğü hususların dar yetkili icra hukuk mahkemesinde değerlendirilmesi usulen mümkün değildir. Yine imzaya itiraz yönünden hükme esas alınan bilirkişi raporu denetime elverişli ve yeterlidir. Kaldı ki davacı da duruşmada alınan beyanında imzasını ikrar etmiştir. Bu itibarla dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilmesine gerek yoktur. Davacının buna ilişkin istinaf nedenleri de yerinde görülmemiştir....

    UYAP Entegrasyonu