WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tebliğ usulsüzlüğüne ilişkin açıkça bir şikayeti olmayan borçlu; İİK.nun 168. maddesinde öngörülen yasal 5 günlük süreden sonra 27.03.2015 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda borca itiraz ettiğini bildirmiştir. İİK'nun 168/ 4-5. maddesi gereğince borçlunun itirazlarını beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekmektedir. Bu durumda mahkemece, açıkça usulsüz tebliğ şikayeti olmayan borçlunun borca itirazının yasal beş günlük süreden sonra yapıldığı nazara alınarak süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek reddedilmesi doğru değil ise de; sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK.'...

    İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince;" Takip dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı tarafça davacı borçlu aleyhinde toplam 26.779,92 TL üzerinden 26/09/2019 tarihinde haciz ve tahliye talebi ile takibe geçildiği, örnek 7 no.lu ödeme emrinin davacı borçlunun "Sahil Mah.Cami Sok.No:23/2 Çiftlikköy/Yalova" adresine tebliğe çıkarıldığı ve muhatabın çarşıda bulunması sebebiyle 02/10/2018 tarihinde muhtara tebliğ edildiği görülmüştür. Uyuşmazlık, ödeme emri tebliğinin usulsüz olup olmadığına ve borca itiraza ilişkindir....

    İcra Müdürlüğünün 2017/399 Talimat sayılı dosyasında yapılan hacizde adı geçen davalılar yönünden kapıya not yapıştırılarak muhtara haber verildiğini, dolayısıyla takipten bu davacıların da haciz tarihinde haberdar olduklarını, ayrıca tebligat T4'un mernis adresine yapılmış olup, tebliğ esnasında Yunus Acan'ın beraber yaşadıklarına dair beyanlarının alındığını, bu şahıslar yönünden de davanın reddi gerektiğini, senedin kambiyo vasfı taşıdığını, hükümle birlikte teminatsız olarak tedbir kararı verilmesinin yerinde olmadığını, ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 16. maddesi uyarınca açılmış usulsüz tebligat şikayeti ile İİK'nun 170/a maddesi uyarınca açılmış kambiyo şikayeti davasıdır. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, davacılar T3 ve T1 Manisa 2. İcra Müd.'...

    İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davaya cevap dilekçesindeki hususları tekrar ederek davanın kabulüne dair kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin usulsüz tebligat şikayetini kabul edip borca itirazını reddettiğini, itirazın değerlendirileceği merci icra dairesi ise bu durumda icra mahkemesinin bu itirazların mahkemece değerlendirmeye alınamayacağından bahisle karar vermesi gerekirken borca itirazın reddine olarak hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, usulsüz tebligat şikayeti kabul edilmesine rağmen aleyhine vekalet ücretine hükmedildiğini, davayı kaybeden tarafça ödenmesi gereken vekalet ücretinin davanın kabulüne rağmen taraflarına yükletildiğini belirterek davalının istinaf başvurusunun reddi ile yargılama gideri vekalet ücreti kısmının düzeltilerek onanmasına karar verilmesini talep etmiştir....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/11/2018 NUMARASI : 2017/1126 ESAS - 2018/948 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (Usulsüz Tebligat Şikayeti) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafın istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü; Davacı dava dilekçesinde özetle; icra müdürlüğünün dosyasından mernis adresine yapılan tebligatın usulsüz olarak tebliğ edildiğini, tebligat parçasının arka yüzünde kendisi ile aynı ikamette yaşamayan birine tebliğ edildiğini telefonla öğrendiğini, bu nedenle tebligatın usulsüz olduğunu belirterek, şikayetin kabulüne öğrenme tarihi olarak daha önce icra dairesine vermiş olduğu itiraz dilekçesinin yazım tarihi olarak kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; şikayetin reddine, takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir....

    Davalı alacaklı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olarak yapıldığını, borçlunun icra dairesine 30/12/2021 tarihinde borca itiraz dilekçesi sunduğunu, itiraz dilekçesinden yaklaşık 3,5 ay geçtikten sonra iş bu şikayeti yaparak tebligat işlemine itiraz ettiğini, dolayısıyla usulsüz tebliğ şikayetinin süresinde olmadığını, ayrıca şikayet edenin borca ve kefalet ilişkisine yönelik beyanlarını da kabul etmediklerini, usulsüz tebligata ilişkin şikayette bu hususların dilekçeye yazılmasına anlam veremediklerini, tüm bu sebeplerle davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir....

    na kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi verilmediğinden adı geçen eski yöneticinin imzaladığı bu bonolardan dolayı site yönetiminin sorumlu olmadığını ileri sürerek takibin iptalini istediği; mahkemece usulsüz tebligat şikayeti kabul edilerek takibin davacı yönünden iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. Borçlunun başvurusu bu hali ile İİK.'nun 168/5. maddesine dayalı borca itiraz niteliğindedir. Bu durumda, itiraz hakkında İİK.'nun 169/a maddesinin uygulanması gerekmekte olup; anılan maddenin 5. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur.” hükmüne yer verilmiştir. O halde, mahkemece; borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken; takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davacı vekilinin icra mahkemesine başvurusunda, müvekkilinin takipten 20/07/2022 tarihinde e devlet üzerinden tesadüfen haberdar olduğunu ileri sürerek; usulsüz tebligat nedeniyle takibin kesinleştirme işleminin iptaline, ödeme emrine, borca, yetkiye, faize ve takibin tüm ferilerine itiraz ile takibin durdurulmasına karar verilmesini talep ettiği, mahkemece şikayetin kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekilinin istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır. Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddeleri uyarınca; yapılacak tebliğ işleminde muhatap adreste bulunmaz ise, adreste bulunmama nedeninin yönetmelikte belirtilen kişilerden beyanının alınması, beyanda bulunan kişinin mutlaka adı ve soyadının ve sıfatının tebligat parçasına yazılması, ayrıca en yakın komşuya haber verilmesi gerekir. Aksi halde yapılan tebliğ işlemi geçersiz olur....

      İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline icra dosyasında gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, takipten 20/09/2019 tarihinde haberdar olduklarını, müvekkilinin icra tehdidi altında borcu ödemek zorunda kaldığını, posta memurunun haber verildiği iddia edilen kişinin ismini tebligat parçasına yazmadığını, imzasının alınmadığını, borca ve yetkiye itiraz ettiklerini söyleyerek ödeme emri tebliğ tarihinin 20/09/2019 olarak düzeltilmesini, yetkiye ve borca yönelik itirazlarının kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi kabul edileceğini, ayrıca dava açmadan önce takibe konu borcun ödendiğini, dosyanın kapatıldığını, bu nedenle itirazın kaldırılması davası açılmayacağından verilen kararın davacı lehine yarar sağlamayacağını söyleyerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

      Dava İİK'nun 16. maddesi kapsamında usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, T.K. 32. maddesine göre tebligatın usulsüz yapılması halinde öğrenme tarihinin tebliğ tarihi sayılmasına, şikayetçinin dava dilekçesinde ödeme emrinden dava dışı takip borçlusu Aydın Öner yönünden borca itiraz ettiklerinde haberdar olduklarını beyan etmesine, icra takip dosyasına göre alacaklı vekili tarafından borçlular T5 ve Ticaret Ltd. Şti. ile Jadem Güzellik Merkezi Kozmetik Ürünleri Gıda Temizlik İnşaat Taahhüt Sanayi ve Tic. Ltd....

      UYAP Entegrasyonu