Her ne kadar mahkemece davacının usulsüz tebliğ şikayeti hakkında bir inceleme yapılmadığı ve bu talebe ilişkin hüküm kurulmadığı görülmüş ise de; davacı tarafından bu eksikliğin istinaf sebebi olarak ileri sürülmediği, davalı tarafından da istinafa gelinmediği anlaşılmakla HMK.nun 355.maddesi gereğince bu yönde bir inceleme yapılmamış ancak eksikliğe işaret etmekle yetinilmiştir. Sonuç olarak dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara ve özellikle istinaf edenin sıfatına ve istinaf sebeplerine göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava ve takip dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından istinaf isteminin esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda; örnek 9 ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini belirterek usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte derdestlik ve borca itiraz ettiği, mahkemece, itiraz ve şikayetin ayrı ayrı reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesinde; "Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen...
Başvuru konusu sair şikayet ve itirazları yönünden: Davacı T2 başvurusunda, takibin dayanağı olan senedin bir nüshasının borçluya tebliğ edilmediği şikayetinin yanında takibe yetkiye imzaya ve borca itirazlar ve sair şikayetlerini de ileri sürerek takibin iptaline karar verilmesini istemiş Mahkemece davacının takibin dayanağı olan belgenin bir nüshasının borçluya tebliğ edilmediği şikayeti kabul edilerek ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir. Buna göre; davacının takibin dayanağı olan belgenin bir nüshasının borçluya tebliğ edilmediği şikayeti kabul edilerek ödeme emrinin iptali kararı sonucu borçluya icra dairesince yeniden kararda belirtilen eksiklikler giderilerek ödeme emri tebliği gerekeceğinden davacı borçlunun icra dairesince gönderilen iptaline karar verilen ödeme emrine dayalı olarak yaptığı borca itirazının ve sair itirazlarının konusu kalmamıştır....
Mahkemesi’nin 14.12.2016 tarih ve 2016/1207 E.-2016/1028 K. sayılı kararı ile usulsüz tebligat şikayeti ve borca itirazın reddine karar verildiği, ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulduğu, ... sayılı kararı ile istinaf başvurusunun kesinlik sınırı nedeniyle usulden ve kesin olarak reddine karar verildiği görülmektedir. 02/03/2005 tarih ve 5311 sayılı Kanun'un 24. maddesi ile değişik 2004 sayılı İİK'nun 363/1. maddesine göre; istinafı kabil olan icra mahkemesi kararlarına karşı, ait olduğu alacak, hak veya malın değer veya miktarı 1.000 TL’yi geçmesi şartıyla istinaf yoluna başvurulabilir. Anılan hükümdeki kesinlik sınırının, aynı Kanunun ek (1). maddesi dikkate alındığında, 20.07.2016 tarihinden itibaren 2.190 TL, 24.11.2016 tarih ve 6373 sayılı Kanunun 3. maddeleri ile yapılan değişiklik sonucu 24.11.2016 tarihinden itibaren 7.000 TL, yine aynı Kanunun ek (1). maddesi uyarınca da 01.01.2017 tarihinden itibaren 7.260 TL olarak uygulanması gerekmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : İtiraz eden borçluların murisi ...'ya ölümünden önce 29.01.2013 tarihinde ödeme emri tebliğ edildiği ve adı geçenin usulsüz tebligat şikayeti ya da borca itirazda bulunmadığı, ancak borçlu mirasçılarının borçlu murise yapılan ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu, senet üzerindeki parmak izlerinin murise ait olmadığını, kime ait olduğunun anlaşılamadığını, murisin okuma yazma bilmediğini, borçlandırıcı işlemin noter kanalıyla yapılmaması nedeniyle geçerli olmadığını ileri sürerek takibin iptalini istedikleri anlaşılmaktadır....
Mahkeme; tebligat usulsüzlüğü şikayetinin, İİK'nun 16.maddesi uyarınca usulsüz tebliğin öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde icra mahkemesinde ileri sürülmesi gerektiği, aksi takdirde tebligat usulsüzlüğü şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddedileceği, davacı borçluya gönderilen örnek 103 davetiyesinin 24/06/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlu vekili tarafından 103 davetiyesi tebliğinin usulsüz olduğuna ilişkin bir iddianın ileri sürülmediği, davacı borçlu vekili Stj....
, usulsüz tebligat şikayeti ile sair şikayetlerin ve borca itirazın yasal süresi içerisinde olmadığı, İİK’nın 78. maddesine dayalı şikayetinin de yerinde olmadığı gerekçeleriyle istemin reddine karar verildiği, kararın borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine hükmedildiği, kararın borçlu tarafından temyiz edildiği görülmüştür....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28/12/2020 NUMARASI : 2020/452 ESAS- 2020/538 KARAR DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİGAT ŞİKAYETİ-BORCA KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 8....
İstinafa konu kararın kambiyo senetlerine özgü takipte usulsüz tebligat şikayeti, yetkiye imzaya ve borca itiraza dair olduğu, davacı vekilinin takibin durdurulmasını talep ettiği, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verildiği, hüküm kısmında sehven İİK'nun 170/a maddesi gereğince iptaline yazılmış ise de kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturmamak için hüküm kısmında düzeltilme yapılmadığı belirtilmiş, yine dava yetkiye itiraz olarak da açılmış olup yargılama sürecinde davacı tarafın yetki itirazından feragat ettiği ancak feragat ile ilgili bir hüküm kurulmadığı görülmüş olup her iki hususun da HMK'nun 353/1- b-2 maddesi gereğince dairemizce yapılan istinaf incelemesi sırasında düzeltilebileceği görülmüştür....
İCRA HUKUK TARİHİ : 13/04/2021 NUMARASI : 2020/495 ESAS- 2021/235 KARAR DAVA KONUSU : USÜLSÜZ TEBLİĞ ŞİKAYETİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili 27/02/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin hakkındaki takibi e devlet aracılığı ile ''yeni 2018 günü öğrendiğini'', çekteki imzanın müvekkiline ait olmadığını belirterek, haksız takibin iptalini talep etmiş, mahkemece borca ve imzaya itiraza ilişkin davanın tefriki ile usulsüz tebliğ şikayetinin her iki davacı yönünden de reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından istinaf edilmiş, dairemizin 15/10/2020 tarihli kararıyla istinaf kabul edilerek karar kaldırılmıştır. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda, usulsüz tebliğ şikayetinin davacı T2 yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer şirket yönünden ise esastan reddine karar verilmiştir....