Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın temyiz itirazlarına gelince; Genel haciz yolu ile yapılan takipte borçluların usulsüz tebligat şikayeti ve icra dairesinin yetkili olmadığını iddia ederek gecikmiş itirazlarının kabulü ile takibin durdurulmasını, ödeme emrinin iptalini talep ettikleri mahkemece borçluların takipten 09.07.2015 tarihli haciz tutanağıyla bu tarihte haberdar oldukları ve öğrenme tarihine göre usulsüz tebligat şikayetinin yedi günlük sürede ileri sürülmemiş olması gerekçesiyle diğer itirazların bu aşamada incelenmesine yer olmadığından bahisle istemin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itiraz, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak, muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde söz konusu olur....

    İİK 65. maddesine göre borçlunun gecikmiş itirazda bulunabilmesi için, öncelikle borçluya ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olması ve borçlunun kusuru olmaksızın bir mani sebebi ile süresi içerisinde borca itiraz edememiş olması gerekir. Ödeme emrinin borçluya usulsüz tebliğ edilmiş olması halinde, HMK 33/1 maddesinde belirtilen hukuki nitelendirmenin hakime ait olduğu kuralından hareketle şikayet dilekçesinde istemin gecikmiş itiraz olarak yazılması durumunda dahi istemin resen usulsüz tebligat şikayeti olarak nitelendirilmesi gerekir. TK 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddeleri uyarınca; yapılacak tebliğ işleminde muhatap adreste bulunmaz ise, adreste bulunmama nedeninin araştırılarak komşu (kapıcı, yönetici) beyanının alınması, beyanda bulunan komşunun adı ve soyadının ve komşu olduğunun tebligat parçasına yazılması gerekir. Aksi halde yapılan tebliğ işlemi geçersiz olur. Somut olayda; ödeme emri TK 21/1....

    DAVA KONUSU : İcra Emrine İtiraz KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında Trabzon İcra Müdürlüğünün 2019/13642 Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, takibin yanlış kişiye açıldığını ve tebligatın yanlış adrese yapıldığını bu nedenle usul ve yasaya aykırı olan takibin iptali gerektiğini, bahse konu takipten iş bu davanın açıldığı gün haberdar olduklarını, bu nedenle dosyadaki icra emrine, takip talebine, borca ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini, müvekkilinin kesinlikle böyle bir borcu olmadığını, icra emrinin iptali ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettikleri görülmüştür....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/11/2020 NUMARASI : 2020/287 ESAS 2020/447 KARAR DAVA KONUSU : Usulsüz Tebligat Şikayeti, Yetkiye ve Borca İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Alacaklının Kayseri Genel İcra Müdürlüğü'nün 2019/102777 Esas numaralı dosyası ile müvekkili aleyhinde icra takibinde bulunduğunu, müvekkilinin, gönderilen ödeme emrini tebellüğ ettiğini, takipte hukuka aykırılıklar bulunduğundan icra takibinin tedbiren durdurulması gerektiğini, yetkili icra dairesinin borçlunun ikametgahı olan yer icra dairesi olduğunu bu nedenle yetkisizlik kararı verilerek dosyanın Develi İcra Dairesi'ne gönderilmesini, ödeme emrinde borçlunun T.C. kimlik numarası belirtilmediğini bu sebeple husumete itiraz ettiklerini...

    Davacı/borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ödeme emrinin usulsüzlüğü şikayeti ile birlikte imzaya ve borca itiraz ettiklerini, borca ve imzaya itirazları da olduğu halde dosya üzerinden karar verildiğini, dosyanın duruşmalı olarak incelenmesi gerektiğini, kararın bu yönüyle hukuka aykırı olduğunu, sadece icra ceza dosyasından yapılan tebligatın yeterli görülüp icra dosyasından ödeme emrinin usulüne göre tebliğ edilmemesinin düşünülemeyeceğini, ödeme emrinin tebliğ edilmesi halinde borçlunun cebri icra yoluna kim tarafından, ne suretle ve miktarda maruz kaldığını bilebileceğini, ceza dosyasının da takibe ilişkin olmayıp çeke ilişkin olduğunu, icra dosyası ile bağı ve bağlantısı bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davacının başvurusu, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, ödeme emri tebliğinin usulüzlüğü şikayeti ile birlikte imzaya ve borca itiraz davasıdır. İlk derece mahkemesince; davacı/borçlunun İstanbul Anadolu 14....

    Yukarıda açıklanan nedenlerle, kararın usul ve yasaya uygun olmadığı, davalı vekilinin istinaf başvuru nedenlerinin yerinde olduğu anlaşılmakla, HMK'nın 353/1- b/2 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verilmesi gerekmiştir....

    İcra Dairesinin 2019/3467 esas sayılı dosyasından davacıya gönderilen ödeme emri tebliğ tarihinin 07/03/2019 olduğu, davacı borçlu vekili tarafından icra müdürlüğüne sunulan 18/03/2019 tarihli itiraz dilekçesi ile yetkiye, borca, borcun aslı ve ferilerine itiraz edildiği, borçlunun 18/03/2019 tarihinde anılan takipten haberdar olduğu ancak, usulsüz tebligat şikayetinin İİK'nun 16/l. maddesi gereğince öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılmadığı gerekçesi ile usulsüz tebliğ işlemine ilişkin şikayetin süre yönünden reddine, itirazın süresinde olmadığından bahisle takibin durdurulması talebinin reddine dair 19/03/2019 tarihli müdürlük kararına karşı şikayetinin esastan reddine, karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava dilekçesini tekrar ederek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

    Açıklanan nedenlerle davacının usulsüz tebligat şikayetinin reddine, Yukarıda da belirtildiği üzere kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takiplerde borca ve yetkiye itiraz ile şikayet ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 5 günlük hak düşürücü süreye tabi olup, mahkememizce resen göz önüne alınması gerektiğinden, davacı borçluya çıkartılan ödeme emrinin açıklanan gerekçelerle usulüne uygun olarak 11/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği, ödeme emrinin tebliğ tarihi itibariyle davacı borlunun borca ve yetkiye itirazını yasal 5 günlük hak düşürücü süreden sonra 24/09/2020 tarihinde yaptığı anlaşılmakla, davacı borçlunun süresinde açılmayan borca ve yetkiye itiraz davasının ile şikayetinin reddine" dair karar verildiği görülmüştür....

    O halde, mahkemece borçlunun usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken tebligat yapılan şahsın ticaret sicili kayıtlarına göre şirket yetkilisi olmadığından bahisle şikayetin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan, takibin şekline göre İİK'nun 62. maddesi uyarınca her türlü itirazın icra dairesine bildirilmesi zorunludur. Borçlunun yetkiye ve borca itirazlarını ödeme emri tebliğinden ( ya da usulsüz tebligat nedeni ile takipten haberdar olduğu tarihten itibaren) yedi gün içinde icra dairesine bildirmesi gerekli olup, icra dairesi yerine icra mahkemesine başvurması hukuki bir sonuç doğurmaz. Yasal sürede yapılan borca ve imzaya itiraz ise icra takibini durdurur....

      İcra Dairesi'nin 2021/4871 esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan takipte borçlu olarak gözüken müvekkiline gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, müvekkilinin eşi Seniha ÖZTÜRK'ün okur-yazar olmaması nedeni ile tebliğin usulsüz olduğunu, müvekkilinin takipten 25.03.2021 tarihinde haberdar olduğunu, borca ve fer'ilerine itiraz ettiklerini, senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu beyanla takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

      UYAP Entegrasyonu