Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davalı alacaklı tarafından davacı borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde bulunulduğu, davacı tarafından usulsüz tebligat şikayeti, takibe konu senedin kambiyo vasfına, alacaklının yetkili hamil olmadığına, senet üzerindeki imzanın borçlu şirket yetkilisine ait olmadığına, borca ve faize itirazda bulunulduğu, ilk derece mahkemesi tarafından usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine, diğer itiraz ve şikayetlerin reddine karar verildiği, davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır....

İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki usulsüz tebligat şikayeti ve borca itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin düzeltilmesine ve borca itirazın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

    Yakın komşusu Sinan Batur haber verildi." şerhi ile tebliğ edilmiş, 07.06.2021 tarihinde açılan dava ile gecikmiş itiraz nedeni ile takibin durdurulmasına karar verilmesi ve hacizlerin kaldırılması; 09.06.2021 tarihinde açılan dava ile usulsüz tebligat ve aşkın hacizlerin kaldırılması istenmiş, mahkemece asıl dava yönünden şikayetin kabulü ile tebligat tarihinin düzeltilmesine, takip kesinleşmeden konulan hacizlerin kaldırılmasına, birleşen dava yönünden derdestlik ve itirazların icra dairesine yapılması gerekirken mahkemeye itirazın yerinde olmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir. İİK'nun 65. maddesinde; "Borçlunun kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir....

    O halde, mahkemece borçlunun kefilliğinin iptali talebine ilişkin şikayeti ile ödeme emrine, takibe borca, fer'ilerine ve faize gecikmiş itirazları incelenip değerlendirilerek anılan konularda karar verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek sadece usulsüz tebligat şikayeti ile ilgili hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi....

      UYUŞMAZLIĞIN TESPİTİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava; kambiyo takibinde yetkiye ve borca itiraz istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, ilamsız icra takibinde usulsüz tebligat şikayeti ve sair şikayetlere ilişkindir. HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur. Somut olayda, davacı borçlu tarafça, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte sair şikayet ve itirazlarda bulunulduğu halde, mahkemece maaş kesintilerinin iadesine ve takibin durdurulmasına şeklinde karar verilmiş, usulsüz tebligat şikayeti hakkında herhangi bir hukuki değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır. Yukarıda belirtilen usuli eksiklik kamu düzenine ilişkin esaslı hata niteliğinde olup, HMK 'nun 355....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Dava, usulsüz tebligat şikayeti ve borca itiraza ilişkindir. Sakarya 1. İcra Müdürlüğü'nün 2019/7115 takip sayılı dosyası ile genel haciz yoluyla ilamsız takip yapıldığı, ödeme emrinin 07/08/2019 tarihinde TK'nın 35. maddesine göre davacı/borçlu şirkete tebliğ edildiği, davacı borçlu şirket vekilince 02/12/2019 tarihinde, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte borca itiraz edildiği anlaşılmıştır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun; "Adres Değiştirmenin Bildirilmesi Mecburiyeti" başlıklı 35. maddesinin 4. fıkrasına göre; "Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmi kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır." Tüzel kişilerin adreslerinin ara statü, sicil, tüzük ve kuruluş senedi gibi resmi kayıtlarda belirli olması sebebi ile meçhul olması söz konusu değildir....

      Bu kapsamda yapılan incelemede; her ne kadar icra dosyasında borçlu vekili Av.Mehmet Ender Çelik'in baroda kayıtlı adresine posta ile tebligat yapılmış ise de, PTT Müdürlüğüne Dairemizce yazılan yazıya verilen 4787 sayılı yazıda Av. Mehmet Ender Çelik'in UETS'de kayıtlı e-tebligat adresinin bulunduğu, adresin 13.02.2019 tarihinde aktif edildiği ve tebligat alımına hazır hale getirildiği bildirilmiştir. Tebligat Kanunu'nun 7/a maddesi uyarınca, elektronik tebligat adresi olan avukatlara, tebligatın elektronik yolla yapılması zorunlu olup, posta yolu ile yapılan tebligat yok hükmündedir. Kural olarak tebliğ usulsüzlüğü şikayeti, İİK'nın 16/1. maddesi uyarınca ıttıla tarihinden itibaren 7 gün içerisinde ileri sürülmesi gerekmekte ise de, elektronik tebligat adresi varken posta yolu ile tebligat gönderilmesi, kanunun emredici hükümlerine aykırı olduğundan, şikayet süreye tabi değildir....

      Yapılan ödeme emri tebliğ işlemlerinde T.K. 10., 21., Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16. ve Tebligat Tüzüğünün 13., 14. maddelerine herhangi bir aykırılık bulunmadığı görüldü, Ayrıca şikayeçinin gecikmiş itiraza yönelik yapılan değerlendirmesinde; şikayet eden taraf vekilince gerekçe olarak müvekkilinin tebligat yapıldığında şehir dışında olması gösterilmişse de iş bu durum İ.İ.K'nun 65.maddesinde sayılan haklı nedenlerden biri olmadığından, yapılan bu işlemde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, tebligatın T.K. 10., 21., Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16. ve Tebligat Tüzüğünün 13., 14. maddelerine uygun olduğu görülmekle usulsüz tebliğ şikayeti ve gecikmiş itiraz talebinin reddine " karar verilmiştir....

      Somut olayda, davacı vekilinin dava dilekçesinde, takipten diğer borçluya ödeme emrinin tebliğ tarihi olan 29/07/2020 tarihinde haberdar olduklarını, 04/08/2020 tarihinde de takip dosyasına borca itiraz dilekçesi verdiğini belirttiği, takip dosyasının incelenmesinde de, davacı vekili tarafından imzalı 04/08/2020 tarihli dilekçe ile borca itiraz edildiğinin anlaşıldığı, dolayısıyla davacının en geç 04/08/2020 tarihinde takipten haberdar olduğu, usulsüz tebligat şikayetinin 7 günlük yasal süreden sonra, 22/09/2020 tarihinde yapıldığı anlaşılmakla, mahkemece şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur....

      UYAP Entegrasyonu