İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/10/2020 NUMARASI : 2020/539 ESAS, 2020/543 KARAR DAVA KONUSU : MESKENİYET ŞİKAYETİ KARAR : Manisa 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/539 Esas, 2020/543 Karar sayılı dosyasında verilen şikayetin süre nedeniyle reddi kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla, Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Manisa 3....
o adrese tebligat çıkarılacağı açıklanmıştır....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/51 KARAR NO : 2022/2503 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/12/2021 NUMARASI : 2021/549 ESAS, 2021/695 KARAR DAVA KONUSU : MESKENİYET ŞİKAYETİ KARAR : İzmir 5....
Açıklanan nedenlerle, tarafların istinaf başvurularının kısmen kabulü ile HMK'nın 353/1- b-2. bendi gereğince ilk derece mahkemesi kararının meskeniyet şikayeti yönünden kaldırılmasına, davacının konusu kalmayan meskeniyet şikayeti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Davalı/alacaklı vekili cevap dilekçesinde: müvekkilinin alacağının ipoteğe dayalı olduğunu, haciz söz konusu olmadığından meskeniyet şikayetinin ileri sürülemeyeceğini, satışın usulüne uygun yapıldığını beyanla şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece Mahkemesi; talimat icra dairesince yapılmış bir haciz işlemi bulunmadığı, HMK'nın 114/1- ç maddesi gereğince yetkinin kesin olduğu hallerde mahkeminin yetkili olup olmadığını öncelikle değerlendirmesi gerektiği, meskeniyet şikayeti yönünden talimat icra dairesince yapılmış bir haciz işlemi bulunmadığından talimat icra dairesinin bağlı bulunduğu İstanbul Anadolu İcra Hukuk Mahkemesi'nin yetkili olmadığı, İstanbul İcra Hukuk Mahkemesi'nin yetkili olduğunu gerekçesiyle meskeniyet şikayeti yönünden İİK'nın 4. maddesi gereğince şikayetin reddine karar vermiştir. Davacı/3.kişi vekili istinaf dilekçesinde; şikayet dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. İİK'nın 82/1- 12. maddesi gereğince meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanunun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbidir. Şikayet konusu haciz işlemi, şikayette bulunana tebliğ edilmiş ise süre tebliğ tarihinden, eğer haciz işlemi tebliğ edilmemişse haciz işleminin öğrenilmesinden itibaren başlar. Bu tarihin aksi ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir....
İİK'nun 82/1- 12. maddesine dayalı meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde, ispat külfeti borçluya ait olup, ispat ise mahallinde yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi ile mümkündür. Somut olayda, 23/02/2022 tarihli tensip zaptı ile mahkemece, toplam 1.991,90 TL keşif avansının tamamlanması için davacıya 2 haftalık kesin süre verilmesine, avansın bu sürede tamamlanmaması halinde, bilirkişi ve keşif deliline dayanmaktan vazgeçilmiş sayılacağının ihtarına karar verildiği, tensip zaptının 09/03/2022 tarihinde tebliğ edildiği görülmekte ise de; tensip zaptının davacıya tebliğine ilişkin tebligat mazbatasının incelenmesinde, tebliğ işleminin, muhatabın dışarıda olduğu tespit edilerek yapıldığı, muhatabın adresten geçici mi sürekli mi ayrıldığının ve tevziat saatlerinden sonra gelip gelmeyeceğinin tevsik edilmemesi nedeniyle, Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve yönetmeliğin 30/1. maddeleri gereğince, anılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu anlaşılmaktadır....
Bu süre 103 tebliğiyle veya haczi öğrenme tarihinden başlar.Somut olayda, haczedilmezlik şikayetine konu olan taşınmaz üzerine 19.09.2013 tarihinde haciz konulduğu, 06.12.2013 tarihinde 103 davetiyesinin düzenlenerek borçluya tebliğe çıkartıldığı, takip dosyası içerisinde 103 davetiyesinin tebliğine dair tebligat mazbatası bulunmasa da, ... PTT ... Müdürlüğü'nün 10.04.2014 tarih ve 78383032-010-679 sayılı yazısına göre, borçlu adına çıkartılan 103 davetiyesinin 24.12.2013 tarihinde Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre tebliğ edildiği ve tebliğ mazbatasının 25.12.2013 tarihli liste ile gönderildiği belirtilmektedir. Borçlu icra mahkemesine yaptığı başvuruda, kendisine 103 davetiyesinin tebliğ edilmediğini ileri sürmüş ise de, ... PTT ......
Şikayet, kıymet takdir raporu ve 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası ile birlikte açılmış meskeniyet şikayetine ilişkindir. Mahkemece davacının usulsüz tebliğ iddiası incelenmeksizin davanın esasına girilerek ipotekli takipte borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunma hakkının mevcut olmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar vermiştir. Oysa İİK'nın 16. maddesine göre meskeniyet şikayeti süreye tabi olup, öncelikle usulsüz tebliğ iddiası incelenmeli, tebliğin usulüne uygun olmadığı sonucuna varıldığı takdirde işin esası incelenerek sonuca gidilmelidir. Dosyanın incelenmesinde; davacı vekilinin ödeme emrinin tebliğinin usulüne uygun olduğunu beyan ettiği görülmekte olup, borçluya çıkarılan ve 08.04.2019 tarihinde TK'nın 21/1. maddesine göre yapılan tebliğ işlemi ile 22.07.2019 tarihinde yapılan kıymet takdiri raporunun tebliğ işlemi arasında şekil ve içerik bakımından herhangi bir farkın bulunmadığı anlaşılmıştır....
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, her ne kadar borçlu vekiline tebligat yapılmış ise de söz konusu 103 davetiyesinin tebliğ edildiği tarihte henüz keşif yapılarak taşınmazın haline münasip olup olmadığının tespit edilmediğini, bu nedenle davanın süre yönünden reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, kararın kaldırılarak haczedilmezlik şikayetinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 82/1- 12 maddesi uyarınca açılmış meskeniyet iddasına dayalı haczedilmezlik şikayeti davası olup, iş bu davanın öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük hak düşürücü süre içinde açılması zorunludur. Bu husus taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemece resen nazara alınması gerekir....