"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İcra takibine itiraz KARAR İnceleme konusu karar ilamsız takipte usulsüz tebligat şikayeti olup, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 10.01.2013 tarih ve 1 sayılı Kararı ile hazırlanıp Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarih 1 sayılı Kararı ile aynen kabul edilen ve 26.01.2013 tarih 28540 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi için Yargıtay (12.) Hukuk Dairesi'ne ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 11.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda; kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte borçlunun usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte keşide tarihinde tahrifat yapıldığı ve sair itirazlarda bulunduğu, mahkemece; usulsüz tebliğ şikayeti ile ilgili olarak değerlendirmede bulunulmasına rağmen bu konuda herhangi bir hükme yer verilmediği, tahrifat iddiasının ise bilirkişi incelemesine başvurulmaksızın kabul edilerek, takibin iptaline karar verildiği görülmektedir. Oysa ki, yukarıda yer verilen hükümler doğrultusunda mahkemece, şikayet/itiraz dilekçesindeki nedenler tartışılarak her bir talep hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekmektedir. Bununla birlikte, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat, selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır....
tebligat şikayeti hakkında da hüküm kurulması gerekirken mahkemece yazılı şekilde sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu anlaşıldığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmuştur....
nun hiç bir vekalet görevi olmadığını, bu avukata verilen yetki belgesinde iki dosya için yetki verildiğini, icra dosyası için yetki verilmediğini, icra dosyasında bir keşif tutanağı olmadığını, dosyanın bilirkişiye 03.12.2020'de teslim edildiğini, bilirkişinin eve geldiğinin öğrenilmesi üzerine derhal şikayettte bulunulduğunu, keşif tutanağı olsa bile haczin o gün öğrenildiğine dair dosyada bilgi olmadığını, icra emri tebligat usulsüzlüğü ve öğrenme tarihinin tebliğ tarihi sayılmasına ilişkin şikayetinin bulunmadığı gerekçesinin de hatalı olduğunu, çünkü şikayet dilekçesinde "vekaletnamede tek yetkili avukat olmasına rağmen bir başka avukata icra emri tebliği ile takibin kesinleştirilmesi de dayanaksızdır" ifadesinin olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, doğru vekile icra emri tebliğ edilmeden takibin usulsüz olarak kesinleştirildiği şikayeti ile meskeniyet şikayetine ilişkindir. 2....
Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan takipte, borçlunun, yasal süre içinde icra mahkemesine başvurusunda; imzaya itirazı yanında, senedin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığı şikayeti ile işlemiş faize yönelik itirazını da bildirdiği halde, mahkemece bu hususlarda bir değerlendirme yapılmadığı görülmektedir. Mahkemece, HMK'nun 297/2.maddesi gözetilmek suretiyle, borçlunun kambiyo hukuku bakımından şikayeti ile birlikte işlemiş faiz konusundaki itirazının da incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu hususta olumlu veya olumsuz karar verilmemesi isabetsizdir. Diğer taraftan, İİK'nun 170/3. maddesi uyarınca, imza itirazı reddedilen borçlunun tazminatla sorumlu tutulabilmesi ve aleyhine para cezasına hükmedilebilmesi için, icra mahkemesince yapılacak imza incelemesi sonucu imzanın borçluya ait olduğunun anlaşılması ve takibin ikinci fıkraya göre geçici olarak durdurulmuş olması gerekir....
Eldeki davada, davacı borçlu İİK'nın 16. maddesi kapsamında usulsüz tebligat şikayeti, İİK'nın 58. maddesine dayalı şikayet ve aşkın haciz şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu halde mahkemece davacının imzaya, borca, yetkiye itiraz ve kambiyo hukuku bakımından şikayetlerini ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük hak düşürücü süre içerisinde ileri sürmediği gerekçesiyle davanın süre aşımından reddine karar verilerek yukarıda belirtilen yasal düzenlemeye aykırı olarak davacının vekile tebligat yapılması zorunlu olduğuna yönelik şikayeti hakkında hiçbir inceleme ve değerlendirme yapılmadan ve taşkın haciz şikayeti bakımından taşkın haczin devamı süresince bu konuda şikayette bulunulabileceği dikkate alınmaksızın bu şikayet hakkında da hiçbir inceleme ve değerlendirme yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi yerinde değildir....
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre; “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.” Şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 12/02/1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere, beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez. Somut olayda şikayetçiye 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnameleri de tebliğ edilmiş ve bunlara yönelik olarak herhangi bir usulsüz tebligat şikayeti ileri sürülmemiştir....
Maddesine göre yapılan tebligatın usulüne uygun olduğu yönündeki gerekçe ile usulsüz tebligat şikayeti yönünden davanın reddine, Zaman aşımı itirazı yönünden yapılan değerlendirmede; Takip dosyası üzerinde yapılan incelemede, 10 yıllık zaman aşımı süresinin henüz dolmadığı yönündeki gerekçe ile zaman aşımı itirazı yönünden davanın reddine, Davacı borçlu hakkında örnek 7 ilamsız icra takibi başlatıldığı, bu tür takiplere karşı itirazların icra müdürlüğüne yapılması gerektiği, somut olayda da davacı şirket tarafından icra dosyasına usulsüz tebligat ve borca itiraz konulu itirazlarda bulunulduğu, takibin kesinleştiği, usulsüz tebligat yönünden inceleme yetkileri bulunmadığı gerekçesi ile talebin reddine karar verildiği, mahkemece de usulsüz tebligat şikayeti yönünden davanın reddine karar verildiği yönündeki gerekçeler ile davacının borca itiraz talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği görülmüştür....
Hukuk Dairesi HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret İLK DERECE MAHKEMESİ : Bozova İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte usulsüz tebliğ şikayeti ile imzaya ve borca itirazdan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince açılan davanın kabulü ile alacaklı borçluya, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebliğden haberdar olunduğunu beyan edilen 27.11.2017 tarihi itibariyle tebligat yapılmış sayılmasına, ve davalı tarafından davacı aleyhine Bozova İcra Dairesinin 2017/471 Esas sayılı takip dosyası üzerinden başlatılan icra takibinin durdurulmasına, yasal koşulları oluşmadığından davacının kötü niyet tazminatı isteğinin reddine karar verilmiştir. Kararın davalı alacaklı ve katılma yolu ile davacı borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir....
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI C.1.Gerekçe ve Sonuç Ödeme emri tebliğ işleminin Tebligat Kanununun 21/1 maddesine aykırı olduğu gerekçesi ile alacaklının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Alacaklı, istinaf dilekçesi içeriğini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte ödeme emri tebligat usulsüzlüğü şikayetine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İİK'nın 16; Tebligat Kanununun 21, Tebligat Yönetmeliğinin 30. maddeleri. 3....