Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şikayetçi 28.01.2016 tarihinde tebliğ işleminden haberdar olduğunu belirttiğine göre 28.01.2016 tarihi itibariyle usulsüz tebligata muttali olduğunun kabulü ile tebligat usulsüzlüğü şikayetinin bu nedenle kabulüne ve belirttiği tarihe göre tebliğ tarihinin düzeltilmesi gerekmektedir. Bu durumda, mahkemece, borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu gözetilerek, borçlunun usule aykırı tebliği öğrenme tarihi olarak beyan ettiği 28.01.2016 tarihinin ödeme emrinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine karar verilerek, zaman aşımı itirazı yönünden işin esasının incelenmesi gerekirken, usulsüz tebliğ şikayeti hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması ve zamanaşımı itirazının süreden reddi isabetsizdir....

    , alacaklı taraf olarak icra dairesinden tebligat istenilecek adresin de mernis adresi olmasının tebligat kanunu ve icra iflas kanununa göre usule uygun olduğunu, yeterli inceleme ve araştırma yapılmaksızın müvekkili aleyhine verilen usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne ilişkin yerel mahkeme kararının hukuka aykırı ve mesnetsiz olduğunu, beyanla istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir....

    Mahkeme; davacıya gönderilen ödeme emrinin, 01/10/2018 tarihinde gösterilen adreste daimi birlikte çalışan Sezgin Arslan'a tebliğ edildiği, oysa davacı borçlunun gerçek kişi olduğu, gerçek kişilere yapılacak tebligatların bizzat muhatabına yapılması gerektiği, muhatap hazır bulunmazsa adresten geçici olarak ayrılıp ayrılmadığının ve geriye dönüp dönmeyeceğinin araştırılmasının gerekeceği, geçici olarak adreste bulunmuyor ve geriye dönecekse, tebligatın mahalle muhtarına yapılabileceği, somut olayda, muhatap araştırılmadan daimi çalışana tebligat yapıldığı, bu suretle söz konusu tebliğ işleminin TK'nın 21/1 ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliğinin 30 ve 35. maddeleri hükümlerine uygun olarak yapılmadığı, TK'nın 32....

    DAVA KONUSU : Usulsüz Tebligat Şikayeti KARAR : İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ortaca İcra Müdürlüğü'nün 2022/1905 Esas sayılı dosyasından ödeme emrinin müvekkili bankaya 27.04.2022 tarihinde fiziken tebliğ edildiğini, oysa 7201 sayılı Tebligat Kanununun Elektronik Tebligat başlıklı 7/A maddesi ve Elektronik Tebligat Yönetmeliği'nin 5. maddesi uyarınca elektronik tebligat adresi bulunan müvekkili T1 ödeme emrinin elektronik tebligatla (UETS 35057- 67509- 05185) gönderilmesinin zorunlu olduğunu, dolayısıyla müvekkili bankaya fiziken gönderilen ödeme emri tebligatının usule aykırı olduğunu, ödeme emrinin müvekkili bankaya usulsüz tebliğ edilmiş olması nedeniyle yasal sürede müvekkili bankaca borca itiraz edilemediğini, icra dosyasının alacaklı vekilinin iletişimiyle haricen 10.05.2022 tarihinde öğrenilmiş olduğunu, aynı gün dosyaya...

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, usulsüz tebliğ şikayeti ve kambiyo senetlerine mahsus icra takibinde borca itiraz istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İcra takibine itiraz KARAR İnceleme konusu karar ilamsız takipte usulsüz tebligat şikayeti olup, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 10.01.2013 tarih ve 1 sayılı Kararı ile hazırlanıp Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarih 1 sayılı Kararı ile aynen kabul edilen ve 26.01.2013 tarih 28540 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi için Yargıtay (12.) Hukuk Dairesi'ne ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 11.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      (HMK'nun 353- (1)-b-1 maddesi uyarınca ) KARAR: Yukarıda açıklanan nedenler ve gerekçe ile; A-1- Usulsüz tebligat şikayeti yönünden istinaf dilekçesinin reddine, B-2- Gecikmiş itiraz yönünden; -Davacının istinaf başvurusunun HMK'nun 353- (1)-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine, C-179,90 TL istinaf karar harcı peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, D-Davacı tarafından istinaf yoluna başvuru için yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına, E-Taraflarca yatırılan istinaf gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine, Dairemizin bu kararına karşı, usulsüz tebligat şikayeti yönünden İcra ve İflas Kanunu'nun 365/1- son maddesi uyarınca KESİN, gecikmiş itiraz yönünden İcra ve İflas Kanunu'nun 364/1 ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 361- (1). ve 365- (1). maddeleri uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, dairemize yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk...

      Bu haliyle tebligat usulüne uygun olduğundan usulsüz tebliğ şikayetinin reddine karar vermek gerekmiştir….Mahkememizce yapılan emniyet araştırmasında Selim Örencik'in tebliğ tarihinde şirket çalışanı olduğunun tespit edildiği de dikkate alındığında Bu haliyle yapılan tebligat TK'nun 12 ve 13. maddeleri ile Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 21. Maddesine uygundur. Bu nedenlerle şirket yönünden de usulsüz tebliği şikayetinin reddine karar vermek gerektiği, usulsüz tebliğ şikayetinin reddine karar verildiğinden imzaya ve borca itirazda yasal 7 günlük süreden sonra yapıldığı” gerekçesi ile “Davanın reddine, Yasal şartlar bulunmadığından davacı aleyhine tazminat ve para cezası takdirine yer olmadığına” karar verilmiştir....

      İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ödeme emri tebligat işleminin usulsüz olduğuna dair şikayet ile borca ve imzaya itiraz uyuşmazlığından dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince; usulsüz tebligat şikayetinin esastan, borca ve imzaya itirazın ise süre aşımından reddine karar verilmiş, takibin durdurulmaması nedeniyle alacaklının tazminat talebinin de reddine hükmedilmiştir. Kararın şikayetçi borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayetçi borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

        Bu itibarla davacı taraf usulsüz tebligat şikayetini 7 günlük süre geçtikten sonra 17.12.2019 tarihinde mahkememize açmış olduğu dava ile ileri süremez. Bu nedenle usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir....

        UYAP Entegrasyonu