itirazın süresinde olduğunun tespitine, yetki itirazının ve borca ve ferilerine itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı tarafından Araklı İcra Müdürlüğünün 2020/205 Esas sayılı dosyası üzerinden müvekkili aleyhine icra takibi yapıldığını, takipte ödeme emrinin tebligat kanununun 21/2. maddesi uyarınca tebliğ edildiğini, ancak söz konusu tebligatın ihbarnamenin kapıya yapıştırılmaması nedeniyle usulsüz olduğunu, öte yandan ödeme emrinin takip talebine aykırı olacak şekilde düzenlenmesi nedeniyle iptalinin gerektiğini ileri sürerek tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 08.06.2021 olarak düzeltilmesine ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia ve dosya kapsamına göre; "Talep, usulsüz tebligata yönelik memur işlemi şikayeti, usulsüz tebligat nedeniyle takip henüz kesinleşmediğinden hacizlerin kaldırılması gerektiği ve takibe aykırı şekilde ödeme emri hazırlandığından bahisle ödeme emrinin iptali istemi noktalarındadır....
GEREKÇE: Dava İİK'nun 16. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayeti ve İİK'nun 82- 83 maddeleri uyarınca açılmış emekli maaşına konulan haczin kaldırılması istemine yönelik şikayettir. Borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayetini, İİK'nun 16/1. maddesi gereğince bu işlemi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur Diğer taraftan; 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince; tebligatın usulsüz olması halinde, muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir....
Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddesi hükmü uyarınca yapılacak tebliğ işleminde muhatap adreste bulunmaz ise, adreste bulunmama nedeninin araştırılarak komşu (kapıcı, yönetici) beyanının alınması, beyanda bulunan komşunun mutlaka adı ve soyadının ve komşu olduğunun tebligat parçasına yazılması gerekir. Aksi halde yapılan tebliğ işlemi geçersiz olur. Somut olayda, davacı borçluya ödeme emrinin TK'nın 21/1. maddesi uyarınca yapılmak istendiği, tebligat mazbatasında beyanı sorulan komşu adı olarak Osman Akça isminin yazılı olduğu, ancak haber bırakılan komşunun ad ve soyadı yazılmadığı için Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddesi gereğince tebliğ işleminin usulsüz olduğu, şeklen usulsüz olan tebliğ işlemine ilişkin olarak ayrıca araştırılması gereken bir hususun bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Davalı vekili ayrıca, Fethiye 1....
Şikayetçiler vekili istinaf başvurusunda özetle; murise yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü hususunda çekişme bulunmadığını, mirasçıların öğrenme tarihinden itibaren usulsüz tebligata ilişkin şikayet hakkının bulunduğunu, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile yetkiye, borca ve zamanaşımına dair itirazların çerçevesinde takibin iptaline karar verilmesini, aksi halde murisinin ağır hastalığının bulunması, takibe itiraz imkanı olmaması nedeniyle geçikmiş itirazın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tebligatın usulüne uygun olduğunu, mahkemenin kabul ettiği gerekçenin davacı tarafından dava konusu edilmediğini, hakim tarafından açıkça taraflarca getirilme ilkesinin ihlal edildiğini kaldı ki davacı tarafça bildirilen öğrenme tarihinin de doğru olmadığını, tebligattan daha önce haberdar olunduğunu, mahkeme kararının davalı tarafın iddiaları bakımından gerekçesiz olduğunu bu nedenlerle kararın kaldırılarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık, ilamsız takipte usulsüz tebliğ şikayeti ve borca itiraza ilişkindir. Usulsüz tebligat şikayeti, süresiz nitelikte olmayıp, öğrenme tarihinden itibaren, İİK. 'nun 16. Maddesi uyarınca yasal 7 günlük süre içerisinde şikayette bulunulması zorunludur. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece resen nazara alınması gerekir....
Bölge Adliye Mahkemesi’nin 18.10.2018 tarih ve 2018/435 E.-2018/1618 K. sayılı kararı ile “Davacı borçlu dava dilekçesinde usulsüz tebligat şikayeti dışında ayrıca tebligat tarihinde yurt dışında olduğunu, 15/11/2017 tarihinde Türkiye'ye döndüğünü iddia etmektedir. Bu halde borçlunun itirazı İİK'nun 65....
Maddesi gereğince davalı tarafından aksi ispat edilemeyen (Davacıya başkaca bir tebligat yapılmamış olup, davalının iddialarının aksine başka icra dairelerince yazılan müzekkerelerin tebligat yerine geçmeyeceği ve öğrenme sayılamayacağı gözetilmekle) davacının bildirdiği öğrenme tarihi olan 19.08.2019 tarihinin tebligat tarihi olarak düzeltilmesine karar vermek gerekmiştir. Davacı tarafından yetki itirazında da bulunulmuş olup, düzeltilen tebligat tarihine göre yetki itirazının süresinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu sebeple yetki itirazı esas yönünden değerlendirilmiştir. Bilindiği üzere çeke ilişkin takiplerde muhatap bankanın bulunduğu yer icra dairesi, keşide yerinin bulunduğu icra dairesi ve genel yetkili olarak borçlunun yerleşim yeri icra dairesi yetkilidir....
Dairemizin bozma kararından sonra mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen, ödeme emrinin tebliğ tarihi düzeltilmeyip “davalı tarafça yapılan tebligatların usulsüz olduğunun tespiti ile usulsüz tebligatlara binaen yapılan tüm işlemlerin yok hükmünde sayılmasına” şeklinde hüküm kurulduğu ve yetki itirazı hakkında da karar verildiği görülmüştür. Öte yandan yetki itirazı hususunda kurulan hükmün incelenmesinde, mahkemece yetki itirazının kabul edildiği görülmüş ise de; “mahkemenin yetkisizliğine” şeklinde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, yine icra dosyasının yetki itirazında bulunan davacı borçlu yönünden tefriki ile yetkili ve görevli icra dairesine gönderilmesi gerekirken tefrik edilmeksizin tüm dosyanın gönderilmesi sonucunu doğurabilecek doğrultuda hüküm kurulması da isabetsizdir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece 30/06/2021 gün, 2021/287 E. 2021/294 K.sayılı kararla; "Yetki itirazının davacı-borçlu yönünden KABULÜ ile, İstanbul Anadolu İcra Müdürlüklerinin yetkisizliğine, yetkili icra müdürlüğünün Batman İcra Müdürlüğü olduğuna ve talep halinde dosyanın davacı borçlu yönünden tefrik edilerek yetkili Batman İcra Müdürlüğüne gönderilmesine" karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ DELİLLER : Davalı-alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilgili icra dosyasında davacı-borçlu yanı sıra diğer borçlunun Ayberk Başar olduğunu, mernis adresinin Ümranıye/İstanbul olduğunu, genel yetki kuralı dava dışı borçlunun ikametgahının bulunduğu yerde takip yapılmasında bir usulsüzlük bulunmadığını, dava nedeniyle kendilerine her hangi bir tebligat yapılmadığından vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin usulsüz olduğunu beyanla, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir....