Tebligat Kanununun 32.maddesine göre tebliğ işlemi usulsüz olsa bile muhatap tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Tebligat usulsüzlüğü şikayeti İİK.nın 16/1.maddesine göre öğrenme tarihinden itibaren yasal yedi günlük süreye tabidir. Davacı taraf söz konusu icra dosyasından adına çıkartılan ödeme emrinin usulsüzlüğünü ileri sürmekte ise de; 06/05/2022 havale tarihli dilekçesi ile takip dosyasına itirazda bulunduğu, en geç bu tarih itibariyle tebligat usulsüzlüğünden haberdar olduğunun kabulü gerekeceği, bu şekilde usulsüz tebligattan haberdar olunduğu halde ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin 06/05/2022 öğrenme tarihine göre yasal yedi günlük süreden sonra 01/06/2022 tarihinde yapıldığı görülmüş, usulsüz tebligat şikayetinin süresinde ileri sürülmediği anlaşılmıştır....
Yukarıda açıklanan nedenlerle, kararın usul ve yasaya uygun olmadığı, davalı vekilinin istinaf başvuru nedenlerinin yerinde olduğu anlaşılmakla, HMK'nın 353/1- b/2 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verilmesi gerekmiştir....
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebliğ mazbatalarında açıklama olarak ödeme emrinin yazıldığı ayrıca ''örnek no 7'' şerhinin yer alması tebligat içeriği ile tebligat açıklaması arasında çelişki oluşturmayacağı, yapılan her iki tebligatın Tebligat kanunu 21/1 ve 21/2 maddelerine aykırı bir yön bulunmadığının anlaşılmasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun HMK'nun 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/10/2021 NUMARASI : 2021/834 E. 2021/811 KARAR DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ ŞİKAYETİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 13. İcra Müdürlüğü'nün 2021/9868E. sayılı dosyasında, davalı- alacaklı tarafından müvekkil hakkında takip başlatıldığını, müvekkilin 03.09.2021 tarihinde dosyaya itiraz ettiğini, itiraz neticesinde talebinin reddedildiğini, icra müdürlüğü kararının müvekkile tebliğ edilmediği, tebligat usulsüz olup, müvekkilin usulsüz tebliğden 07.10.2021 tarihinde haberdar olduğunu, bunun üzerine icra dosyasına 08.10.2021 tarihinde yeniden dilekçe verdiğini, müvekkile gönderilen ilk tebligatın adresin kapalı olmasından dolayı iade edildiğini, yeniden tebligat yapılması gerekirken TK 21/2 maddesine göre tebligat yapılmasının yersiz olduğunu beyanla; tebliğ tarihinin 07.10.2021 olarak kabulüne karar verilmesini istemiştir....
Mahkemece, borçlunun süresinde satış istenmediğinden haczin düştüğü iddiası ve tebligat usulsüzlüğüne yönelik şikayetinin, 10/07/2015 tarihinde, 2015/37 Esas – 157 Karar sayılı dosyası ile reddedildiği, ancak aynı kararda meskeniyet şikayeti yönünden dosyanın tefrik edilerek, iş bu temyiz incelemesine esas kararın verildiği 2015/169 Esasına kaydedildiği esastan incelenmek suretiyle meskeniyet şikayetinin reddine karar verildiği görülmektedir. Dairemizce 2015/37 Esas-2015/157 Karar sayılı dosya getirtilerek incelenmiş olmakla kararın taraf vekillerine tefhim edildiği halde temyiz edilmediği tespit edilmiştir. İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük süreye tâbidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, borçluya şikayete konu taşınmaz haczini bildiren tebligat, 14/03/2013 tarihinde yapılmıştır....
, ''Tebliğ mazbatasında bulunması gereken bilgiler ve tanzimi'' başlıklı Tebligat Yönetmeliğinin 35.maddesinin (f) bendinde ise; ''30. ve 31. maddelerdeki durumların gerçekleşmesi halinde bu hususlarla ilgili hangi işlemlerin yapıldığının, adreste bulunmama ve kaçınma için gösterilen sebebin'' tebligat mazbatasına yazılacağının hüküm altına alındığı görülmüştür....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayeti ve takip dayanağı tahliye taahhütnamesindeki imzaya itiraza ilişkindir. Davacının tahliye taahhütnamesindeki imzaya ilişkin başvurusu itiraz niteliğinde olup, İİK'nın 274. maddesine göre itirazın, tahliye emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde icra dairesine bildirilmesi gerekir. Borçlunun itirazı, icra dairesine yasal sürede itiraz edilmesi ve alacaklılar tarafından da itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurulması halinde, mahkemece inceleneceğinden davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, davacı şirketin ticaret sicilde kayıtlı adresine T.K'nın 12 ve 13. maddelerine uygun olarak tebligat yapıldığını, tebliğ alan kişinin daimi çalışan olduğunu gösterir SGK kayıtlarının dosyaya sunulduğunu, davacı gerçek kişiye yapılan tebligatta en yakın komşuya sorularak beyanının alındığı ve en yakın komşu haber bırakıldığını açık bir şekilde ifade edildiğini, bu şekilde tebligatların usulüne uygun olmasına karşı mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirerek, ilk derece mahkemesi kararının usulsüz tebligat şikayetine ilişkin hüküm bakımından kaldırılmasına, usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verilmesini istemiştir....
Anayasanın 36.maddesinde; " herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Hiçbir mahkeme görev ve yetki içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz " düzenlemesinin bulunduğu; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6.maddesinde ise; " her şahıs gerek medeni hak ve vecibeleri ile ilgili nizalar, gerek ceza-i sahada kendisine karşı serdedilen bir isnadın esası hakkında karar verecek olan kanuni, müstakil ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içerisinde hakkaniyete uygun ve aleni surette dinlenmesini istemek hakkına haizdir " düzenlemesinin bulunduğu, hakkaniyete uygun yargılanma hakkı hem ceza yargılaması, hem de medeni hak ve yükümlülükleri karara bağlayan yargılamalar için geçerli bir haktır....
İcra Müdürlüğü 2015/187 Esas sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını ve icra takibini usulsüz tebligat yaparak kesinleştirdiğini, akabinde dosyanın kesinleşmesiyle ve muris Şevket Sabancı'nın vefat haberinin alınmasıyla birlikte davalı tarafça icra müdürlüğünden veraset ilamı çıkartmaya yönelik 30/07/2021 tarihinde yetki belgesi temin edildiğini ve bu belgeye istinaden veraset ilamı alınarak muris Şevket Sabancı'nın tüm mirasına haciz konulduğunu, davalı tarafça, müvekkili ile vefat eden babası arasında ölümden önce düzenlenen mirastan feragat sözleşmesi sunulmadığından, müvekkili mirasçı imiş gibi işlemler yapıldığını, mirasçı olmayan müvekkiline herhangi bir miras kalmayacağını, bu sebeple muris Şevket Sabancı'nın mirasına haciz konulmasının mümkün olmadığını, davalı tarafça usulsüz tebligat yapılarak icra takibinin kesinleştirildiğini ve müvekkili mirasçı olmadığı halde murisin malvarlığına haciz konulduğunu, taraflarınca İstanbul 18....