İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir”, aynı Kanunun “İmzaya itiraz” başlıklı 170. maddesinde de “Borçlu, 168 inci maddenin ... numaralı bendine göre kambiyo senedindeki imzanın kendisine ait olmadığı yolundaki itirazını bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirir.......İcra mahkemesi duruşmadan önce yapacağı incelemede.....” hükümlerine yer verilmiştir. Somut olayda, borçlu icra mahkemesine başvurusunda, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte borca ve imzaya da itirazda bulunmuş olup, yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri doğrultusunda itirazın duruşmalı olarak incelenmesi zorunludur....
Somut durumda açılan davada usulsüz tebliğ şikayeti ile İİK 58/3 ve 61/1. Maddelerine dayalı olarak takipte faturaya dayalı alacak talep edildiği halde ödeme emri ekinde dayanak belge suretlerinin tebliğ edilmediği iddiası ile şikayette de bulunulmuş, ancak mahkeme karar gerekçesinde davacının sadece usulsüz tebliğe dayalı şikayeti incelenerek İİK 58/3 ve 61/1. Maddelerine dayalı şikayetine ilişkin değerlendirme yapılmamıştır. Anılan durumda İİK 297. maddesine aykırı olarak karar verilmesi isabetli olmayıp davacı vekili istinaf talebinde haklıdır. Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşılmakla, davacının istinaf başvurusunun esasa ilişkin diğer yönler incelenmeksizin kabulü ile, HMK'nın 353/1- a/6. maddeleri uyarınca kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir....
Trabzon İcra Müdürlüğünün 2022/35 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; borçlu vekilince usulsüz tebligat şikayeti gereği takibin durdurulmuş olması nedeniyle, dosyamızdan alacaklıya ödenen miktarın iadesi için muhtıra gönderilmesini ve bekleyen tahsilatların kendilerine iadesini talep etmiş olduğu Trabzon İcra Müdürlüğünce ilgili talep hakkında, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 2014/9415 Esas,2014/12051 Karar sayılı ve 2016/3551Esas ve 2016/17359 Karar sayılı kararları ile "İİK'nın 361. madde hükmünün uygulanabilmesi için icra dairesince borçludan fazla para tahsil edilmiş olması ya da yanlışlıkla ödeme yapılmış olması gerekmektedir. Haczin sonradan kaldırılmış olması önceden yapılan kesintileri hükümsüz kılmaz. Borçlunun usulsüz tebligat şikayeti üzerine takibin durdurulması ve hacizlerin bu karar üzerine kaldırılması işlemi İİK'nın 361. maddesi koşullarının oluştuğunun kabulü için yeterli değildir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :Uyuşmazlık, ilamsız icra takibinde ödeme emrinin usulsüz tebliği şikayeti ile ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. A-DAVACININ ÖDEME EMRİNİN USULSÜZ TEBLİĞ ŞİKAYETİ YÖNÜNDEN YAPILAN İNCELEMEDE; 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 Sayılı Yasa'nın 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır....
Tahliye emrine ilişkin 11.02.2015 tarihli tebliğ işlemi, tebliğ memuru tarafından, muhatabın adreste bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra gelip gelmeyeceği Tebligat Yönetmeliğinin 30. maddesinde sayılan kişilerden sorularak tespit edilmemiştir. Bunun yanısıra haber verilen ... 'nın imzası alınmadığı gibi imzadan imtina durumu da saptanmamıştır. Bu hali ile tebliğ işlemi 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1 ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliğinin 30 ve 35. maddeleri hükümlerine uygun yapılmamış olmakla usulsüzdür. Öte yandan şikayetçi borçlu başvurusunda, tahliye emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmüş olmasına rağmen, adı geçenin İİK.nun 135/2.maddesine yönelik esasla ilgili bir iddiası bulunmadığı tesbit edilmiştir. Açıklanan nedenlerle tahliye emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmekte hukuki yararı yoktur....
O halde, yapılan tebliğ işlemi usulsüz olduğuna göre, duruşma açılarak davalı alacaklının takibe ve usulsüz tebliğe muttali olduğu tarihin tesbiti ile buna göre icra mahkemesinin başvurusunun süresinde olup olmadığının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yazılı gerekçe ile şikayetin reddine dair karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/07/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda, davacı borçlu şikayet konusu işlemi 22/03/2019 tarihinde öğrendiğini bildirmiş olup, usulsüz tebligat şikayeti yasal süresindedir. Somut olayda, davacının "Güvendik Mah., 194 Sok., No:6, İç Kapı No:1, Urla/İzmir" adresine çıkarılan ödeme emri tebligatı "adresin kapalı olması nedeniyle en yakın komşu Fikret Güniada'dan sorulmuş, muhatabın İzmir'e gittiği sözlü beyan edilmiş, imzadan imtina edilmiştir. Tebligat mahalle muhtarı Gökhan Balıkçıoğlu imzasına teslim edilmiş, 2 nolu haber kağıdı kapısına yapıştırılmıştır. Ayrıca en yakın komşu/kapıcı/yöneticiye haber verilmiştir" şerhi ile 13/03/2019 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davacının adresten sürekli mi geçici mi ayrıldığı, tevziat saatinden sonra dönüp dönmeyeceği ve haber verilen komşunun kim olduğunun belirtilmediği anlaşıldığından, Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve Yönetmeliğin 30/1. maddeleri gereğince, anılan tebliğ işlemi usulsüzdür....
in 02.04.2012 tarihinde usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte borca itirazlarını ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetçiye yapılan tebligatın usulsüz olduğu tespit edildikten sonra, icra dosyasında şikayetçinin süresinde borca itiraz etmiş olması sebebi ile usulsüz tebligat şikayetini ileri sürmekte hukuki yararı olmadığından davanın reddine karar verildiği görülmektedir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32.maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayeti ve İİK'nın 169. maddesine dayalı borca itiraza ilişkindir. İzmir 17. İcra Müdürlüğünün 2019/8904 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklı davalı tarafından davacı borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü yol ile yapılan takip olduğu, ödeme emrinin 27/06/2019 tarihinde, 103 davetiyesinin ise 04/02/2020 tarihinde borçluya tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddesi hükümleri uyarınca yapılacak tebliğ işleminde muhatap adreste bulunmaz ise, adreste bulunmama nedeni araştırılarak komşu, kapıcı, yönetici beyanının alınması, beyanda bulunan kişinin mutlaka adı ve soyadı ile sıfatının (komşu, kapıcı, yönetici) tebligat parçasına yazılması gerekir. Aksi halde yapılan tebliğ işlemi geçersiz olur. Somut olayda, ödeme emri davacı borçluya 27/06/2019 tarihinde "adreste muhatap veya yakınlarından kimse bulunmadı....
Temyiz Sebepleri Davacı borçlu vekili temyiz dilekçesinde; dava ve istinaf dilekçelerinin tekrarı ile kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, usulsüz tebliğ şikayeti ve borca itiraz nedeniyle takibin iptali isteminden ibarettir. 2. İlgili Hukuk İİK'nın 16. ve 170/a maddesi, Elektronik Tebligat Yönetmeliği 5. maddesi, Tebligat Kanunu 7/a-2 maddesi ve sair ilgili mevzuat. 3....