Maddesine göre yapılan tebliğlerin usulsüz bulunduğunu beyanla, istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılması ile 89/1 ve 89/2 ihbarnamelerinden 28/09/2021 tarihinde haberdar olunduğu dikkate alınarak öğrenme tarihinin TK 32. Maddesi gereğince tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesine dayalı 89/1,2 ve 3. Haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiği, davacı şirketin borçlu olarak kaydı işleminin hatalı olduğu iddiaları ile şikayete ilişkindir. İzmir 2. İcra Müdürlüğünün 2019/4255 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde takip alacaklısı T5 vekilince borçlu Mekosa İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti....
Haciz ihbarnamelerinin gönderildiği, davacı vekili tarafından 20.11.2020 tarihinde 1. ve 2. haciz ihbarnamelerine itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 Sayılı Yasa'nın 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. Alaşehir İcra Müdürlüğünün 2010/1149 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı şirket tarafından davalı borçlu T6 ve davalı kooperatif aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip olduğu, davacı hakkında 12/10/2020 tarihinde düzenlenen 89/1 haciz ihbarnamesinin davacıya 11/11/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilinin 16/02/2020 tarihinde tebliğ işleminin usulsüzlüğünü ve tebliğden 16/02/2021 tarihinde haberdar olunduğunu da iddia ederek birinci haciz ihbarnamesine itiraz ettiği, icra müdürlüğünün 25/02/2021 tarihinde süresinde olmadığı gerekçesiyle birinci haciz ihbarnamesine itirazı reddettiği anlaşılmıştır. Davacı üçüncü kişinin 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliği işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir....
Hukuk Genel Kurulu'nun 12/02/1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere, beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez. Somut olayda şikayetçi ... adına çıkartılan İİK 89/1 haciz ihbarnamesi teblig şerhinde "tebligatın TK 21/2. maddeye göre yapılacağı"na dair kaydın yer aldığı, yine tebliğ şerhinde " muhatap adresten taşınmış olup merciin istemi üzerine TK 21/2 gereği....'a 12.06.2014 'te tebliğ edildi, 2 nolu haber kağıdı kapısına kapıştırıldı" ifadesinin yer aldığı görülmektedir. Şikayet konusu yapılan tebligatın, TK.'nun 10/2. maddesi gözardı edilerek, şikayetçiye önceden hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya TK.'nun 21/2 maddesine göre çıkartıldığından usulsüzdür. Fakat şikayetçiye 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnameleri de tebliğ edilmiş ve bunlara yönelik olarak herhangi bir usulsüz tebligat şikayeti ileri sürülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:İİK.nun 89. maddesi gereğince gönderilen haciz ihbarnamelerinin usulsüz olarak tebliğ edildiğine yönelik şikayet, ancak bu tebligata muttali olunan tarihten itibaren 7 gün içinde yapılabilir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde, muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır.Tebligatın anlamı bildirimdir. Tebligatın yazılı bildirim ve belgelendirme olmak üzere iki ana unsuru vardır. Tebligat savunma hakkı ile sıkı sıkıya bağlıdır....
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, dava dilekçesini tekrar ederek ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, takibe konu maaş haciz müzekkeresi ile haciz ihbarnamelerinin içeriğinin faklı olmadığını, zira hem maaş haciz müzekkerelerinde hem de şikayete konu 89/1, 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinde "her türlü hak ve alacağı" ibaresine yer verildiğini, önce gönderilen maaş haciz müzekkereleri üzerine esasen borçlunun maaşından gerekli kesintilerin yapılacağının icra dosyalarına müvekkili tarafından bildirildiğini, buna rağmen işveren konumunda olan müvekkilinden borçlu işçinin başkaca hak ve alacağının bulunmayacağının alacaklı tarafından bilindiğini, bu itibarla haciz ihbarnamelerinin gönderilmesinin usulsüz olduğunu, ayrıca şikayetin niteliği gereği müvekkili aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu, bu nedenlerle kararın kaldırılarak şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
DAVA 3. kişi icra mahkemesine başvurusunda: aleyhine gönderilen 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnameleri nedeniyle alacaklı tarafından 3. kişinin taşınmazları üzerine kayden haciz konulduğunun 24.02.2021 tarihinde icra dosyasının incelenmesiyle haberdar olunduğu, usulsüz tebliğ nedeniyle bu tarihten önce takipten haberdar olunmadığı ve itiraz edilemediği, kaldı ki borçlu şirketin ortağı olan 3. kişiye şirket borcu nedeniyle haciz ihbarnamesi gönderilmesinin de usulsüz olduğu şikayetleri ile davanın kabulüne ve alacaklıya yapılan tebligatların usulsüz olduğunun tespiti ile haciz ihbarnamelerinin tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 24.02.2021 olarak düzeltilmesine, itirazın süresinde olduğunun kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. II....
Borçlu başvuru dilekçesinde; kendisi adına tebligat yapılan ...’ın güvenlik görevlisi olduğunu ve bu kişinin kendi konutunda oturmadığı gibi, TK’nun 21. maddesine göre de tebligatın usulsüz olduğunu iddia etmiş olup, mahkemece, borçlunun iddiası doğrultusunda hiç bir araştırma yapılmaksızın tebligatın usulüne uygun olduğu kabul edilerek hüküm kurulması doğru değildir. Mahkemece, usulsüz tebligat şikayeti yönünden borçlunun iddiası doğrultusunda araştırma yapılarak tebligatın usulsüz olduğunun belirlenmesi halinde, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince şikayetçiden takibi öğrenme tarihi sorularak, usulsüz tebligat şikayetinin İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca (7) günlük süre içinde yapıldığının tespiti halinde tebligat tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine, öğrenme tarihine göre itirazın süresinde yapıldığı sonucuna varılırsa borçlunun itirazlarının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Borçlu vekili İcra Mahkemesine başvurusunda usulsüz tebligat şikayetini, ödeme emrinde borcun sebebi ve dayanak teşkil eden belgelerin gösterilmediğini, icra dairesinin yetkili olmadığını ileri sürerek ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 26.03.2021 olarak düzeltilmesini ve yetki itirazının kabulünü, ödeme emrinin iptalini talep etmiş olup Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararda usulsüz tebligat şikayeti ile ilgili değerlendirme yapılmaksızın alacaklı ...’un alacaklı sıfatı bulunmadığı gerekçesi ile ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir. ...’un yetkili hamil olup olmadığı dolayısıyla kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunup bulunmadığı hususu İcra Mahkemelerince ancak İİK’nın 170/a maddesine göre süresinde yapılan itiraz ve şikayetlerde usuli dairesince kendisine intikal eden işlerde re'sen dikkate alınır. 05.12.2019 tebliğ tarihli ödeme emrine ilişkin usulsüz tebliğ şikayeti incelenip ödeme emri tebliğ tarihi düzeltilerek şikayet ve itirazın beş günlük sürede...
Tüm bu açıklamalar doğrultusunda, kişiye, önce bilinen en son adresi esas alınarak Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre tebligat çıkartılmalı, adres tebligata elverişli değilse ya da tebligat yapılamazsa, adresin, adres kayıt sistemindeki adres olduğu ve tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre yapılacağına ilişkin şerh verilerek 21/2. madde uyarınca tebligat yapılmalıdır. Somut olayda ise, (birinci, ikinci, üçüncü) haciz ihbarnameleri ile 103 davetiyesinin tebliğ zarflarında, tebliğ merciince, adresin, adres kayıt sistemindeki adres olduğu ve tebligatların, Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılacağı belirtilmiş, tebligatların, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre yapılacağı belirtilmediği halde, tebliğ memuru, bahse konu tebligatları aynı Kanun'un 21/2. maddesine göre yapmıştır....