İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/02/2022 NUMARASI : 2021/585 ESAS, 2022/74 KARAR DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİGAT VE ÖDEME EMRİNİN İPTALİ ŞİKAYETİ - GECİKMİŞ İTİRAZ KARAR : İzmir 11. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/585 Esas, 2022/74 Karar sayılı dosyasında verilen şikayetin kabulü kararına karşı, davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir 26. İcra Müdürlüğünün 2021/4458 Esas sayılı dosyasından örnek 7 ödeme emrinin, Çelebi Mahallesi, 413 Sokak, No:5/1 Güzelbahçe/İzmir adresine TK....
İcra Müdürlüğünün 2020/6392 E. dosyasındaki aynı borca itiraz etmiş iken yetkili icra dairesine gönderilip tekrar başlatılan takip borcuna öğrendiği halde itiraz etmemesinin hayatın olağan akışına aykırı ve daha önce sergilediği irade beyanına uygun olmadığını, davacı müvekkilinin yurt dışında olması ve hiçbir kusuru olmaksızın 7 günlük yasal süresinde haklı itirazını icra müdürlüğüne sunamaması sebebiyle gecikmiş itiraz müessesine başvurma zorunluluğu hasıl olduğunu, pek çok Yargıtay kararından da görüleceği üzere yurt dışında bulunma sebebinin gecikmiş itiraz için haklı sebep sayılmış olduğunu, talep edilen alacak gerçek ve mevcut bir alacak olmadığından talep edilen borca, faizine ve fer'ilerine itiraz ettiklerini bildirerek öncelikle Mudanya İcra Müdürlüğü 2020/1293 Esas icra takibinin tedbiren durdurulmasını gecikmiş itirazlarının kabulünü, takip dosyasında taşınmaza konulan haczin kaldırılmasını yargılama giderlerinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir....
Yapılan bu açıklamalara ve dosya kapsamına göre; davanın usulsüz tebligat şikayeti ile borca itiraz olduğu, hukuki tasnifin hakime ait olduğu, dava dilekçesi içeriğinden de anlaşılacağı üzere şikayetçi tarafça ödeme emrinin müvekkiline usulüne uygun tebliğ edilmediğinin iddia olunduğu, İİK'nun 65.maddesinde düzenlenen "gecikmiş itirazda" ise şikayet edene öncelikle usulüne uygun bir tebligat yapılması zorunluluğunun bulunduğu, dolayısıyla mahkemesince asıl dava dosyasında; davacıya gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunun tespiti ile ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 03.08.2022 olarak düzeltilmesine, takibin şekline göre her türlü itirazın icra dairesine yapılması gerekli olduğundan takibin durdurulması talebinin ise reddine karar vermekle yetinilmesi gerekirken hem usulsüz tebliğ şikayeti hem de borca itiraz (gecikmiş itiraz) hakkında hüküm kurulmasının isabetli olmadığı anlaşılmıştır....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/12/2021 NUMARASI : 2021/560 ESAS 2021/641 KARAR DAVA KONUSU : Usulsüz Tebligat Şikayeti KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davacı tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde özetle; Alacaklı tarafından Banka Alacakları İcra Müdürlüğü'nün 2021/7388 Esas sayılı dosyası ile tarafına ödeme emri gönderildiğini, ödeme emri tebliğini eşinin alıp köye koyduğunu, kendisine vermediğini, tarafına noter ihtarı gönderilmesi gerektiğini, takipten sonradan haberdar olduğunu, bu yüzden borcuna süresinde itiraz edemediğini, usulüne uygun tebligat yapılmadığını TK 21/2 ye göre tebligat yapılması gerekirken komşuya haber verilmeden tebligatın eşine verilmesi yapılmasının ve kapıya not düşülmemesi nedeniyle gecikmiş itirazının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesini...
Hukuk Dairesinin 22/09/2022 tarih, 2022/7290 esas ve 2022/9215 karar sayılı ilamı, 01/06/2016 tarih, 2016/2498 esas ve 2016/15531 karar sayılı ilamlı). Bu durumda tebliğ memurunun, muhatabın tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği, dönecekse ne zaman döneceğini tevsik etmeksizin yaptığı tebliğ işlemi TK'nın 21/1. maddesine ve Yönetmelik hükümlerine uygun olmayıp usulsüzdür. Davacı/borçlu her ne kadar dilekçesinde gecikmiş itiraz deyimini kullanarak başvuru yapmış ise de, ilk derece mahkemesi kararında da isabetli olarak açıklandığı üzere, gecikmiş itirazdan bahsedilebilmesi için öncelikle usulüne uygun bir tebligatın varlığı gerekmekte olup, başvurunun usulsüz tebliğ şikayeti olarak nitelendirilerek tebliğ işlemi usulsüz olduğundan şikayetin kabulüne karar verilmesi yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2018/45398 Esas sayılı dosyasında müvekkili aleyhine takip başlatıldığını, alacaklı tarafın icra dosyası düşen ve zamanaşımına uğrayan alacak ile ilgili tekrar takibe geçtiğini, asıl alacak bakımından 6 sıfır silinmeden esas takibe geçildiğini, ödeme emrinin müvekkiline tebliğ edilmediğini ve usulsüz olarak muhtara bırakıldığını, postacının haber kağıdı bırakmadığını, komşulara da haber vermediğini, takipten 23/07/2019 tarihinde haberdar olduklarını, ayrıca müvekkilinin babasını sürekli hastaneye götürdüğünü, daha sonra hastaneye yatmış olması nedeni ile refakatçılık yaptığını, borca ve faize itiraz ettiklerini, takibin zamanaşımına uğradığını, bu nedenle gecikmiş itirazda bulunduklarını söyleyerek gecikmiş itirazın kabulüne, usulsüz tebligata dayalı takibin ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir....
Ancak borçlu, maninin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye... mecburdur" hükmüne yer verilmiştir. Anılan hükmün uygulanabilmesi için, borçluya, usulüne uygun olarak tebligatın yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır. Borçlunun mahkemeye verdiği dilekçede gecikmiş itiraz deyimini kullanması, HMK'nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, borçlunun başvurusu bu hali ile 7201 sayılı Yasa'nın 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayetidir (HGK'nun 05/10/2001 tarih ve 2001/12-258 esas, 20018344 sayılı kararı). İcra mahkemesinde borçlunun isteminin tebligat usulsüzlüğü şikayeti olarak nitelendirildiği görülmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlunun talebi usulsüz tebligat şikayeti olup, tebligatın usulsüzlüğünün tespiti ile öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak belirlenmesine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, gecikmiş itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi doğru değil ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile, ... 13....
Maddesi gereğince gecikmiş itiraza konu hallerden biri olduğunu, yine takip dosyasından tebliğin yapıldığı adreste Shell A.Ş.nin kiracı olarak bulunduğunu ve o dönemde ödemeler sebebi ile aralarında anlaşmazlık bulunduğunu, zabıta araştırması yapılmış olsa adreste kiracı olduğu ve davacı şirket yetkilisinin cezaevinde olduğu hususunun anlaşılacağını beyanla, istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz tebligat şikayeti, İİK'nın 65. maddesi uyarınca gecikmiş itiraza ilişkindir. Manisa 3....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, usulsüz tebligat şikayeti ve gecikmiş itiraz istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....