İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davaya cevap dilekçesindeki hususları tekrar ederek davanın kabulüne dair kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin usulsüz tebligat şikayetini kabul edip borca itirazını reddettiğini, itirazın değerlendirileceği merci icra dairesi ise bu durumda icra mahkemesinin bu itirazların mahkemece değerlendirmeye alınamayacağından bahisle karar vermesi gerekirken borca itirazın reddine olarak hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, usulsüz tebligat şikayeti kabul edilmesine rağmen aleyhine vekalet ücretine hükmedildiğini, davayı kaybeden tarafça ödenmesi gereken vekalet ücretinin davanın kabulüne rağmen taraflarına yükletildiğini belirterek davalının istinaf başvurusunun reddi ile yargılama gideri vekalet ücreti kısmının düzeltilerek onanmasına karar verilmesini talep etmiştir....
ın icra mahkemesine başvurusunda; anılan icra dosyalarından kendisine gönderilen örnek 10 numaralı ödeme emri tebligatının usulüne uygun yapılmadığını, takiplerden 26.08.2014 tarihinde haberdar olduğunu ileri sürdüğü, ayrıca, söz konusu takiplerin dayanağı bonoya ilişkin ödeme yapıldığı iddiası ile birlikte, borca, faize ve ferilerine itiraz ettiği görülmektedir. Bilindiği üzere; alacaklı tarafından seçilen takibin şekline göre uygulanması gereken İİK'nun 168. maddesinin 5. fıkrası ve yine aynı kanunun 169. maddesine göre; borca itirazın ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren beş gün içinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Somut olayda, .......
maddesi hükümlerine aykırılık oluşturduğu ve usulsüz olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır....
nın 21/2 maddesine göre tebliğ edildiği, 103 davetiyesinin tebliğinin usulsüz olduğu açıkça ileri sürülmediğinden, borçlunun ödeme emrinden en geç 103 davetiye tebliği ile haberdar olduğu, bu durumda usulsüz tebligat şikayet tarihi olan 27.07.2020 tarihi itibari ile, borçlunun şikayeti yasal (7) günlük sürede olmadığı, diğer itirazlarını da 5 günlük yasal süre içerisinde sunmadığı anlaşıldığından, dosya kapsamı, delil durumu, gerekçe değerlendirildiğinde, mahkeme kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı görülmekle, istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının yetkiye ve borca itirazını icra dairesine sunması gerektiğini, bu nedenle yetkiye itiraz davasının reddi gerektiğini, ayrıca ileri sürülen hususların 7 günlük süre içinde sunulmadığını, davacı borçlunun ıttıla tarihi hakkında birbiriyle çelişen beyanlarda bulunduğunu, mahkememiz dosyasında tebliğ tarihinin 24/09/2021 tarihi olarak baz alınmasını talep etmiş ise de, icra müdürlüğüne borca itiraz dilekçesini 23/09/2021 tarihinde sunduğunu, davacının borca itiraz dilekçesinde kabul ettiği adresin mahkemeye sunduğu itiraz dilekçesinde reddettiğini, davacının bizzat kendi sunduğu yerleşim yeri belgesinde yer alan yerleşim yeri adresinin tebligat adresi olmadığını iddia ettiğini, davacının itirazlarının gerçeği yansıtmadığını ileri sürerek şikayetin reddini talep etmiştir....
Maddesine göre usulünce tebliğ edildiği, genel haciz yoluyla yapılan takiplerde faturadan kaynaklanan alacak için takip yapılamayacağı iddiasının borca itiraz olarak icra müdürlüğüne yapılmasının gerektiği, icra mahkemesine yapılan itirazın sonuç doğurmayacağı anlaşıldığından mahkeme usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verilmesi isabetli olmuştur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, takip borçlusunun ödeme emrinin usulsüz tebliğine, senedin kabiyo vasfına yönelik şikayet ile imzaya ve borca itiraza ilişkindir....
Şahısın yalan beyanlar ile müvekkilini borçlandırdıklarını, tebligatın yapıldığı tarihte tebliğ mazbatasına tebligatı alan şahsın müvekkilinin çarşıda olduğunu o ikamette kaldığını iddia ederek aldığını, ancak müvekkilimin tebligatın yapıldığı sırada Türkiye'de bulunmadığını, müvekkilinin yurtdışında yaşaması nedeniyle tebligatın müvekkilinin bulunduğu yerdeki Türkiye büyükelçiliği veya konsolosluğunca yapılması gerektiğini, usulsüz tebligat nedeniyle borca itiraz edemeyen müvekkili için borca ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini belirterek, tebligatın usulsüz olması nedeniyle tebligatın iptali ile tebliğ tarihi olarak 16/09/2022 tarihinin kabul edilmesini, borca itirazın kabulü ile takibin iptalini ve takibin durdurulmasını talep etmiştir. SAVUNMA: Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı yan her ne kadar yurt dışında yaşadığını iddia etse de bu hususu almak istemediği tebligatlar yönünden öne sürerek kendisine hukuki yollarla ulaşmayı kısıtlama amacı gütmektedir....
İcra Müdürlüğü'nün 2018/23955 esas sayılı dosyasına süresinde yaptıkları borca itiraz nedeniyle takibin durmasına karar verilmesine rağmen, Amasra İcra Müdürlüğü'nün 2019/38 esas sayılı takip dosyasından gönderilen 23/01/2019 tarihli ödeme emrinin hukuka aykırı olduğunu, bu sebeple; tebligat tarihinin 25/09/2019 olarak düzeltilmesine, 26/09/2019 tarihinde Amasra İcra Müdürlüğü'nün 2019/38 esas sayılı dosyasına yapılan borca itiraz nedeniyle borca itirazlarının kabulü ile Amasra İcra Müdürlüğü'nün 2019/38 esas sayılı takip dosyasının durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Davacı, takibe yapılan itiraz üzerine itirazın kaldırılmasına karar verilmeden ödeme emri gönderilmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu ve Ankara'da tedavi için bulunduğunu belirterek gecikmiş itirazda bulunmuş olup, mahkemece şikayet usulsüz tebliğ şikayeti nitelendirilmesiyle reddedilmiştir. Davalı alacaklı tarafından İstanbul 18....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın, 30.12.2021 tarihinde vekaletnamesini Biga İcra Müdürlüğünün 2021/3674 Esas sayılı dosyasına sunduğunu, söz konusu vekaletnamenin Biga İcra Müdürlüğü tarafından 31.12.2021 tarihinde onaylandığını ve davacının borca itiraz dilekçesinin reddedildiğini, İİK Madde 168/5 gereği borca ve yetkiye itiraz süresi 5 gün olduğundan ve vekaletnamesinin de onaylanma tarihi 31.12.2021 tarihi olduğu dikkate alındığında davacının iş bu davayı 5 günlük itiraz süresi geçtikten sonra 10.01.2022 tarihinde açtığını, davacı tarafın süresinden sonra yaptığı yetkiye ve borca itiraz taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü icra takibinde yetkiye ve borca itiraza ilişkindir....