Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Başvuru; kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan icra takibinde usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte imzaya borca itiraz ve İİK'nun 82. maddesine dayanan meskeniyet şikayeti niteliğindedir. İİK'nun 82. maddesinin 1.fıkrasının 12. bendinde yer alan haline münasip evin haczedilmezliği şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 168. maddesinin 4. ve 5. bendine göre; imzaya ve borca itirazın ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren beş gün içinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup; mahkemece re'sen gözetilmelidir....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı 3.kişi şirket vekilinin Adana 11.İcra Dairesinin 2017/5692 esas sayılı sayılı dosyasına verdiği dava dilekçesinde haciz ihbarnamelerinden 13/01/2021 tarihinde haberdar olduklarını beyan ettiğinden davacının en geç 13/01/2021 tarihi itibariyle haciz ihbarnamelerinden haberdar olduğunun kabulü gerektiği, davanın usulsüz tebligat nedeni ile şikayet mahiyetinde olup süreye tabi olduğu, 13/01/2021 tarihinde takipten ve haciz ihbarnamesi tebliğinden haberdar olduğu, buna karşın dava tarihinin 26/01/2021 olmakla, davacının usulsüz tebligata ilişkin davasının yasal süre içerisinde açmadığı anlaşıldığı, keza icra dosyası kapsamında haciz ihbarnamelerinin tebliğ tarihinin düzeltilmesi hususunda bir ilam ibraz edilmediği, usulsüz tebliğ ile tebliğ tarihinin düzeltilmesi hususunda mahkeme ilamı ibraz edilmediği sürece bu hususun resen nazara alınamayacağı, icra dosyası kapsamında haciz ihbarnamelerinin tebliğ tarihleri itibariyle yasal süresi içerisinde...

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, usulsüz tebligat şikayeti ve borca itiraz istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Somut olayda mahkemece davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun ek karar ile reddine karar verilmiş ise de İİK'nun 363. maddesi içeriği ve usulsüz tebligat şikayetine konu edilen takip konusu alacak miktarının 26.552,34- TL olduğu gözetildiğinde, mahkemece verilen kararın gerek miktar, gerek nitelik itibariyle kesin sayılamayacağı sonucuna varılmakla istinaf kanun yolu başvurusunun reddine dair verilen ek kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir....

İcra Müdürlüğünün 2018/3856 Esas sayılı dosyasından davacı adına İİK 89/1 ve İİK 89/2 Maddesine göre düzenlenen tebligatların usulüne uygun olmadığı öğrenme tarihinin 08/07/2022 olarak kabulüne karar verilmesi talep etmiş ise de, davacıya gönderilen İİK 89/1 ve 89/2 haciz ihbarnamelerine ilişkin tebligatların usulsüz olduğu yönünde şikayetçi olunmuş ise de 89/3 haciz ihbarnamesinin 05/06/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davacının usulsüz olan tebliğden haberdar olduktan sonra öğrenme tarihinden itibaren yedi gün içerisinde şikayetçi olmadığından ve dava tarihinin 08/07/2022 tarihi olduğu için davacının davasını yasal süre içerisinde açmadığı anlaşıldığından davanın süre yönünden reddine" karar verilmiştir GEREKÇE: Uyuşmazlık; hukuki niteliği itibariyle usulsüz tebligat şikayeti davası niteliğindedir....

Sayılı dosyasında gerçekleştirilen haciz işleminin, İstanbul 25. İcra Dairesinin 2020/27052 E. Dosyasında gönderilen talimat yazısı ile gerçekleştirildiği, bu hali ile davacı borçlu tarafından esas İcra Müdürlüğünce verilen haciz kararı işleminin şikayet edildiği, talimat icra müdürlüğünce, esas icra müdürlüğünün talimatına aykırı olarak İİK 85. Madde kapsamında taşkın haciz yapıldığına yönelik bir şikayet olmadığı, şikayetin esas icra müdürlüğünün haciz kararı verilmesine yönelik işlemi ile ilgili olduğu, yapılan şikayetin, davacı borçlunun İstanbul adresinde gerçekleştirilen haciz işleminin borcu karşıladığından bahisle başka haciz yapılamayacağına yönelik şikayet olduğu, bu şikayete bakmaya yetkili icra hukuk mahkemesinin esas icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İstanbul 25. İcra Hukuk Mahkemesi'nce ise, İstanbul 25....

    Sayılı dosyasında gerçekleştirilen haciz işleminin, İstanbul 25. İcra Dairesinin 2020/27052 E. Dosyasında gönderilen talimat yazısı ile gerçekleştirildiği, bu hali ile davacı borçlu tarafından esas İcra Müdürlüğünce verilen haciz kararı işleminin şikayet edildiği, talimat icra müdürlüğünce, esas icra müdürlüğünün talimatına aykırı olarak İİK 85. Madde kapsamında taşkın haciz yapıldığına yönelik bir şikayet olmadığı, şikayetin esas icra müdürlüğünün haciz kararı verilmesine yönelik işlemi ile ilgili olduğu, yapılan şikayetin, davacı borçlunun İstanbul adresinde gerçekleştirilen haciz işleminin borcu karşıladığından bahisle başka haciz yapılamayacağına yönelik şikayet olduğu, bu şikayete bakmaya yetkili icra hukuk mahkemesinin esas icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İstanbul 25. İcra Hukuk Mahkemesi'nce ise, İstanbul 25....

      İcra müdürlüğünün 2020/2377 esas sayılı dosyasında, müvekkili şirketin ticaret sicilinde kayıtlı eski adresine 35’e göre tebligat yapıldığını, 89/1 haciz ihbarnamesine süresinde cevap verilmediğinden 89/2 ve 89/3 fıkralarına göre haciz ihbarnamelerinin gönderildiğini, ihbarnamelere süresinde cevap verilmemesi nedeniyle müvekkilinin icra dosyasına borçlu olarak eklendiğini beyanla usulsüz tebligat nedeniyle öğrenme tarihlerinin 26/07/2021 olarak düzeltilmesini, 89/1 haciz ihbarnamesine itirazları süresinde kabul edilerek birinci, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin yok hükmünde olduğunun tespiti ile icra müdürlüğünün itirazlarının reddine dair kararının kaldırılmasına, borçlu olmadıklarının tespitine, itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına ve iptaline, mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE İcra dosyasının incelenmesinde; davacı hakkında bir adet bonoya dayalı ilamsız icra takibi başlatıldığı ve örnek 7 nolu ödeme emrinin düzenlendiği, ödeme emrinin borçluya tebligat kanunu 21/2 maddeye göre mernis adresine gönderildiği ve tebliğ edildiği, borçlunun icra dosyasına 01/07/20109 tarihinde başvurarak borca yönelik itirazları sunduğu anlaşılmaktadır. Borçlu dava dilekçesiyle de sabit olduğu üzere öncelikle ödeme emrinin iptalini talep etmiş aksi takdirde usulsüz tebliğ şikayetlerinin kabulünü istemiştir. Mahkeme usulsüz tebliğe yönelik şikayeti kabul etmemiş ancak ödeme emrinin iptaline yönelik şikayeti örnek 7 ile takip başlatılmasına rağmen ödeme emri tebligat parçasında örnek 10 yazılı olduğundan bahisle kabul etmiştir. Ödeme emrinin tebliğ edildiği adres mernis adresi olup bu yönde yanlar arasında bir tartışma olmadığı gibi uyap kayıtları ile de bu husus teyit edilmektedir....

      Borçlu, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu da iddia ettiğine göre, mahkemece, öncelikle borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayeti konusunda inceleme yapılıp, anılan şikayetin yerinde görülmesi halinde, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin düzeltilerek borçlunun diğer itirazlarının incelenmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek, ödeme emri teblgatının usulsüz olup olmadığı ve buna ilişkin şikayetin süresi içinde yapılıp yapılmadığı saptanmadan yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Her ne kadar borçlu icra mahkemesine gecikmiş itiraz olarak başvurmuş ise de, itiraz dilekçesi içeriğine ve talebin ileri sürülüş şekline göre başvurunun usulsüz tebligat şikayeti niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin, İİK.nun 16/1. maddesi uyarınca; borçlunun, tebligatın usulsüzlüğünden haberdar olduğu tarihten itibaren yedi gün içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. Borçlu şikayet dilekçesinde; öğrenme tarihinin 02.04.2015 tarihi olduğunu, bir başka anlatımla tebligattan anılan tarihte haberdar olduğunu bildirmiş, icra mahkemesine ise bu tarihten itibaren İİK.nun 16/ 1. maddesinde belirtilen yasal 7 günlük süreyi geçirdikten sonra 10.04.2015 tarihinde başvurmuştur. Bu durumda, mahkemece, şikayetin süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı gerekçe ile istemin reddi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu itibariyle doğru olan mahkeme kararının onanması gerekmiştir....

          UYAP Entegrasyonu